Zamanında 5.sınıfken okumuştum. İstanbul'un fethini tüm detayları ile birlikte o olayı yaşamış tarihçi Kritovulustan dinliyorsunuz.İnşallah bu kitabı kütüphaneme kazandırım
Fetih 1453Kritovulos · Panama Yayıncılık · 2012273 okunma
Selamlar. Uzun zamandır tarihî bir kitap okumadığım için bu şansı Fetih 1453'e verdim. Okuması kolay, sıkıcı olmayan, güzel bir okumaydı diyebilirim.
Yazar bu kitabıyla bir Bizanslı olarak Türklerin gözünden Fatih'i bize anlatıyor. Saltanatının on yedi yılını tarafsız bir bakış açısıyla ele alıyor. Kitap Fatih'in İstanbul'u fethetmesi ile başlayan ve devamında gelen fetihleri ile son bulan bir kitap. Yazar notlar kısmını da ekleyerek kitabı daha zengin hâle getirmiş. İçerisinde Fatih'in kılıcı gibi görsellerde mevcut. Sıkıcı olmayan bir Fatih kitabı okuyayım derseniz şans verebilirsiniz. Fakat roman tarzında değil de daha çok bilgi amaçlı yazılmış bir eser. O yüzden meraklıları için şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Fetih 1453Kritovulos · Panama Yayıncılık · 2012273 okunma
Atina: Bugünkü Yunanistan'ın başkenti ve en kalabalık şehri. Atikya yarımadasında, denize yakın bir yerde
Akropol çevresinde kurulmuş olan Atina, ilkçağ Akdeniz dünyasının en önemli merkezlerinden biriydi. 1456'dan 1829 tarihine kadar Osmanlı İmparatoruğunun hâkimiyeti
altında kalmıştır. Bazı Osmanlı kaynaklarında 'Medinet-ül Hükemấ dedikleri yerdir. Atina şehri 1204 tarihinden itibaren 254 yıl Ortodoks Yunan halkına esir muamelesi yapan birtakım Katolik Fransız, Katalan ve İtalyan ailelerinin baskısından bıkmış usanmış olduğundan Türkleri bir kurta-
rıcı olarak kucaklamışlardır.
Atinalıların Fatih'e müracaat edip şikâyette bulundukları bu korkunç idareden kurtarılmalarını istirham ettik-
leri, Atina Düşesinin eski kocasından olan küçük oğlunu da yanına alarak padişaha sığındığı bir hakikattir.
Ulubatlı Hasan adlı bir yeniçeri ise, 30 arkadaşı ile kaleye tırmanıyordu. Bizanslılar, sekizini ok ve top atışlarıyla vurmuş ise de 22 kişi surlara tırmandı ama kısa sürede ok ve top atışlarında yaralandı. Ulubatlı Hasan ise sancağı kaleye dikti. Ancak ok darbeleri ve açılan ateşlerle orada vefat etti. Söylediği son söz ise: "Allah'ım, bu sancağı buradan indirme!" idi.
Bir yeniçeri müfrezesi, Ulubatlı Hasan'ın naaşını 2. Mehmed'in huzuruna getirir. Padişah, cenazeyi gözlerinden öperek: "Eğer Sultan olmasaydım, Ulubatlı Hasan olmak isteridim!" demiştir.
İstanbul fethine ait birçok hadisler rivayet edilmektedir. Müslüman devletlerinin iç ve dış politikalarında etkili olmuş ve askeri politikalarında Hazreti Peygamber'in birer işareti sayılmıştır.
İstanbul fethi ve onun Fâtihi için aşağıdaki hadisten söz edilmektedir:
"Letüftehanne'l Konstantıniyyete, ve le ni'mel emrü zâlike'l emr, ve le ni'mel ceyşü zâlike'l ceyş"
Yani: "Konstantiniye, bir gün fetholunacaktır. Onu fetheden asker ne güzel asker, onu fetheden komutan ne güzel komutandır."
Bu hadis-i şerif, 857 yıllık heyecan dolu bekleyiş sürecinde Müslüman devlet ve toplulukların nişanesi olmuştur. Daha sahabe döneminde binlerce kilometrelik yollar aşılarak müjde gerçekleştirilmek istenmiştir. Gerçi, Müslümanların kalp
birliğini bozmak için bu süreçte "Böyle bir hadis yok. Uydurma" diyerek şaşırtma taktikleri de uygulanmamış değildir. Ama hiçbirisi kutlu fethin gerçekleşmesini engelleyememiştir.
Fatih Sultan Mehmed'in çocukluğu ile ilgili bir olay:
Hacı Bayram Veli, Edirne'yi ziyaretinde Fatih daha beşikte küçücük bir bebekmiş. İkinci Sultan Murad, Şeyh
Hacı Bayram'a:
"Istanbul'u almak istiyorum. Büyük babam Yıldırım Bayezid Bey, amcam Musa Çelebi, ben de iki defa şehri ku-
şattık ama muvaffak olamadık. İstanbul bize lâzım, gönül et de bu şehri alayım..." deyince.
"Beyim! Bu şehri sen alamayacaksın. Ben göremeyeceğim. Beşikteki şehzade ile bizim Köse alacaktır." cevabını almıştır.
Beşikteki şehzade, İkinci Mehmed (Fatih) ve Köse de Ak Şemseddin'dir.
İkinci Murat oğluna:
"Mehmet! Sen İstanbul'u Ak Şeyh ile alacaksın." diyerek daima söyleşirmiş.
Fatih(İkinci Mehmed): 27 Recep(30 Mart 1430) yılında, Edirne'de dünyaya geldi. Osmanlı padişahların yedincisidir. Çağ açan hükümdar olarak bilinir. Saltanatı 1. defa 1444-1446, 2. defa 1451-1481'dir. Annesi, Hüma Hatun'dur. 18 Şubat 1451 Perşembe günü babasının ölümü üzerine 21 yaşında tahta geçmişti. Bunu, İkinci Mehmed'
in
Aynı günün akşamı II. Mehmed'in sırma işlemeli büyük kırmızı otağında toplantı vardı. Padişah ordunun bütün ileri gelenlerini toplamıştı. Çeşitli ilim adamları, şeyh ve dervişler de orada bulunuyordu. Padişah söze başlayarak:
Vezirlerim, paşalarım, beylerim, hocalarım, silah arkadaşlarım! Hepiniz büyük fedakarıklar gösterdiniz. Ama
sizden
Padişah Hazretleri, Fars ve Yunanca'dan Arapça'ya çevrilmiş olan felsefi eserleri okur ve çevresinde bulunan bilginlerle bu konuda karşılıklı söyleşir ve bilhassa Aristo mesleğinde ve stoik felsefe konuları ile pek ziyade meşgul olurdu.
Fatih Hazretleri burada Achilleus, Ajas ve diğer kahramanların gömülü bulundukları yerleri araştırmış, Home-
ros'un büyük övgüyle söz ettiği bu kişileri ve yaptikları büyük hizmetleri hatırlayarak haklarındaki takdirkâr hislerini belirtmiş ve kendilerini methetmişlerdir. Padişahın başını
sallayarak şu sözleri söylediği rivayet edilir:
“Cenab-ı Hak, beni bu şehrin ve halkının müttefiki olarak bu zamana kadar
sakladı ve korudu. Biz bu şehrin düşmanlarına galip geldik ve onların yurtlarını aldık. Burasını Makedonyalılar, Tesalyalılar ve Moralılar almışlardı. Bunların biz Asyalılara karşı defalarca yaptıkları kötü davranışların intikamını, aradan birçok devirler ve yıllar geçmesine rağmen onların torunlarından aldık. "
Padişah Hazretleri başkentin idaresine, şehrin iskân ve süslenmesine; bayındırlığına eskiden olduğu gibi itina ve ihtimam göstererek şehir içinde camiler, çarşılar ve tersane gibi faydalı müesseseler yaptırdığı gibi diğer taraftan da bilgisiyle ün almış kişileri İstanbul'a getirerek başkenti ilim ve fen merkezi haline getirmeye çalışırdı. Bu yoldaki kutsal maksadı için de hiçbir fedakarlıktan çekinmez ve hiçbir
masraftan sakınmazdı. Velhasıl benzeri olmayan bir şehir olan İstanbul şehrinin tabii letafet ve yerinin önemine uygun şekilde bayındırlığı ve yükselmesi için gayret harcardı.