"Topraktan insan bitiyordu, sabah sabah kapkara, öç alıcı bir ordu filizleniyordu; bu ordu pek yakında bütün toprağı çatlatacak olan gelecek yüzyılların ürünleri için boy atıyordu" diyerek geleceğe dair bir umutla bitirmiş yazar bizlere son derece gerçekçi bir bakış açısıyla anlattığı, 19. Yüzyıl Fransa'sındaki kömür işçilerinin sefalet dolu hayatını. Bu umut yüzyıllardır sermaye elinde paralanan, hayatlarını ortaya koydukları halde karınları doyarsa kendini şanslı sayan işçi sınıfının tek tutunacak dalı olmuştur. Ancak bu umut tek gerçekliği sömürülmek olan işçi sınıfını mı, yoksa onların sırtında inanılmaz bir hızla semirmeye devam eden sermayedarların mı daha çok işine yaramıştır, tartışmaya açıktır.