Gılgamış Destanı
AnonimGılgamış Destanı Sözleri ve Alıntıları
Gılgamış Destanı sözleri ve alıntılarını, Gılgamış Destanı kitap alıntılarını, Gılgamış Destanı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Çalınan da,ölen de birdir.Ölümün biçimi çizilmez."
Sayfa 115 - Anonim Yayınları - 10.TabletKitabı okudu
Geçip Gidiyoruz
Dokunmakla zevk duyduğun benim güzel bedenimi, şimdi böcekler, eski bir giysiyi yer gibi yiyor. Dokunmakla zevk duyduğum benim güzel başım, bir çamur teknesi gibi toprak doludur.
Bilmediğim bir savaşa gireceğim, bilmediğim bir yola gidiyorum.
Benim için karanlık, aydınlık kadar uzaktır. Fakat ölüm, ne zaman güneşin ışığını görebilmiştir?
Benim için karanlık, aydınlık kadar uzaktır.
"Şunu anladım ki tanrıların koyduğu kurallar değişmiyormuş"
Hayatta her daim bilgilenelim...
... Destana konu edilen Kral Gılgamış gerçekten yaşamış bir tarihi kişiliktir. M.Ö. 28. yüzyılda Mezopotamya' da bulunan bir Sümer kenti olan Uruk kentinde doğmuş, yaşamış ve hüküm sürmüştür. Ölümsüzlük bilgisinin peşindeki insanı yücelterek anlatan Gılgamış Destanı, Gılgamış'ın ölümünden bin yıl kadar sonra yazılmış ve günümüze kadar gelebilmiştir.
Mehmet Ali Atak
Güneş gökyüzünde durdukça Tanrı’lar sonsuza dek yaşarlar. Ancak, insanın günleri sayılıdır. Onların ettikleri hep havadadır. Sen daha buradayken ölümden korkuyorsun.
Sayfa 38 - 38 İKİNCİ TABLETKitabı okudu
Şimdi seni yakalayan bu uyku nedir? Sen karanlığa gömüldün. Beni dinlemiyorsun...
Ölümden korkmak değil,
korkusuzca yaşamak yaraşır insana.
Büyük kentler kurmak,
yenilikler peşinden koşmak yaraşır.
İnsan, insan gibi yaşarsa,
aydınlığın peşinden koşarsa vardır.
Unutmayın, aydınlığın peşinden koşanlar,
bir gün mutlaka o ışığı yakalar.
pdf syf sys:90
Dur gitme, davul gibi inlesin sesin.
Tut elimden birlikte yürüyelim, alevlensin yüreğin.
Unut ölümü, yaşamayı ve zaferi düşün.
pdf syf sys:35
Yazıyı bulmuş olan Sümerliler Tarihi başlatan ulustur. M.Ö. 4000'inci yılın ikinci döneminde Aşağı Mezopotamya bölgesinde yaşamış olan; Ur. Uruk, Kiş, Eridu, Lagaş ve Nippu gibi bölgede son derece önemli roller oynamış olan kentler kuran Sümerlerden geriye o dönem hakkında yeterli bilgi veren çok sayıda eser kalmıştır. Bu değerli eserlerin içinde en önemlisi de elbette, içinde Nuh Tufanı'nın da anlatıldlğl Gılgamış Destanı'dır Sümer dilinde "Sha Nagba İmuru" diye hitap edilen ve anlamı "her şeyi görmüş olan" olan Gılgamış, günümüzde Gaziantep'in Suriye'ye sınır ilçesi Karkamış'ın o dönemki adıyla Uruk kentinin kralıydı. Gılgamış Destanı'nın ilk yazılış tarihi M.Ö. 3000- 2500 yılları arasına tarihlenmektedir. Destan Sümecce on iki adet kil tablet üzerine kaydedilmiştir
Sayfa 11 - Anonim YayıncılıkKitabı okudu
on birinci tablet (mitoloji de tufan)
Bütün güneşin ışıklarını kararttılar.
Büyük fırtına, ülkeyi bir çanak gibi parçaladı.
Bir gün karayel esip hepsini sildi süpürdü.
Sonra birdenbire poyraz esip ülkenin altını üstüne getirdi.
Rüzgârlar insanların tepesinde savaş edercesine çarpıştılar.
Kimse kimseyi göremiyordu. Ve gökten bakılınca insanlar tanınmıyordu.
Tanrılar bile
Sayfa 122 - Anonim YayıncılıkKitabı okudu
ölümsüzlük otu
Utnapistim ona Gılgamış a dedi
Ey Gılgamış geldin yoruldun güçlük çektin
Sana ne verdim ki yurduna dönüyorsun?
Gılgamış, sana gizli bir şey açayım,
Ve hiç kimsenin bilmediği biricik otun yerini sana söyleyeyim.
Bu ot, tıpkı deve dikenine benzer,
Ama dikenleri gül dikeni gibi keskindir, yaklaşana batar.
Sen bu otu eline geçirmek
Sayfa 130 - Anonim YayıncılıkKitabı okudu