Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gizli Ev Sözleri ve Alıntıları

Gizli Ev sözleri ve alıntılarını, Gizli Ev kitap alıntılarını, Gizli Ev en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hayat ucuz ve anlamsızdı.Heyecan ve bütün arzuların tatmininden başka önemli olan bir şey yoktu.Bunu ancak güçlüler ve özgürler anlayabili­yorlardı.Vassago birini öldürdüğü zaman kendini rüzgâr kadar özgür ve çelik bir makineden daha güçlü hissediyordu.
Kadınları öldürmeyi yeğliyordu. Çünkü toplum onları cinselliklerini herkesin suratına çarpmaları için erkeklerden daha fazla teşvik ediyor­du. Kadınlar da bunu makyaj, dudak boyası, baş döndürücü kokular, vücut hatlarını iyice belli eden kılıklar ve kırıtkan davranışların yardımıy­la başarıyorlardı. Ayrıca bir kadının rahminden yeni bir hayat çıkıyordu. Vassago ise hayatı mümkün olan her yerde yok etmeye yeminliydi. Kadınlardan, kendisinin en tiksindiği yanı olan şey geliyordu. İçinde hâlâ titreşen ve onun ait olduğu ölüler ülkesine gitmesini engelleyen o can.
Reklam
Ambulans siren çalarak hareket etti. İki sedye arasındaki dar açık­lıkta yanyana durarak sağlık görevlileri ündsey'ye döndüler. Ceketleri­nin göğüs ceplerine adları işlenmişti: David O'Malley ve Jerry Epstein. Profesyonel bir soğukkanlılık ve endişeli bir ilgiyle kadını muayeneye başladılar. Birbirlerine ciddi tavırlarla tıbbi bilgiler veriyorlardı. Ama kadınla konuşurken sesleri yumuşuyordu. Ona cesaret vermek için şef­katle davranıyorlardı.
Vassago kız öldüğü zaman ondan daha hoşlanacağını sanmıştı. Ama nefreti yine de sönmedi. Kızın cesedini birkaç dakika için göğsüne bastırarak sıcaklığının kaybolduğunu hissetti. Ama Margaret'in vücudu­na ölüm soğukluğunun yayılması da onu gerektiği kadar heyecanlandır­madı. Çünkü kız sonsuz hayata inanarak ölmüştü. Vassago onun gözle­rinde ölümü tanıdığını belirten o ifadeyi görememişti. Margaret onun elinden almıştı bu zevki. Vassago kızın gevşek vücudunu tiksintiyle bir kenara itti.
Yeni yaşamlarına başlamak üzereydiler. Hatch de bu yüzden yan­lış bir şey söyleyerek gecikmelere neden olmak istemiyordu. Tekrar baba olma isteği onu şaşırtıyordu biraz. Sanki geçen beş yıl tam anla­mıyla yaşayamamıştı. Şimdi o sürede kullanmadığı enerji içine doluyor, onu haddinden fazla canlandırıyordu. Şimdi renkler daha canlı, sesler daha ahenkli ve duygular da daha yoğundu. Gitmek, yapmak, görmek ve yaşamak için adeta hırs duyuyordu.
Yaşamlarını sürdürmek ikisi için de evde bir çocuk olması anlamı­na geliyordu. Çocuğu, geçmişi yakalamak için romantik bir araç olarak kullanmayacaklardı. Jimmy'nin ölümünün etkisinden tümüyle kurtul­mak için çocuğu onun yerine geçirecek de değillerdi. Sadece çocukla­ra nasıl davranılacağını biliyorlardı. Kendilerini bir küçüğe adamak onla­rı çok mutlu edecekti. Ama çocuğu evlat edinmek zorundaydılar. İşte zor olanı da buydu, ündsey, Jimmy'ye hamileyken çok kötü günler geçirmişti. Doğum da çok uzun sürmüş ve ıstıraplı olmuştu. Jimmy sonunda dünyaya geldiği zaman doktorlar ündsey'ye bir daha çocuğu olamayacağını söylemiş­lerdi.
Reklam
"Bazıları kötülüğün davranışlarımızın bir sonucu olduğunu söylerler. Sadece irademizin bir sonucu olduğunu. Ama ben, bunun yanında çok daha fazla şeyler olduğuna inanıyorum. Bence kötülük gerçek bir güç. Bizden ayrı bir enerji. Bu dünyada dolaşan bir varlık. "
Hâlâ o ihtiyacı hissediyordu. Öldürme ve yaratma ihtiyacını. Barsak alev alev yanıyordu ama bunun içtiği romla bir ilgisi yoktu. Göğ­sünü çelik şeritler sıkıştırıyordu sanki. Kalbi yayı boşalma noktasına gelinceye kadar kurulmuş bir saat gibiydi. Keşke Ahu adını verdiğim o kadının pişinden gitseydim, diye düşünüyordu. Kulaklarını öldükten sonra mı keserdim, yoksa sağken mi? Dolgun dudaklarını birbirine dikerek ağzını kapatırken, sanatçıya yakışan bir şeyi açıkladığımı anlayabilir miydi? Herhalde anlayamazdı. Diğerleri de benim olağanüstü yeteneğimi anlayamadılar. Onlarda o zekâ da yoktu, sezgi de...
Hiçbir şey sonsuza kadar süremezdi. Ölüm dışında!
Sayfa 52
Artık kötülüğün başlı başına bir güç olduğuna inanmıyordu. Dünya­da dolaşan gerçek bir varlık olduğuna. Kötülüğün kaynağının insanlık olduğunu öğrenmişti artık. Dünyada bozuk olan her şeyin nedeni buy­du ama insanlığı da yine kendi kurtarabilirdi. Tek kurtarıcı oydu.
Reklam
Başını kaldırdığı zaman birkaç katın asansör boşluğuna açılan kapı­larını görebiliyordu. Bir servis merdiveninin paslanmış çelik basamakları yukarıda, karanlıkların arasında kayboluyordu. Bazen o merdivenden yukarı çıkar, oradaki odadan kolaylıkla Cehenneme geçerdi.
İnsanın kırık kalbini bir mucize onaramazsa başka ne onarabilirdi?
Sayfa 81
... Lindsey yirmi beş yaşındaydı. St. Joseph hastanesinin doğum bölümünde yatakta, yastıklara dayanmış oturuyordu. Hemşire ona bat­taniyeye sarılı küçük bir şeyi getiriyordu. Bebeğini. Oğlu James Eugene Harrison'u. Dokuz ay taşıdığı ama henüz görmediği, bütün kalbiyle sevdiği ancak hâlâ tanışamadığı çocuğunu. Hemşire gülümseyerek-bebeği Lindsey'nin kucağına bırakıyordu. Genç kadın mavi pamuklu battaniyenin saten geçirilmiş kenarını şefkatle kaldırıyordu. Ve o zaman kollarındakinin göz çukurları boş, küçücük bir iskelet olduğunu görüyordu. Kemikten parmakları bebeklerin yaptığı gibi isteğini açıkla­mak için bükülmüştü: Jimmy de herkes gibi içinde ölümle dünyaya gelmişti. Daha beş yıl geçmeden kansere kurban gidecekti. İskelet çocu­ğun küçük, kemikli ağzı uzun, ağır ve sessiz bir feryatla açılıyordu...
Hiçbir şey Vassago'yu başkalarının cinsel ihtiyaç ve heyecanları kadar öfkelendirmezdi. Cinsellik onu ilgilendirmiyordu artık. O zamana kadar öldürdüğü kadınların ırzına da geçmemişti. Başkalarının cinselliği­ni sezdiği zaman duyduğu öfke ve tiksintinin nedeni kıskançlık değildi. Bunun temelinde iktidarsızlığın bir ceza ya da hiç olmazsa haksızca bir yük olduğu duygusu da yatmıyordu. Hayır. Vassago artık ihtiras ve özlemden kurtulduğu için memmundu. Sınırdaki ülkenin vatandaşı olalı ve mezar vaadini kabul edeli beri şiddetli arzularını kaybettiği için pişmanlık duymuyordu. Ama seks düşüncesinin bile kendisinde bazen müthiş bir öfke uyandırmasının nedenini anlayamıyordu. Çapkınca bir göz kırpılışı, kısa etek ve dolgun göğüslerin üzerinde gerilmiş bir kaza­ğın niçin onda işkence yapma ve öldürme isteklerini uyandırdığını da bilemiyordu. Ancak buna seksle yaşamın birbirine iyice karışmış olması­nın yol açtığından kuşkulanıyordu. Herkes kendini korumaktan sonra seksin en güçlü insanca güdü olduğunu söylüyordu. Seks yoluyla hayat yaratılıyordu. Vassago bütün o bayağı renkleriyle yaşamdan nef­ret ediyordu. Öyle yoğun bir nefret duyuyordu ki, seksten tiksinmesi de normaldi.
Gerçekten de savaştı bu. Ölüm bir düşmandı. Zeki, güçlü ve amansız bir düşman. Jones için ölüm sadece patalojik bir durum değildi. Bütün yaşayan canlıların kaçınılmaz sonu da olmadığı gibi. Ölüm, ona göre, dünyada dolaşan bir varlıktı. Belki efsanelerde ki gibi kurukafasını kukuletayla gizleyen, pelerinli bir gölge değildi. Ama gerçek bir şeydi. Büyük Ö harfiyle yazılan Ölüm.
Sayfa 53
32 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.