Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ülkelerin, Devletlerin Yok Edilmesi ve Adım Adım Dünya Hakimiyetine

Göçmen Hamamı

Oktay Sinanoğlu

Göçmen Hamamı Gönderileri

Göçmen Hamamı kitaplarını, Göçmen Hamamı sözleri ve alıntılarını, Göçmen Hamamı yazarlarını, Göçmen Hamamı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Konfüçyus’a sorarlar: Bir ülkeyi yönetmeye çalışsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu? Düşünür, şöyle cevap verir: Hiç şüphesiz dili gözden geçirmekle işe başlardım. Dil kusurlu olursa , sözcükler düşünceleri iyi anlatamaz; düşünceler iyi anlatılamazsa yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılmazsa kültür bozulur. Kültür bozulursa adalet yanlış yöne sapar. Adalet yoldan çıkarsa, şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez. İşte bunun içindir ki “Hiçbir şey dil kadar önemli değildir “
Sayfa 166 - Bilim+GönülKitabı okudu
“Dil gönlü yüzdüren gemidir; toplumunda gönlü vardır; toplumun gönlünün adı da ‘kültür’ dür.”
Sayfa 191Kitabı okudu
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitabı geçen sene kız kardeşim hediye etmişti. Laf arası alıp okumayı düşündüğümü söylediğimde not almış. Geçen seneden beri ara ara elime alıp okuyordum. Bu kadar yoğun bi kitabı bi anda alıp bitirmek mümkün değil zaten. Şiir ve böyle yoğun düşünce, araştırma kitaplarını oturdum bir anda bitirdim demek bana mantıklı bi okuma biçimi olarak
Göçmen Hamamı
Göçmen HamamıOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 2012174 okunma
"Sonra Amerika'da Latince, Grekçe okullardan kaldırılmış. Dolayısıyla Amerika'da yetişen bilim adamları Latince, Grekçe öğrenmiyor ve yeni bir şey icat edince İngilizceden de kelime türetemiyor. O zaman bir cümle kuruyor, her kelimenin baş harfini alıp kelime yapıyor. LASER kelimesi gibi. Buna dilciler "akronim" derler. Bu bir dilin zayıf ve yozlaşmakta gittikçe de ölmekte olduğunun alâmetidir. Eğer bir dil bu şekilde kelime türetmeye tenezzül ediyorsa o dil ölüyor demektir. Almancada türetme imkanı var. İspanyolca, İtalyanca Latinceye yakın olduğu için kelime türetilebiliyor. Yeni sözcükler türetmek için matematik gibi kuralları olan dil Türkçedir. Bunu geçen asır dilbilimcileri yazıyor. Vittengştayn sayfalar dolusu, Türkçeyi ve hattâ lehçelerini bile methediyor. Köklerden matematik gibi çok keskin kaidelerle (dilimizin geometrik yapısı bile var) yeni kelimeler türetilebiliyor. Türkçe belki de en eski dil. Çünkü böyle kaideler bir günde oluşmaz."
Sayfa 210Kitabı okudu
"Türkiye'yi önce sahte sağ- sahte solla böldüler. Sağın ve solun da hakikilerini yok edip kavramların içini boşalttılar. Sağ ya da "milliyetçi -anti- kominist", "sol-antifaşist" diye birer kelimeye indirgeyerek asıl manalarını yok ettiler. Böylelikle 70'lerde binlerce genci birbirine kırdırdılar. Güney Amerika ülkelerinde de meğer aynısını daha önce yapmışlar."
Sayfa 207Kitabı okudu
" Türkiye'de maalesef eğitimin içi boşaltıldı. Gençlerin gayeleri evrenkente (üniversiteye) girebilmek; fakat hangi dala puan tutturabilirse oraya girip sonunda da hiç ilgi duymadığı, sevmediği bir daldan bir diploma almaktan ibâret. Rastgele bir bölüm, büyük ihtimalle de istemediği bir bölümü sırf üniversite mezunu olmak adına bitirmiş bir insandan vatanı ve milleti için aşkla çalışmasını bekleyemezsiniz. Anne babalar da işte "Oğlum, kızım kolejde okuyor. Oğlum Amerika'da master yapıyor." diye övünmekle meşguller. Amerika'da nerede master yapıyor, papaz okulunda mı yapıyor? Haberleri yok. "Niçin yapıyor? Mastır yapınca ne olacak? Hedefi ne?" Bunların farkında değiller. Eğitimde gösteriş, dostlar alışverişte görsün. diye bir eğitim anlayışı var. Bir ruh yok. Eğitimin amacı tabii bu değildir. Eğitimin birinci gayesi, insanı, kendisi ve toplumu, halkı, milleti için değer katacak düzeye getirmektir. Bizim gibi büyük bir geçmişe sahip toplumlar için eğitimin ikinci amacı da bir milletin geçmişiyle geleceği arasında köprü kurmaktır. "
Sayfa 189Kitabı okudu
Reklam
Kızılderili Şef Seattle doğayla ilgili şöyle diyor: "Canlıların yok edildiği bir dünyada insan ruhu yalnızlık duygusundan ölür gibi geliyor bize. Unutmayın, bugün diğer canlıların başına gelen yarın insanın başına gelir. Çünkü bütün hepsinin arasında bir bağ vardır. Şu gerçeği iyi biliyoruz: Toprak insana değil, insan toprağa aittir. Ve bu dünyadaki her şey, bir ailenin fertlerini birbirine bağlayan kan gibi, ortaktır ve birbirine bağlıdır. Bu nedenle de dünyanın başına gelen her felaket insanın da başına gelmiş sayılır."
Sayfa 163Kitabı okudu
272 syf.
9/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu
Genç yaşta bir çok başarıya imza atan, Ordinaryüs olması gerekirken, sistemden bu ünvan kaldırılması sonucu olamayan, deha bir insan. Gerek Ülkesi için, gerek gelecek nesiller için önemli çalışmalara imza atmış birdir. Eserlerini sıkılmadan, zevkle okuduğum nadir insanlardan, okurken, içindeki ruhu şiddetle canlandıran, uyuyan ruhu uyandırmayı başaran değerli hocamı Rahmet ve özlemle. Ruhu şad mekanı cennet olsun.
Göçmen Hamamı
Göçmen HamamıOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 2012174 okunma
272 syf.
·
Puan vermedi
·
42 günde okudu
Birçok ülke üzerinde dönen siyasetin yıllar boyu aynı yöntem ile ilerleyişini anlatan kıymetli yazar,aynı tehlikenin yavaş yavaş ülkemize yaklaştığını ve bu tehlikeden korunmak için dilimize,kültürümüze sahip çıkmamız gerektiğini anlatıyor.Oldum olası anlamadığım "medeniyet" kavramının,Batı ile özdeşleştirilmesi acziyetini tekrar hatırlattı bana.Medeniyet kavramının en iyi idraki köklerimizde mevcut iken ne büyük cahillik başka ülkelere özenmek! Aranan medeniyet ve başarı,sadece özümüze sahip çıkıp çok çalışmak kadar uzağımızda.
Göçmen Hamamı
Göçmen HamamıOktay Sinanoğlu · Bilim & Gönül Yayınevi · 2012174 okunma
Biliminizi geliştirmek için matematiğe, gönlünüzü geliştirmek için Türkçeye sarılın.
Reklam
Dil gönlü yüzdüren gemidir; toplumun da gönlü var; toplumun gönlünün adı da “kültür”dür.
Tarım ve hayvancılık bitirildi. Artık köyler bomboş, herkes şehirlerde toplanmış, açlık ve işsizlik kol geziyor. Toplumun sosyal yarısı da bu sebeple zamanla bozuluyor.
Doğuda terör bahane edilerek köyler boşaltılıyor. Hayvan meraları turizm tesislerine kullandırılıyor. Tarım desteklenmediği için yem fiyatları hızla artıyor. Bu işleri düzenleyecek, geliştirecek devlet kurumları bir bir elden çıkarılıyor.
Atatürk’ün “ çiftçi halkın efendisidir”, sözünde nitelendirdiği gibi çiftçi saygı gördüğü onurlu bir hayat tarzından “köylü ucuz işçidir” anlayışına gelindi.
413 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.