Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Jacques Derrida ile Julia Kristeva Arasında Söyleşi

Göstergebilim ve Gramatoloji

Jacques Derrida

Sayfa Sayısına Göre Göstergebilim ve Gramatoloji Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Göstergebilim ve Gramatoloji sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Göstergebilim ve Gramatoloji kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Derrida’nın yapıtlarının dünyadaki etkilerine genel olarak baktığımız zaman, onun amaçlarının ve düşüncelerinin çoğu zaman yanlış anlaşıldığı görülüyor. Bunun nedeni 1972’den sonra yazılarında alışılmışın çok dışında bir biçem kullanması ve zengin göndermelerle örülü olması kadar, onun düşüncesinin geleneksel mantıkla anlaşılması olanaksız çok değişik bir mantığın ürünü olmasındadır (zaten alışılmamış biçemini de bu değişik mantık zorunlu kılmaktadır)."
Sayfa 14 - afa
"Onun sorunu, ilk önce dilin ve yazının kendisinin, nasıl olanaklı olduğunu açıkça sorgulamaktan çekinmediği andan başlayarak, yani sorunu bir "olanak" ("possibilité") sorusu şeklinde gördüğü andan başlayarak metafiziktir, yani topyekunun (totalité) sorgulandığı bir alandadır. Derrida, bir göstergebilimin, bir fenomenolojinin sınırlarını en temel kavramlarına kadar sorguladığında kendini Batı metafizik tarihinin içinde bulmuştur. Böylece gerçek çalışma alanı ve malzemesi Batı metafizik (felsefe) tarihinin tümü ve onunla içi içe dokunmuş olarak gördüğü tüm Batı kültür tarihi, edebiyat bilim ve sanatı olmuştur. Eski Yunan’dan günümüze kadar uzanan bir tarih diliminin içinde yer alan yapıların, yazıların birer "déconstruction"u olan Derrida’nın çalışmalarına tüm olarak, Batı metafiziği ve onun tarihinin kökten bir eleştirisi olarak bakmak gereklidir."
Sayfa 15 - afa
Reklam
"Derrida geleneksel felsefenin ve mantığın temel kavramlarından sanıldığı gibi vazgeçmek niyetinde değildir. Tersine, onları kullanarak, onların aracılığı ile, onlara bugün için daha etkili olacak bir kullanım (anlam) kazandırma çabasındadır."
Sayfa 19 - afa
"Özünden dolayı tamamen biçimlendirilebilir olmasa da Derrida bir yerde, 'bir mantığın olanaksız olanaklılığını biçimlendirmeye çalışıyorum' der."
Sayfa 20 - afa
"Derrida, metafizik düşüncede (‘présence’ felsefesinde) konuşan ses (la phonie) logos ile dolaysız yakınlıkta bulunduğundan, ayrıcalıklı bir konumu olduğuna işaret etmektedir."
Sayfa 32 - afa
"Saussure, gelenekten ödünç aldığı gösterge kavramını metafizik geleneğinin aleyhine çevirme yolunda önemli katkılarda bulunmuştur."
Sayfa 32 - afa
Reklam
Gösterge
"Bu kavramdan, hiçbir kavramdan da yapılamayacağı gibi, mutlak yepyeni bir kullanım veya mutlak geleneksel bir kullanım yapmak olanaklı değildir."
Sayfa 32 - afa
"Saussure’ün, giriştiği eleştirel çalışmanın bütün sonuçlarını çıkarmayı reddetmek zorunda kaldığı hiç değilse bir nokta vardır, bu da yerine koyacak daha iyi bir şey bulunmadığı için "gösterge" ("signe") sözcüğünü kullanmaya boyun eğdiği pek de beklenmedik olmayan o andır. "Gösteren" ve "gösterilen" sözcüklerinin ortaya atılmasının gerekçesini açıkladıktan sonra Saussure şöyle yazar: "Gösterge"ye gelince, biz bununla yetiniyoruz, çünkü gündelik dil bize bir başkasını esinlemediği için onun yerini ne ile değiştirebileceğimizi bilmiyoruz."
Sayfa 33 - afa
"Saussure, özellikle metafizik olan bazı temel nedenlerden dolayı sözü (parole), yani göstergeyi konuşan sese (phonê) bağlayan her şeyi ayrıcalıklı kılmak zorundadır. Düşünce ve ‘insan sesi’ (voix) arasında, anlam (sens) ve ses (son) arasında "doğal bir bağ"dan da bahsetmekteydi. Hatta bir "düşünce-ses"ten de bahsetmektedir."
Sayfa 37 - afa
"Haklılık ve teorik bakımından, dilbilimin yalnızca, genel göstergebilimin bir parçası olması gerekir."
Sayfa 38 - afa
Reklam
"Göstergelerin her bakımdan nedensiz olanları başkalarından daha iyi göstergebilimsel sürecin idealini gerçekleştirirler. İşte bunun için dil (langue), dışavurum sistemlerinin en karmaşığı ve en yaygını, aynı zamanda hepsinin en karakteristik olanıdır ve bu anlamda dil kendine özgü bir sistem olsa da, dilbilim bütün göstergebilimin genel patronu olabilir."
Sayfa 38 - afa
"İnsana doğal olan sözlü dil (langage parlé) değildir, ama bir dil kurma özelliğidir (faculté) yani birbirlerinden ayırdedilir olan bir göstergeler sistemi...", yani tözden örneğin sesçil tözden bağımsız olan kod ve artikülasyon olanağı (possibilité)."
Sayfa 39 - afa
Gösterge kavramı (gösteren/göste­rilen) kendi içinde, sesçil tözü ayrıcalıklı kılma zorunluluğunu taşır ve dilbilimini göstergebilimin patronluğuna yükseltir. Konuşan ses (la phoné) gerçekten, gösterilen kavramın düşüncesi ile en yakından, en mahrem bir şekilde birleşmiş olarak kendini bilince veren, gösteren maddesi­dir. İnsan sesi (la voix) bu görüşe göre, bi­lincin ta kendisidir.
Sayfa 39 - Afa Yay. 1.Baskı, Ekim 1994
Ben konuştuğum za­man, yalnızca düşündüğüm şeyden ötürü var olduğumun, bilincine varmıyorum, ama düşüncemin ve "kavramın" en yakı­nında, dünya içine düşmeyen, dışarı ver­dikçe duyduğum- anladığım (j'entends), benim salt ve özgür kendiliğindenliğime (spontanéité) dayalı gibi görünen, hiçbir aleti, aksesuarı, dünyadan almana hiçbir gücü kullanmayı gereksindirmeyen, bir göstereni de muhafaza ettiğimi biliyo­rum. Yalnızca gösteren ve gösterilen bir­leşmiş gibi olmuyor, bu karışıklıkta göste­ren kavramı, kendi olduğu gibi, kendi bulunuşundan başka hiçbir şeye gönderme yapmadan, kendi kendisini sunmasına bırakmak için, kendini silmiş veya saydam­laştırmış gibi oluyor. Gösterenin dışsallığı indirgenmiş gibi oluyor. Tabii ki, bu dene­yim bir tuzaktır, fakat öyle bir tuzak ki onun zorunluluğunda (nécessité) bütün bir yapı, (structure) veya bütün bir dönem kendini örgütlemiştir; bu dönemin derin­liklerinden bir göstergebilim kendini öyle yapılaştırmıştır ki, temel kavramları ve ön varsayımları Platon’dan Husserl’e Aristoteles’ten, Rousse au’dan Hegel'e vb., kadar açıkça saptanabilinir.
Sayfa 39 - Afa Yay. 1.Baskı, Ekim 1994
Tertemiz..
"Ben konuştuğum zaman, yalnızca düşündüğüm şeyden ötürü var olduğumun, bilincine varmıyorum, ama düşüncemin ve "kavramın" en yakınında, dünya içine düşmeyen, dışarı verdikçe duyduğum- anladığım (j'entends), benim salt ve özgür kendiliğindenliğime (spontanéité) dayalı gibi görünen, hiçbir aleti, aksesuarı, dünyadan almana hiçbir gücü kullanmayı gereksindirmeyen, bir göstereni de muhafaza ettiğimi biliyorum."
Sayfa 40 - afa
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.