Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tanrılar ve Dinler Üzerine Bir Tartışma

Halim İle Selim

Sevan Nişanyan

Sayfa Sayısına Göre Halim İle Selim Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Halim İle Selim sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Halim İle Selim kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yazı" Homo sapiens adlı mahlukun iki yüz bin yıllık tarihinin son beş bin yılında geliştirdiği bir iletişim tekniğidir. Allah kullarıyla haberleşmek için bu yöntemi kullandığına göre teknik yeniliklere açık yapıda biri olduğuna hükmediyoruz. O halde matbaayı ya da interneti tercih etmemesinin sebebi nedir?
Allah şunu yaptı, şunu istedi, şunu emretti şeklindeki sınırlayıcı beyanların tümü a priori yanlıştır. Bilemeyeceğin bir şey hakkında beyanda bulunamazsın.
Reklam
HALİM: Her şeye rağmen, tanrıya inanmanın inanmamaktan daha akılcı bir tercih olduğunu düşünüyorum. Eğer varsa ve inkar ediyorsanız ceza kaçınılmaz, üstelik risk almaya değmeyecek kadar ağır. Yoksa ve boşuna inandıysanız kaybedeceğiniz şey çok fazla değil. SELİM: Hangi tanrıya? HALİM: Tabii tek ve evrensel olan Allah'a. Yoktur demeyin, “ya varsa” diye düşünün. SELİM: Sizin hatırınız için inanayım, peki, de hangisine? Zeus'a mı? Krişnaya mı? Yahudilerin tanrısının hatırı kalmaz mı? Pascal dahil o kadar çok kişi bu sorunun tuzağına düşmüş ki hayret ediyorum. Farz edin ki Pascal'ın hesabına kandım, Hristiyanların — hatta Katoliklerin, hatta Pascal gibi Jansenistlerin — tanrısına inandım. Öldüm, karşıma Yüce Rabbimiz Krişna hazretleri çıktı, arkasında da Hades gülüyor. O zaman hapı yutmaz mıyım? Yanlış tanrıya inanma riskini almaktansa bence en güvenli yol hiçbirine inanmamak. O zaman hesap günü karşıma hangisi çıkarsa çıksın, “ya rabbim, yalan tanrıların hiçbirine inanmadım” diye kendimi savunma şansım olur. Yüz tanrı adayı varsa doksan dokuzunu bildim demektir. Kaldı ki “kaybedecek bir şey yok” doğru değil. Hakikati kaybediyorsunuz, işkence ve azaptan daha korkunç bir şey bence. Hakikati kişisel konfor ve güvenlik hesabı üzerine inşa etmek gibi utanç verici bir hataya Pascal gibi akıllı bir adam nasıl düşer, şaşılacak şey.
Sayfa 21 - Liber Plus YayınlarıKitabı okudu
Ben tanrı olsam, ceza korkusuyla ya da çıkar saiki ile bana inanan ya da inanır görünen birine çöp kadar değer vermezdim.
Zenon Paradoksları: 2400 yıl önce Eflatun'un tartıştığı mevzular. ''Sınır dediğimiz şey iki mekanı ayıran hattır. Dolayısıyla evrenin sınırı olamaz; çünkü her mekan, tanım gereği, evrenin parçasıdır. ''An'' dediğimiz şey iki zamanı ayıran noktadır. Dolayısıyla evrenin başlangıç anı olamaz; çünkü her anın bir öncesi vardır. Ya da en azından, insan oğlunun akıl aparatı, idrak melekesi, öbür türlüsünü kavramaya müsait değil.
Sayfa 26
İnsan zihninin henüz Yahudi-türevleri dinlerin büyü alemine tutsak olmadığı bir devirde insanlar evrenin yaratılışı problemini düşündüklerinde, salim akılla ulaşabildikleri son nokta Eflatun ve Aristo'nun demiourgos kavramı olmuş. Demiourgos sanatkar demektir. Şekilsiz ham maddeye şekil verip evrenin akılcı düzenini yaratır. Dolayısıyla ham madde ve yaratıcı arasında indirgenemez bir ikililik vardır. Milattan sonraki yüzyıllarda Yahudi ve Hristiyan fikirlerinin yaygınlık kazanmasıyla birlikte bu teori tabi yetersiz kaldı. Kadiri mutlak tanrının maddi dünyaya şekil vermekle kalmayıp maddeyi de yoktan yarattığı, dolayısıyla demiourgos'tan üstün bir irade olduğu söylendi. Lakin ''yoktan yaratmak'' ne demektir, bir takım çocuk masalı imgeleri dışında henüz açıklayabilen çıkmadı. Yaratılış anından önce bir şey var mıydı yok muydu? Var idiyse onu kim yarattı? Yok idiyse tanrının var olduğunu nasıl söyleyebilirsin? Anlamı olmayan söz oyunları bence bunlar. Bilmiyoruz dememek için uydurulmuş kelime örgüleri.
Sayfa 34
Reklam
Evrende uyum var mıdır?
Evrende ben uyum göremiyorum, sonsuz bir kör dövüşü görüyorum. Akıllı dediğiniz Yaratıcı'nın yarattığı canlı türlerinin yüzde doksan dokuzunun nesli tükenmiş; yani koşullara uyum gösteremeyip iflas etmişler. Demek ki tasarımları çok başarılı değilmiş. Kalanlar da ancak sürekli evrilerek hayatta kalabiliyorlar. Demek ki onların da başlangıçtaki tasarımı yetersiz veya hatalıymış, koşullara ayak uydurabilmek için devamlı upgrade edilmeleri gerekmiş. Üstelik bunca tasarıma rağmen canlı bireylerin büyük çoğunluğu yeterince güçlü, sağlıklı veya şanslı olmadıklarından başka canlılara yem oluyor. Onları da üretim hatası faslına ekleyebiliriz sanırım. Yıldızlar bile çöküp kara deliğe düşüyor. Yaratan o kadar akıllıysa bu kadar hata niye?
Bilimin taarruzu karşısında ayakta durmaya çalışan tanrı, gitgide soyutlaşan, mitik ve insani cazibesini gitgide yitiren bir tanrıdır.
Akli sahayı antik efsanelerin kalıntılarından temizlemeliyiz ki, o efsaneleri insanlar neden uydurmuş, neden inanmış, neden inanmakta ısrar ediyor sorularını sorabilelim.
Bireyin özgürlüğünden kaynaklanmayan hiçbir eylem gerçek anlamda ahlaki sayılamaz.
Sayfa 62
Reklam
Genel kabule ayak uydurmak ahlaklı yapar mı?
Dinler bize ahlak öğretmez, ahlaki konformizm öğretir. Yani vasatın normlarına en azından söz düzeyinde boyun eğmeyi. Bunun Türkçesi riyadır, iki yüzlülük. Vicdanının sesine kulak verdiği için değil, dışarıdan dayatılmış bir öğretiye itaat ettiği için kendini ahlaklı sanan insanın, bugün eylemi doğru da olsa yarın hangi alçaklığa alet olacağını kestiremezsiniz.
Bireyin özgürlüğünden kaynaklanmayan hiçbir eylem gerçek anlamda ahlaki sayılamaz.
Sayfa 62 - Liber Plus YayınlarıKitabı okudu
Bireyin özgürlüğünden kaynaklanmayan hiçbir eylem gerçek anlamda ahlaki sayılamaz. Ahlakı hazır bir öğretiye indirgemeye dönük her çaba, vicdanın yükünden kurtulma çabasıdır. Bireysel sorumluluğu başka yere atma denemesidir. İnsani bir şeydir, bundan dolayı kimseyi eleştiremeyiz. Kim sever yük taşımayı? ama her zaman, içinde az çok riya bulunduran bir işlem olduğunu da unutamayız.
Sayfa 63
İman vicdanın zıddıdır. Vicdanın yükünü topyekün terk etme denemesidir. Kime? Belki Kitap adı verilen hazırlop öğretiler dizisine, ecdadın töresine, alim hazretlerinin çiğneyip tükürdüğü lokmaya, "hoca efendi demiş ki"nin kolaylığına, ümmetin icmaına, kalabalığın irfanına... Yeryüzünde kötülüğün ve ahlaki çürümenin ana kaynağı budur.
İman vicdanın zıddıdır. Vicdanın yükünü topyekün terketme denemesidir. Kime? Belki kitap adı verilen hazırlop öğretiler dizisine, ecdadın töresine, alip hazretlerinin çiğneyip tükürdüğü lokmaya, ''hoca efendi demiş ki'' nin kolaylığına, ümmetin icmaına, kalabalığın irfanına... Yeryüzünde kötülüğün ve ahlaki çürümenin ana kaynağı budur.
Sayfa 64
55 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.