Sait Faik öykülerinde bir olaya rastlamazsınız. O bir yerde durur ve hayatın akışına göre yazısını savurmaya başlar. Alır gider, sizi de beraberinde o durumla birlikte götürür. Bu nedenle öyküleri diğerlerinden farklıdır. Tabir-i caizse şairane bir üslupla buluşur öyküleri...
" Tramvaylar o şehri taşır, vapurlar o bulutlar şehrinin muhariplerini götürür; biz, bu hakiki şehrin sakinleri, tiyatro seyircileri gibi sessiz, adeta geçenler bile durmuş gibi olur, seyrederiz."
Tramvayın bir şehri taşımasındaki naif üslup, vapurdaki yolcuların savaşçıya benzetilmesi ve etrafında onun gibi seyreden insanları tiyatro izleyecisi gibi yansıtması...
Muazzam bir döngü.
İyi ki edebiyat var.