Hıristiyanlığın Tininin, ezelî-ebedî, oysa Hegel'in göz önünde tuttuğu Tinin, özce sonlu ve ölümlü olduğudur. Böylece, Tanrı-bilim, içine ölüm fikri sokularak antropolojiye dönüştürülmektedir.
Ve bu fikir gerçek anlamında ele alınarak, yani ölümden sonra var olma ve yeniden dirilme fikirleri ortadan kaldırılarak, hakikî antropolojiye, yani Hegelci antropolojiye ulaşılmaktadır.