Öyle zannediyorum ki, tüm insanlık tarihinin en önemli sorularının başında, Evrenin nasıl var olduğu sorusu geliyor. Şayet, mevcut olan evrenin arkaplanında bir yaratıcı ilahi gücü görmüyorsanız, şu halde, buna, gözlemlenebilir evren ve matematiksel modellemelerden yola çıkarak farklı bir şekilde yanıt vermeniz beklenir. Ancak okumaya hevesli arkadaşlara bir şey söylemek isterim; kitap evrenin nasıl var olduğu sorusuna yanıt vermiyor, böyle bir gayesi yok. Yalnızca evrenin “hiçlikten” var olup, olamayacağı üzerine yoğunlaşıyor.
Açıkça ifade etmeliyim ki, kitap belli bölümlerinde beni yordu ve aştı. Sözel düşünme geleneğinden geldiğim için sayısal ifade ve tanımlar (tabii yazar burada mecburen sayısal anlatımlara başvuruyor) kitapla bağımı yer yer kopardı. Fizik ve Astronomi öteden beri ilgimi çekmiştir ama hep aynı blokla karşılaşmışımdır. Muhtemelen benim gibi düşünen çok insan vardır. Belki bir mühendis veya fizikçi bu konuda kitabı daha iyi anlayabilir. Ama yine de, kitapta evrenin işleyişi hakkında umulandan çok daha fazla anlaşılır ve basit, sözel bir dil kullanıldığını söylemeliyim.
Sonuç olarak, kitabı bitirdiğinizde Evrenin bir hiçlikten oluşmasının, sanıldığı kadar izafi bir fikir olmadığını kavrayabileceksiniz.
