Destanlaşan Kadın Kahraman

Huban Arığ

Timur Davletov

Huban Arığ Gönderileri

Huban Arığ kitaplarını, Huban Arığ sözleri ve alıntılarını, Huban Arığ yazarlarını, Huban Arığ yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Savaşın doğaya ve çevreye verdiği olumsuz etkiden dolayın göğün dibi kurudu, yerin ucu kesildi. Dokuzuncu gün arınmaz bir ak duman, kalkmaz bir gök duman yayıldı etrafa. Savaşın etkisiyle doğa dengeleri bozuldu. Sonucunda da ulu karlı dağ doruklarına olmayacak zamanda kar yağdı, büyük sulardan nin* aktı. Dokuz günden sonra dünyanın dört bir tarafına yayılmış duran ak perde kadar yoğun bir duman ak buluta dönüştü. Gök duman ise gök buluta eklendi. *Nin: Balçıklı buz kırıntıları.
Sayfa 111 - YurtKitabı okudu
Sevdiğim can balalarım, arı gücümüz kalırsa eğer, tok ve semiz malımızı kurtararak yurdumuza döneriz. Aksi takdirde burada öleceğiz. Ulu gücümüz yeterse onurlu halkımızı kurtarırız, ulu gücümüz yetmezse, bu el ülkesinde bu dünyadan göçeriz. İleriye yürürken yere bastığın ayak geri çekilmez, kılıcı tuttuğun el savaş bitmeden aşağı inmez.
Sayfa 106 - YurtKitabı okudu
Reklam
Bir kulakla yerin altını, öteki kulakla da yerin üstünü dinlediler. Kara uzayın dibinde mi, kara yerin ucunda mı bilinmez, katı ve bükülmez bilekli bir erin gelmekte olduğu duyuluyordu. Bu gelen adımların etkisiyle kara yer titriyor, kara uzay sarsılıyordu. Katı kayalar göçüyor, katı ağaçlar kırılıyordu. Yumulan göz açılıncaya, açılan göz de yumuluncaya kadar hızlı bir şekilde dağ sırtının üstünden, alp gök boz at geçmekteydi.
Sayfa 101 - YurtKitabı okudu
Kara Han'ın, gözbebeği gibi üzerinde titrediği, sevdiği, halkının giyili, atlı, huzurlu yaşamasını istediği ve uğruna bu yaşına kadar nice savaşa canını, kanını acımadan, tereddüt etmeden döktüğü, güneş ve ay kadar değerli, bir öz balası gibi yakın, evren gibi engin öz yurdu yad güçlerin saldırıları karşısında düşmüş, düşmanlar tarafından ele geçirilmişti. Yurdunun her köşesine yabancılar dolmuş, düşmanlar konumlanmıştı. Öz yüreği gibi yakın olan onurlu halkı ise tutsak olmuş, insandan boşalmış, tamamen ıssız, kimsesiz kalmıştı. İnek güdülecek çayırlarda, hiçbir işe yaramayan esnek başlı ot bitmişti. Yılkı otlatılacak çayırlarda ise malın yemediği kaygan başlı ot bitmişti.
Sayfa 97 - YurtKitabı okudu
Kara Han ile Huban Arığ çatal kamçılarını kara uzaya kadar kaldırıp atlarına vurdular. Kara yer değirmen gibi döndü, beşik gibi sallanmaya başladı. Atları ok gibi ileri atıldı, kuş gibi uçtu. Atlar dağdan dağa atladılar, dağ sırtından başka dağ sırtına geçtiler. Dağ sırtlarının başlarını bu yıldırım gibi hızlı koşu esnasında ayaklarıyla teperek kırdılar. Aya kadar yüksek ak karlı bir dağ doruğuna çıktıktan sonra yiğitler atlarını durdurdu. Kırk kat yerin altına gidilen yere ualşmışlardı. Ancak buralarda felaketlerin yaşandığı anlaşılıyordu. Yolları tüy kadar yumuşak otlar kaplamıştı. Atların ayaklarının teptiği yerlerde çiçekler büyümüştü. Kara doru atın ön ayağının değdiği yerlerde, altın göller duruyordu. İçlerinde altın tüylü ördekler yüzüyordu. Gümüş tüylü ördekler, o göllerde yüzmekteydiler.
Sayfa 93 - YurtKitabı okudu
İleri giden övünmemek, arkada kalan darılmamak üzere anlaştıktan sonra üç alp atlarını kamçıladılar. Alp atlar ön ayaklarıyla ak karlı zirveleri parçaladılar. Arka ayaklarına gök karlı zirveleri ufaladılar. Köklü ağaçlar yere yapışıp ezildi, kök salmış otlar dağa yapışıp ezildi. Yer-toprağın üstünde, ulu gürüldü, ulu gıcırtı yükseldi. Yiğit atlar, sansar gibi uzandılar. Bu koşudan dolayı yatan ağaç yatay yarıldı, duran ağaç dikey kırıldı. Ayın gözü beyazlaştı, güneşin gözü mavileşti. Dalgalanarak akan hızlı sular kıyılarında taştı, sivri duran karlı dağ dorukları kum gibi ezildi.
Sayfa 88 - YurtKitabı okudu
Reklam
29 öğeden 21 ile 29 arasındakiler gösteriliyor.