Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1

Cemâlnur Sargut

Hz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1 Sözleri ve Alıntıları

Hz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1 sözleri ve alıntılarını, Hz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1 kitap alıntılarını, Hz. Adem - Fusûsu'l-Hikem 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
his kişiyi mülk alemine, akıl melekut alemine, aşk ceberrut alemine ulaştırır azizüddin nesefi
Sayfa 12 - NEFES YAYINLARI ☪ 2010 Ekim - İSTANBULKitabı okudu
“Her kim Allah derken kendini unutursa, onda halîfelik zuhur eder.”
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
insanın kıymeti, bu dünyada gördüğü, bulunduğu ve meşgul olduğu şeylerle ölçülür ...
...kahrın lütuf, lütfun da kahır olduğunu idrak eden, hatta kahır-lütuf gibi iki ayrı mefhumu görmeyip, hadisede sevgilinin sanatını seyreden sultandır
“Her kim Allah derken kendini unutursa, onda halîfelik zuhur eder.”
Yaradılmışlar o muazzam zekanın hoş bir nüktesinden başka bir şey değildir. Yani âlem onun varlığını ve birliğini ispat eden nükteli bir hakikattir. Ama bunu idrâk için aşk lâzım. "Rabbin insanı bir kan pıhtısından (alak) yarattı. (Alak Sûresi, 2) diyen yüce Allah aynı zamanda Arapça'da alak kelimesinin diğer mânâları olan "ilgi, alâka, sevgi ve muhabbetten sizi var ettim " buyurmaktadır.
Sayfa 10 - NEFES YAYINLARI ☪ 2010 Ekim - İSTANBULKitabı okudu
Reklam
“Her şey güzeldir, fenalık iyiliğin bir derecesidir. Bir saray güzel bir kâşâne yalnız müzeyyen ve muhteşem kısımlardan mı ibarettir? Onun içinde, izbesi, kömürlüğü, helâsı ve her türlü süflî kısımları da vardır. Eğer bütün bunlar olmazsa, o bina tam ve işe yarar mâhiyette olabilir mi? Demek ki pis ve fenâ görünen şeyler de iyi ve faydalıymış. Bir ev için billur bardak ne kadar lâzımsa, çöp tenekesi, yerleri silen bir paçavra da o kadar lâzımdır.”
Ken'an er-Rifâî şöyle der, Bahr-i vahdet (birlik denizi) kaplamıştır kaffe-i mahluka (bütün mahluklar) bak Birliği görmek dilersen cümle-i mevcuda (bütün varlıklar) bak înd-i Sâni'de (Yaratanın katında) bütün mahluk bir tek noktadır Kâinâtın cümlesi bu noktada bir nüktedir (bir sözdeki bir incelik) Noktadan aşk zav-ı şems-âsâ (güneş ışığı gibi) edip kendin ayan (belli) Maksad-ı tekvîn-i âlem (âlemin yaradılış sebebi) aşk imiş oldu beyân * Bakmasını bilen için zerrede ummanı seyretmek mümkündür. Zîrâ resmin mânâsı ancak ressamı tanımakla idrâk edilebilir. Aslında her varlık Allah'ın sonsuz tecellîlerine örnektir. Görene... Köre ne?
Sayfa 9 - NEFES YAYINLARI ☪ 2010 Ekim - İSTANBULKitabı okudu
Kim olduğunu mu öğrenmek istiyorsun? Allah'ı ne kadar tanıdığına , ne istediğine bak! Dünya ile ilgiliyse isteklerin , sen yoksun Zirâ insanlık makamına erişemeyip sadece yiyip içen beşerden ibaretsin.
B harfinde ب altta olan nokta üste çıkarsa 'nun' harfi ن oluşur ki, bu da noktalığı (hakikati) ortaya çıkmış kişinin diri olduğunu (kûn emri ile dirildiğinî), etrafindakileri de dirilttiğini anlatır.
Sayfa 77 - NEFES YAYINLARI ☪ 2010 Ekim - İSTANBULKitabı okudu
Reklam
Çend rûzî her kücâ hâhî Bâz keşt ahar kâret menem "Birkaç gün istediğin yerde gez, dolaş, sonunda geleceğin yer benim!" Bu dünya hayatından sonra ıztırârî (zorunlu) ölüm geldiğinde, burada iken asıllarıyle âşinâlık kuramayıp hakikatle biliş tutamayanlar aslını bulamayanlar orada da bulamazlar. Yalnız hayır ve şerden ne işledilerse onun ecrini görürler. Fakat ihtiyarî (seçimle ve tercihle yapılan) ölümle ölüp de kendi asıllarıyle dünyada alışveriş ederek a'yân-ı sabitelerinde olan hâkim ve rableriyle burada buluşanlar hakîkat-i insâniyyeye dünyada ermiş ve âhirette de mahrum olmamış olurlar.
Sayfa 56 - NEFES YAYINLARI ☪ 2010 Ekim - İSTANBULKitabı okudu
Allah Âdem'i (hakîkat-i Muhammedi) yarattı, Âdem'den de âlemi yarattı ve ilâhî hikmeti Âdem'e has kıldı. Daha sonra Şît kelimesiyle Nefsi, Nûh kelimesiyle Subbûhî (tenzih), İdris kelimesiyle Kuddûsî (takdis), İbrâhim kelimesiyle Mehîmî (sevgi), İshak kelimesiyle Hakki {doğruluk ve gerçeklik), İsmail kelimesiyle Âlî (yücelik), Yakûb
Sayfa 111 - NEFES YAYINLARI ☪ 2010 Ekim - İSTANBULKitabı okudu
Kula bakan kendini gördüğünden, kimi beğenir, kimi kötüler. İdrâk edenler, kulu yani kabı Hakk'ın isminin tecellîsi olarak gördüler; ama gözleri kanlı olanlar neye baksa kanı gördüler. Câhil yani Allah'ın hakikatinden bihaber olanlar, edepsiz olup hadlerini bilmezler; zîrâ Hakk'ı göremezler. Kâmil olan ise her zerrede bir nur, her katrede bir zuhûr görür. Alemin varlığı olmadığından, övsek de kötülesek de fark etmez. Ebû Cehil gibi olan, Peygamberin mânâsındaki sonsuz güzelliği bile çirkin görür.
Sayfa 83 - NEFES YAYINLARI ☪ 2010 Ekim - İSTANBULKitabı okudu
İbn Arabi de bu mânâya şöyle işaret eder; "Biz, ezelde âlî harfler idik. Sonra biz bizden ayrıldık. Daha sonra da biz bize birleştik. Şimdi yine biz biz olduk. "Yani biz aşk idik. Alî harf idik. Sonra birbirimizden ayrıldık. Gül olduk, bülbül olduk, diken olduk, sümbül olduk. Yani nefis ve ruh olduk. Sonra birbirimize kavuştuk. Ten ruh oldu, ruh ten oldu. Gül bülbül oldu, bülbül gül oldu. Şimdi ise yine aslımız olan aşk olduk.'' * ------------------------------------------ Kenan er-Rifai, Sohbetler, istanbul,2000, s. 568
Sayfa 80 - NEFES YAYINLARI ☪ 2010 Ekim - İSTANBULKitabı okudu
âhiret her varlığın eşyalığından kurtulup hakikatine dönmesidir.
Sayfa 74 - NEFES YAYINLARI ☪ 2010 Ekim - İSTANBULKitabı okudu
100 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.