İbn Sînâ Felsefesinde Suret Cevher ve Varlık

İbrahim Halil Üçer

Sayfa Sayısına Göre İbn Sînâ Felsefesinde Suret Cevher ve Varlık Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre İbn Sînâ Felsefesinde Suret Cevher ve Varlık sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre İbn Sînâ Felsefesinde Suret Cevher ve Varlık kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aristotales Metafizik'te bir şeyi ne ise o kılan ve sürekli değişim içerisinde sabit kalarak o şeyin o şey olarak kalmasını sağlayan öğe olarak suretin, diğer cevher adayları olan bileşik ve maddeye göre cevher adını almayı en çok hak eden ilke olduğunu söyler. Nasıl ki suret, cevher adını almayı en çok hak eden ilke ise cevher de varlık adını almayı en çok hak eden ilkedir. Bunun anlamı, bir konuda bulunmama özelliği dolayısıyla cevherin var olmak için başka şeylere ihtiyaç duymaması, ama cevher dışındaki şeylerin, yani arazların var olmak için cevhere ihtiyaç duymasıdır. Bu nedenle cevher ve araza ayrılan mevcutlar arasında, varlık anlamıyla nitelenmeye en layık mevcutlar cevherlerdir ve cevherin birincil örneği de surettir.
Aristotalesçileri suretlerin varlığa gelişiyle ilgili bir açıklamadan yoksun bırakan şey, suret olması bakımından suretin varlık, fiil ve zorunluluk anlamını örneklediğini ve ezeli maddede kuvve halinde bulunan bu anlamın bilfiil hale gelmesi için yalnızca harekete ihtiyaç duyulduğunu düşünmeleridir.
Reklam
İbni Sina'nın gerçekleştirdiği nerdeyse tüm dönüşümlerin arka planında bileşik cisimlerin cevheri birliğini koruyarak suretin varlığını açıklama gayesi bulunmaktadır. Bu amaca uygun olarak İbni Sina, ilk olarak, bilfiil suretler ve suret-madde bileşimlerinden ibaret olan evrende varlık verici fail nedene ihtiyaç doğuracak bir yoksunluk bulunduğunu göstermeli ve evrenin ihtiyaç duyduğu tek şeyin sürekli hareket değil, harekete ihtiyacı önceleyecek biçimde varoluş olduğunu ispatlamalıdır.
Aristotales sureti bilfiillik (energia) ve tam tahakkuk (entelekheia) kavramlarıyla tanımlar. Bilfiil olmak, var olmak demektir. Şu ya da bu formda mevcudiyet kazanmış şeylerin bilfiilliğinin tamamen onların içkin suretlerinden kaynaklandığı hesaba katıldığında; suretin onların varlıklarının ve ne iseler o şekilde var olmaları yönündeki zorunluluklarının nedeni olduğu söylenecektir. Dolayısıyla suret, bir şeyin hem varoluşunun, hem ne oluşunun, hem de tüm parçalarını uyuma kavuşturarak onu bir yığın olmaktan kurtaran birliğinin nedenidir.
Arstotales'te fiil olarak eidos güçle özdeşleşerek varlık anlamının nihai temsilcisi konumuna yükselirken, İbn Sina'da fiil hiçbir zaman güç veya imkanla özdeşleşerek varlık anlamının nihai temsilcisi olmaz. Fiil olarak suret İbn Sina'da mutlak bir ilke değil, varlık anlamının izharı için "aracı" (vasıta) bir nedendir.
İbn Sina'ya göre suret ve maddeden her biri üçüncü bir nedene tekabül eden hakiki metafizik fail nedenin eseridir, ancak bu hakiki nedene daha yakın olan suretin varoluşu maddeyi önceler ve bu öncelik maddenin suret "vasıtasıyla" var kılınmasını sağlar.
Reklam
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.