Din yolunda ancak fertler yürüyebilir. Eğer bütün halk dünyayı terk edip dinle meşgul olursa, nizam bozulur, alem harap olur. Aynı şekilde bütün halk, dünya saltanatı peşinde koşup, dünya sanatlarını terk etse yine nizam bozulur. Bu bakımdan, sanatçılar sanatlarına saltanat sahiplerinin mülkü nizam ve intizama girsin diye bağlanmışlardır.
Allah bu taksime şu ayetle işaret buyurmaktadır;
"Rabbinin rahmetini onlar mı bölüştürüyorlar? Dünya hayatında onların geçimliklerini aralarında biz paylaştırdık. Ve onların kimini kimine derecelerle üstün kıldık ki, bazısı bazısını tutup çalıştırsın. Rabbinin rahmeti, onların derleyip topladıklarından daha hayırlıdır."(Zuhruf/32)
Sufyân-ı Sevrî şöyle demiştir:
"Mezarı düşünüp endişesini gizleyen ve ona göre hazırlanan kimse, orayı cennet bahçelerinden bir bahçe olarak bulur. Mezarı düşünmeyen ve ondan gaflet eden kimse ise orasını bir cehennem çukuru olarak bulur..."
Gazali "Amelde ihlas, ameli ifsad etmemesi için şeytanın, yazmaması için de meleğin görmemesidir." der.
Ve şöyle devam eder;
"İhlas yaratılmışlardan gizlenen ve alakalardan ayıklanan şeydir."
Hz. İsa'nın şeriatı zamanında...
O zaman, Hz. İsa'nın şeriatını yalanlayanlar, onun şeriatının gayrısıyla muamele yaparlar; doğrulayanlarsa Hz. İsa'nın şeriatının aslını tasdik etmekle birlikte şeriatı tatbik hususunda ihmalkarlık ederlerdi; tıpkı günümüzde Müslümanların ettikleri gibi...