Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ve Batı Anadolu Beylikler Dünyası

İlk Osmanlılar

Feridun M. Emecen

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Coğrafî maksadlara yönelik de olsa aynı zamanda askerî teşkilât çerçevesinde idâri birim özelliği de kazanmış olan bu tâbirler, Anadolu'nun batısındaki Türkmen beyliklerinde ortak bir kullanım sahası bulmuştur denilebilir. Anlaşılacağı gibi söz konusu kitâbı kaynaklar oldukça kısıtlı bilgiler vermektedir. Bununla birlikte Osmanlılar'a intikal eden statüyü tebarüz ettiren XV. yüzyıla âit Tahrir defterleri, ilk idârî birimleri aksettirdikleri gibi bu beyliklerin coğrafî sınırları ve idârî yapılanmaları hakkında da son derece kıymetli bilgiler sağlayabilmektedir. Şu halde özellikle Osmanlılara intikal eden uç bölgesindeki Türkmen beylikleri hakkında söz konusu edilen hususiyetler çerçevesinde ne gibi bilgilere ulaşılabilir? Bu sualin cevabı herşeyden önce beyliklerin Osmanlılafa ilhak süreci ile yakından alakalı görülmektedir. Burada hemen belirtilmelidir ki, Türkmen beyliklerinin Osmanlılafla bütünleşmesi konusu üzerinde pek fazla durulmayan fakat aslında Osmanlı beyliğinin yükseliş sırlarını içinde taşıyan çok önemli bir mevzudur. Bunun bir yönünü ise beyliklerin birer Osmanlı sancağı haline gelini vetiresi teşkil etmektedir. Bu konuda hareket noktası, sondan başa doğru bir seyir izlemekte; Osmanlı arşiv kaynaklarının özellikle vakıf ve timar kayıtlarını hâvi defterlerinin incelenip bu bölgelerin Osmanlı devri idârî taksimâtmdan yola çıkarak eski idâre ünitele­rinin tespiti imkân dâhilinde gözükmektedir.
Türkçe olarak kaleme alınmış ilk standart Osmanlı tarihi olan Âşıkpaşazâde'nin Tevârih-i Âl-i Os­man'ında, Osmanlı beyliğinin menşei basit şekilde belirtilmiş ve yukarıda adları zikredilen müverrihlerin bilgileri tekrarlanmamıştır. Burada üstü kapalı olarak Acem ve Arap mücadelesinden, Arab'ın Rum'u ve Acem'i mağlup etmesinden; bilahare Acem'in
Reklam
1402'deki Ankara savaşı, Osmanlılar'ın kat'î mağlubiyeti ile ne­ticelendiği gibi merkezi devletlerinin de parçalanmasına yol açtı. Osmanlılar iç mücadele içine düştüler; küçük bir beylik haline gel­diler. Yeniden toparlanmaları ise yaklaşık yarım asır sürdü. Bu pek muhataralı senelerin acı izleri, uzun süre hatıralarda yer etti. Istanbul'un fatihi
Anadolu'nun iç mıntıkalarındaki eski Selçuklu şehirle­rinden olduğu gibi Memlûk ve İran sahasından birçok ulema, fakih bu bölgelere gelerek manevî hayatın düzenlenmesinde etkili ol­muşlardır. Özellikle 1350'li yıllarda artık bu bölgedeki beylerin merkezlerinin sabitleşmiş, tanınmış hale gelişi bunda etkili rol oy­namış, inşa edilen birçok dinî
İlk Osmanlı tari­hi hakkında verdikleri bilgiler, başka kaynakların yardımıyla bir öl­çüde kontrol edilebilir vasıftadır. Asıl problem ilk Osmanlıların bi­zatihi kimlikleri üzerinde düğümlenmiş gözükmektedir. Zira Os­manlı kaynaklarının bu konuda verdikleri bilgileri gerek kontrol gerekse karşılaştırmaya yarayacak herhangi bir kaynak mevcut de­ğildir. Hal böyle olunca bu tip bilgiler, kroniklere yönelik güvensiz­liğin bir delili gibi sunulmaktadır. Ancak bu efsanevî hikayelerin, düzmece bilgilerin nereden kaynaklandığı ve bunların nasıl ortaya çıktığı hususunda herhangi bir fikir ileri sürülememektedir. Özel­likle C.Imber'in Osmanlı hanedanı hakkındaki efsaneleri ele alarak bunlardan tarihî gerçeğe ulaşmanın muhal bir iş olduğunu göster­me amacıyla kaleme aldığı yazısı, Osman Bey'in geçmişteki atala­rına ait hikâyelerin hayal ürünü olduğu ana fikri üzerine inşa edil­miştir
Kaynaklara yansıdığına göre Osmanoğlu Orhan Bey'in Bi­zans'a karşı faaliyetleri dolayısıyla III. Andronikos (1328-1341), Saruhan Bey ile ittifak yaptı. Aydımoğlu Umur'un İzmir'i sıkıştırması, denize açılarak Bozcaada'ya yönelmesi; öte yandan bundan da da­ha ciddi olarak Sakız'da çıkan problem, Andronikos'u sefere çıkmaya mecbur etmiş, 1329'da
Reklam
Batı Anadolu Türkmen beyliklerinin ortaya çıkışı, Türk tarihi­nin pek kavranamayan en önemli gelişmelerinden birini teşkil eder. XIII. yüzyıl Anadolusu'nun siyasî ve sosyal şartlarının bir sonucu olarak kurulup; bağımlı veya yarı bağımlı, XV. yüzyılın ilk çeyreği­ ne kadar siyasî varlıklarını ve etkilerini sürdüren söz konusu bey­liklerin tarihi, şüphesiz onlardan biri olup zamanla hepsini kendi bünyesinde eriten bir bakıma yeni bir terkip oluşturan Osmanlı Devleti ile doğrudan bağlantılı bir hususiyet arzetmektedir. Fakat Osmanlı Devleti'nin bu Türkmen beyliklerinden biri olduğu devir­lerde, yani XIV. yüzyılın ilk çeyreğinde hatta ilk yarısında bütün si­yasî teşekküller, aslında aynı geniş tabanın farklı birer siyasî temsil­cisi ve bir bütünün parçası durumundaydılar.
Sayfa 121 - Kitabevi YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.