Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İlim Felsefe Kuran Işığında

İman

A. Nedim el-Cisr

İman Gönderileri

İman kitaplarını, İman sözleri ve alıntılarını, İman yazarlarını, İman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Akl-ı selime hangi inanç daha yakındır?
Şu kainatın akıllara dehşet ve hayret veren, sağlam ve muhkem nizamını, intizam ve güzelliğini tesadüf diye isimlendirilen kuvvetin meydana getirdiğini kabul edip inanmak mı daha kolaydır; yoksa her şeyi bilen, her şeyi onun muradıyla meydana gelen, her şeyi yerli yerine koyan ve her şeye kadir olan alîm, mürîd, hakîm ve kâdir sıfatlarıyla muttasıf Allah'ın yaratmasıyla tamamlandığına inanmak mı?
"...Çünkü bu şeklin, miktarın ve vaziyetin gâye ve hikmet yönünden birbirlerine uygun düşmesi neticesinde elde edilen faydaların, bir tesadüf neticesinde meydana gelmek ihtimali imkansızdır, böyle bir şey düşünülemez..."
İbn Rüşd (El-Keşf Fi Menacil Edille)
Reklam
"Hak din ile doğru ve dürüst felsefenin vardığı sonuç, hiç de birbirine zıd değildir." İbni Miskeveyh
"...Her hissedilen şey, hissedilmiş olması itibariyle, mâkul olmayabilir. Her mâkul olan da, mâkul olduğu için, hissedilmeyebilir." İbni Sinâ
Sayfa 98
Her şeyin ölçüsü insandır. Protogoras
Sayfa 23 - KİTABEVİ
Reklam
İbn Tufey'lin Hayy ibn Yekzan(Uyanık oğlu Diri) adlı hikayesinde Hayy ibn Yekzan,Bu alemin,kadim veya hadis olup olmadığı noktasında şüpheye düştüğünde akıl yoluyla şöyle bir çözüm şekli bulmuştu:Şayet akıl,bu kainatın sonradan yaratılmış olduğuna kanaat getirirse o zaman bir Yaratıcıya muhtaçtır.Bu itibarla,Allah'a inanmak zarureti doğmaktadır.Hayır,bu kainat sonradan yaratılma değil de madde olarak kadimse,bu taktirde,kendisine daima bir haraket sağlayan ve ona bu kuvveti veren büyük kudret sahibi bir varlığa,yani Allah'a ihtiyaç zaruridir.
İMAM GAZALİ NİN VAYHE GİDEN YOLU Gazali'nin "Bilgi"hakkındaki görüşleri ve dış hasselerden ve akıldan şüphesi kendinden 6 asır sonra gelen Rene Descartes gibi herşeye şüpheyle bakmış,sonunda,aklı ve zaruri bilgilerle hakikate varmaya çalışmıştır.Gerçeğe ulaşmak için önce herşeyden şüphe etmek üzerinde durmuştur.Hakikati idrak etmek için
Biruni'de «Kitab fi Tahkik mal'il-Hind» adlı eserinde zikreder:Aydınlığın ulaştığı yer yeter bize. Işığın varmadığı noktalar ne kadar önemli de olsa bizi ilgilendirmez. Çünkü ışığın varmadığı şeyleri hisler kavramaz.Hislerin kavramadığı şeyler ise hiç bilinmez.»
Henri Bergson;bir gerçeği anlamak için, doğrudan doğruya sezgi yoluyla, idrak etmek gerekmektedir. Sezgi hic bir aracı gerektirmeden, doğrudan doğruya elde edilen bilgidir. Sezgiyi zihni bir çekim olarak tanimlamak mumkündur. Sezgi bir ihsas (ad) degildir. Çünkü bilgi işidir. Bir duygululuk meydana getirmez. O bir idrak da de ğildir. Sezgi, zahiri
Reklam
Kant diyor ki; içimizde, cok derinlerde bir suur veya vicdan vardır. İnsana, görgü ve bilgileriyle kendi kendini yargılama yetisi verir. Bizi iyiye götürür. Kötü şeylerden çekinmemizi emreder. İyiyi işlediğimiz zaman bir vicdan sevinci duyarız. Kötüyü tercih ettimizde de vicdan azabı içinde kalırız. Vicdan dan gelen bu bilgi gerçek bilgidir
Kant diyor ki: bilginin kaynaği akil ve duyu organlarıdır. Biz bilgimizi ne yalnız akıl ne de yalnız duyu organları yoluyle elde edebiliriz. Aklın bir takım doğuştan gelme prensipleri vardır. (Kant buna aklın düzenleyici prensipleri = Les lois regulatrices de la raison) adını veriyor. Akıl, bu düzenli kanunlar gücüyle ve hasseler yoluyle kendine gelen duyumlar arasındaki idrak farklarını ayırır. Bu yeteneğiyle duygusal idrakleri oluşturmaya çalışmaktadır. Daha sonra, duygusal idraklardan akli kavramlar meydana getirmektedir ki biz bunlara Zaman, Mekan ve Sebep Kanun'u gibi adlar veriyoruz. Akıl, bahsi geçen düzenli kanunlar vasitasiyle, deneylerden ve duyu organlarından gelen bilgilere itimat etmeksizin, kendi zatiyle düzenli kanunların gücüne dayanarak müstakil hüküm verme da zahiri duyumlarla bağlantılıdır.Bu hudutlarin dışına çıkip duyumların sınırını aştığı ve eşyanın özünü,hakikatini anlama peşinde koştuğu duyular ötesi ve akıl üstü sahaya girdiği anda hataya düşer.Fizik ötesi bir sahaya girdiğinde aklın yanılabilecegi görevini belirtmek Metafiziğe düşer.
579 syf.
6/10 puan verdi
Antikçağ Yunan filozoflarından İslam dünyası kelamcıları ile ortaçağ filozoflarından günümüze kâinatı ve yaratılışı Tanrı merkezli okuyan ve süzgeçten geçiren Lübnanlı A.Nedim el Cisr eseri.
İman
İmanA. Nedim el-Cisr · Kitabevi Yayınları · 199512 okunma
22 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.