İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı

İlber Ortaylı

Öne Çıkan İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı Gönderileri

Öne Çıkan İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı kitaplarını, öne çıkan İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı yazarlarını, öne çıkan İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
335 syf.
·
Puan vermedi
Osmanlı modernleşme tarihini en iyi anlatan kitaplardan biri olabilir. İlber hoca akıcı üslubu ve detaylı anlatımı ile kitabı eğlenceli hale getirmiş. Hem eğlendirip hem öğretti. Osmanlı'nın anayasal sürece giden yolda nasıl ilerlediği, kültürel değişikleri,toplumun ideolojik fikirlere nasıl kapıldığını ve bunun devlet yönetimine nasıl yansıdığı gayet açık bir şekilde anlatılmış.
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılıİlber Ortaylı · KronikKitap · 20182,453 okunma
302 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
İmparatorluktan Cumhuriyet'e Tarihimiz
Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan ve bu ülkenin vatandaşı olan herkesin ülkemizin kuruluş dönemini ve bugüne kadar olan yolculuğunu anlayabilmesi; sorunlarımızı, geçmişten günümüze aktarılan ananelerimizi, değişimlerimizi idrak edebilmesi için İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı'nı okuması gerekir. Düşünmeden kabul ettiğimiz yargılarımızdan kurtulmak, Tanzimat Dönemi, İstibdat ve Jön Türkleri farklı pencerelerden görebilmek için mutlaka yudum yudum tadına vara vara okumalıyız İlber'i. Çünkü bu eseri kesinlikle onun uzmanlık ürünüdür.
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılı
İmparatorluğun En Uzun Yüzyılıİlber Ortaylı · KronikKitap · 20182,453 okunma
Reklam
Senedi İttifak denen, bu ahidnamenin girişi Hatt-ı Hümayun olarak yayınlandı. Bizim anayasacılarımız Sened-i İttikak'ı biraz abartarak mutlak otoriteye ilk defa gem vuran bir Magna Charta olarak niteler ve anayasal gelişmemizin milad noktası olarak kabul ederler. Ayanların veya memalik hanedanlarının sayesinde Anadolu ve Rumeli'de birtakım bölge ve şehirler fiili özerklik elde etmişlerdi. Bölgenin vergilerini toplayan, güvenliğini sağlayan bu derebeyleri idi. Toplanan paranın yerinde harcanması, özellikle Avrupa ile başlayan ticaretin tarıma ve zenaatlara getirdiği zengilik dolayısıyle 18. yüzyılda Rumeli şehirleri göze çarpacak bir ilerleme de kaydettiler.
Binlerce yeniçeri öldürüldü, binlercesi tevkif edildi. Ama iş bu kadarla bitmedi, Sultan Mahmud'un terörü baslamıştı. Yeniçeriler, yeniçerilerle ilgisi olanlar ve ilgisi olduğu sanılanlar sokak ortasında kısa bir sorgulama ile katlediliyordu. Daha uzun yıllar yeniçeri ismini karalamak ve izini silmek için devlet propaganda ve uydurma haber dahil çeşitli yöntemlere başvurdu.
Yeniçeriler Alemdar'ı öldürdükten sonra bazı büyük memurların konaklarını yağma ettiler ve sarayın kapısına dayandılar. IV. Sultan Mustafa'nın yeniden cülûsunu istiyorlardı. II. Mahmud bunun üzerine kardeşini öldürttü. Böyle bir olaya Osmanlı tarihinde rastlanmamış değildi. İsyancılara hanedandan kimsenin kalmadığı ve Sultan Mahmud'a itaat etmeleri bildirildiğinde, o vakte kadar işitilmedik uğultular yükseldi: "Padişah bir insan değil midir? Kim olsa olur. Esma Sultan olsun, ya da Konya'daki şeyh padişah olsun.. Kırım Tatar hanzadelerinden biri padişah olsun." Kapıkulu ocakları için hanedanın hiçbir kutsallığı kalmamıştı.
Fossati'lerin Osmanlı mimarisine girişleri Ayasofya'nın tamiriyle başladı. Ayasofya'nın çatlaklarından dolayı tamiri gerekiyordu. Sultan Abdülmecid Balyan'lara iltifat etmeyerek tamir işini Fossati'lere vermiş ve Temmuz 1849'da Ayasofya'nın onarımı bitmişti. Sultan Abdülmecid bu arada mozaikleri kazıyıp resmeden Fossati'ye bu mozaikleri bastırması için para yardımında da bulunmuş ve Ayasofya mozaiklerinin ilk baskısı böylece yapılmıştır. Fossati'lerin yapıları yöneticileri etkilendiğinden Darülfunun (sonraki Adliye) binasının yapımı kendilerine veriliyor. Arkadan İran elçiliği de onlara yaptırılıyor.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.