En Beğenilen İnsanı Yeniden Düşünmek Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen İnsanı Yeniden Düşünmek sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İnsanı Yeniden Düşünmek kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnsanın doğal düzeni anlama yetisi olan akıl, tanrı tarafından bahşedildiği için aynı zamanda aklını kullanarak geliştirdiği sistemler de tanrının isteğine uygundur.
John Locke
Nihilizmin, adeta bir varlık ve değer çoğalması olarak tecrübe edildiği çağımızda, televizyon ve sinemanın devrim niteligindeki zuhuruyla birlikte, simülasyon dünyasına maruz kalan belleklerin, etkileme-etkilenme diyalektiğinin bir parçası hâline gelmek suretiyle, varlık ve değerlerini bir yandan parçalayıp diğer yandan da çoğaltmaya başladıkları söylenebilir. İnsan, soğutulmak suretiyle içine çekildiği simülasyon dünyasında, eşzamanlı olarak herkes olabildiği gibi aynı zamanda hiç kimsedir de. Her değere eşit mesafede konumlanmış varlığıyla insan, kitle içerisinde anonim bir kendilik hâlini almış ve gri alana çekilivermiştir tüm varlığıyla.
Varoluşsal hiçbir bedel ödemeden elde ettiği hazları, acıları, aşkları, hüzünleri ve daha envai türden duyguları vardır simülasyon içinde insanın. Birbirinden bütünüyle farklı duyguları fasılasız bir biçimde yaşayabilmenin imkânı ise yalnızca gerekli maddi karşılığın ödenmesinden geçmektedir. Tam da istediği her şeye sahip olduğunu, her şeyi anlayıp hakikati elde ettiğini düşündüğü an, yitirivermiştir varlık ve değerlerini insan. Ziyadesiyle etkili görüntü ve duyguya öylesine maruz kalmıştır ki insan; duygularını ve varlığına yabancılaştıgı yerde, nihayetinde varlık ve değerlerine olan inancını da yitirivermiştir.
“Batı Avrupa’da Kopernik’le başlayan kozmolojik devrim, insanı, evrenin merkezi/efendisi konumundan indirip herhangi bir galakside yaşayan sıradan bir varlığa dönüştürmüş, Darwin’le başlayan biyolojik devrim, insanı, dünyanın efendisi konumundan indirip olağan bir canlıya çevirmiş, Freud aklın arkasındaki akıl dışının krallığına işaret ederek insanın kendisinin bile efendisi olamayacağını iddia etmiş, çağdaş sinirbilim alanındaki gelişmeler, insanın varlığının diğer doğa olaylarının karmaşık bir uzanımı olduğunu ima etmiştir. Modernleşme süreci ve Aydınlanma sonrası bilimde meydana gelen büyük atılımlar, insanın ayrıcalığı, biricikliği ve üstünlüğü fikirlerini sarsmıştır.”
Esra Kartal Soysal
Aydınlanma aklının doğanın bir tahakküm nesnesi kılınması suretiyle insanlığı sürüklediği kaostan söz ederler. Aynı zamanda insanlığı mitlerden arındırmak üzere kendisini konumlandıran Aydınlanma aklının kendisinin yeni bir mite dönüştüğünü ve bunun kültürel ve siyasi yıkımlara yol açtığını anlatırlar.