“Sevgili “Şükrü Erbaş..” Ahh bu ne derin bir üsluptur diye başlamak istiyorum incelememe...
Kitabı açar açmaz “Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim ben.. diye açılan bir kitap gelde derin derin okuma gel de bu uslübe hayran kalma.. Şiir, aşk, gelenek, görenek, saygı, sevgi, geçmiş, gelecek bu kadar güzel bir üslupla anlatılabilir di ancak... Her mısrasında kendimizden bir parça, her mısrasında yüreğimize ok gibi düşen yaralar, kitap kokusunu severiz ya hani buram buram derin derin kitap kokusu aldım her satırında....
“Seni hiçbir dünya telaşına değişmedim..”dedi.. Ve sonra
“ Ayrılık ne biliyor musun? diye de devam etti..
“Üstadın her eseri ayrı bir sevda, memleket, sevgi kokarken bu eserde hepsinin bir araya toplanmış halini görmüş oluyoruz.. Bana kalsa bütün kitabı kırpmadan alıntılarım ama 1K okurlarını da sıkmamak gerekir zannımca:) Ama okumayan kaldıysa mutlaka alınıp okunması gereken bir eser...Saygıyla eğiliyor ve o güzel yüreğinden çıkan satıları yazan ellerinden öpüyorum “Şükrü Erbaş’ı” ve son bir alıntısıyla bitiriyorum incelememi...”
“Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak Ayrılık..Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek..Birden bire büyümesi, gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun.. İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi...”
Saygılarla.
Ee benden bu kadar:) Keyifli okumalar dilerim ama mutlaka okuyun okutun hatta bu eseri değer verdiğiniz insana altını çizdiğiniz satırlarlarla birlikte hediye edin:)
Keyifli okumalar...”