Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İnsanlar Uyanıyor

Aziz Nesin

İnsanlar Uyanıyor Gönderileri

İnsanlar Uyanıyor kitaplarını, İnsanlar Uyanıyor sözleri ve alıntılarını, İnsanlar Uyanıyor yazarlarını, İnsanlar Uyanıyor yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizim zamanımızın askerliği başkaydı; asker gülmezdi ve ağlamazdı. İkisi de ayıptı. Gülmek yerine belli belirsiz bir gülümseme, ağlamak yerine kaşların çatılması... Asker okulundayken bir yüzbaşımız bize sık sık "Askerin yüzü hep gölgeli olacak." Derdi. Biz de böyle yetiştik, doya doya gülmesini doya doya ağlamasını bilmeyen insanlar olarak...
Bu kadın sensin, bu kadın biziz.
(...) Sonra efendim, düşündüm taşındım, ince ruhlu bir kadın, bundan iyisini bulacak değilim ya... Bulsam bile bana varacak değil ya... Uzatmayalım, evlendik. Aman ne iyi bir kadın... Ben şiir okurken dalıp dalıp gidiyor. Açlığını, susuzluğunu unutuyor. Tam dar gelirlilere mahsus bir kadın. Akşam başlıyorum şiire, ta be sabah... Fukaracık, ben şunu isterim, ben bunu isterim demiyor. Tuz ekmeğin gönüllüsü, yeter ki şiir oku... Evvelallah bir o elimizden geliyor. Dayanıyorum şiire. (...) Diyelim, pudra, ruj, kolonya mı istiyor. Gelsin Nedim: Haddeden geçmiş nezâket yâl-ü bâl olmuş sana Mey süzülmüş şîşeden ruhsâr-ı al olmuş sana (...) Olur ya, canı kırk yıllık başı et yemeği, meyve istese, -Aman yavrum, her şey ateş pahası... diyorum. Hemen Şeyh Galip'ten başlıyorum: Gül âteş, gülbin âteş, gülşen âteş, cûy bâr âteş Zemin âteş, zaman âteş, bütün nakş-u nigâr âteş (...)
Sayfa 85 - Nesin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Çocuğun ters geldiği sanılabilir. Halbuki akıllı bir insanın her hangi bir yere başıyla değil ayağıyla girmesinin daha mantıklı olduğu düşünülürse dünyaya başlarını çıkarıp balıklama atlayan çocukların nasıl ters geldikleri, dünyaya önce ayaklarını çıkaran bu yavrunun ise pek normal geldiği anlaşılır.
“İğneli sözlerle beni taşlama! Akşam akşam yine başlama! İstakoz değilim, beni haşlama! Kelle derler buna, kestane değil!… Tut çeneni artık dırdırın yeter! Yeter ulan karı vırvırın yeter! Bilmem ki ne zaman zırzırın biter? Aile yuvası hastane değil! Sermayem yok benim başka dilimden, İstediğin belli, gelmez elimden… Adın batsın karı, anla halimden, Yorgunum ulan, mestane değil!…” Şiirin böylesine ne denir?…:))
…Her hayvanın erkeği dişisini kandırmak için bir yol bulmuş. Horoz tavuğu parlak türleriyle, alevli ibiğiyle kandırır. Boğa ineği boynuzlarıyla yola getirir. İnsanın erkeği de kadını, ya parayla, ya gençliğiyle, ya bilgisiyle, ya şöhretiyle kafesler.
“ ‘Aşığım sana’ cümlesinin sonundaki ‘a’ harfi terk etti seni. O da üzülmüyor gittiğine, Sen hâlâ “Aşığım san” beni”.
Reklam
Dargelirli Mısta'fendi, iki ile ikinin dört değil, dert ettiğini bizzat ve bilfiil hayatı ile ispat etmiştir.
Sayfa 214Kitabı okudu
-Neyiniz var sizin, çok üzüntülü görünüyorsunuz? dedi. Delikanlı, -Evet, dedi, bir akrabam öldü de... -Vah vah... Başınız sağolsun... Ne zaman öldü -Buraya gelirken... Tren altında kaldı, parçalandı... -Neyiniz olurdu? «Kendim» diyecekti, biraz düşündü: - Çok, yakınımdı... En yakınımdı... dedi.
Sayfa 102Kitabı okudu
Bize de böyle yetiştik, doya doya gülmesini, doya doya ağ lamasını bilmeyen insanlar olarak... Gülmek neyse ne, hele ağlamak, büsbütün ayıp ki, ondan ayıbı olmaz artık...
Reklam
375 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.