Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İslam Düşüncesi - 1

Seyyid Kutub

En Yeni İslam Düşüncesi - 1 Sözleri ve Alıntıları

En Yeni İslam Düşüncesi - 1 sözleri ve alıntılarını, en yeni İslam Düşüncesi - 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Böyle birşeye ancak kafirler cesaret edebilir.
Haddizatında tevhid; insanoğlunun özgürlüğüne tekrar kavuşması, diğer bir deyişle insanlığın yeniden dirilişi demektir. Uluhiyetin birliğinin ve özelliklerinin sadece ve sadece Allah'a mahsus olmasının, tüm mevcudatın O'na kulluk konusunda ortak olup uluhiyete ilişkin özelliklerden tamamıyla uzak bulunmalarının anlamı ve icabı;
Sayfa 333 - BekaKitabı okudu
İslâm düşüncesininin sahip olduğu Allah'ın vahdâniyeti inancının başlıca icaplarından biri, insan hayatına hükmetme yönünden uluhiyete ilişkin özelliklerin tümünü yalnızca Allah'a tahsis etmektir. Gerek inanç ve düşünce bazında, gerekse de duygu ve ibadet boyutunda ilah olarak yalnızca O'nu tanıdığımız gibi bu hususta da sadece
Sayfa 323 - BekaKitabı okudu
Reklam
"Yüzünü (hiçbir şeyi Allah’a ortak koşmayan muvahhid) bir hanif olarak dine çevir. Allah’ın insanları yarattığı fıtrata (uy). Allah’ın yaratmasında değişiklik yoktur. (Herkesi tevhid fıtratı üzere yaratmıştır.) İşte dosdoğru din budur. Ancak insanların çoğu bilmezler." (30/Rûm, 30)
Sayfa 306 - BekaKitabı okudu
İslâm düşüncesine göre alem, Allah'ın halkettiği ve Kün!=Ol! emriyle anında oluverdiği (bkz: Al-i İmran/47) bütün bir mevcudattan oluşmaktadır. Nizam ve intizamını O'ndan almaktadır. İşte bu nizam ve intizam sayesindedir ki alemde ne çatışma, ne de çelişki bulunur. Alem tamamıyla Allah'ın emrine tâbidir; yalnızca O'na kulluk eder, buyruklarını yerine getirir: "Hamd o Allah'ın hakkıdır ki gökleri ve yeri yarattı, karanlıkları ve aydınlığı yaptı. Buna rağmen hakkı tanımayanlar bunları kendilerini yaratana denk tutuyorlar!" (En'am/1)
Sayfa 286 - BekaKitabı okudu
Müslümanın varoluş amacı apaçık ortadadır.
Yeryüzündeki mevcudiyetinin en başta gelen icabı davranış işlev bakımından hem kendi nefsinde, hem de toplum içerisinde müsbet olmasıdır. Halifesi kılındığı arz üzerinde ve kendisi için çizilen planın bir parçası olan hesap için hazırlanmış alemde müsbet hareketlerde bulunmakla yükümlüdür. Allah huzurunda kurtuluş ümidi beslemesi, azaba çarptırılmaması, iman ve varlık nimetlerinin şükrünü eda etmesi ancak yeryüzündeki hilafet görevini hakkıyla yerine getirmek, Allah'ın koyduğu kanunlar doğrultusunda müsbet bir fonksiyon icra etmek, ilahî nizamı hem kendi yaşantısında, hem de başkalarının hayatına yansıtmak ile mümkündür. Yine yakasını, ancak yeryüzündeki fesat ocaklarını ortadan kaldırmak üzere cihada girişmesi ile kurtarabilir. Kuşkusuz insanlar arasında ve vâkıalar aleminde fesadın çıkış sebebi herşeyden önce Allah'ın nizamının uygulanmamasıdır. Arz üzerinde öyle bir fesadın zuhur etmesi halinde bunun günahı Allah yolunda şahitlik/temsilcilik görevini yerine getirmekten kaçınan, Allah'ın ahkamını gerek kendi şahsında, gerekse de etrafındakilerin hayatında ve tüm yeryüzünde hakim kılma mücadelesi vermeyen kimselerin boynundadır.
Sayfa 273 - BekaKitabı okudu
İslâm düşünce sistemi, müslümana, işin, yalnızca vicdanî bir his olarak kalblerde hissetmekten ve laf olsun diye lisan ile ikrardan ibaret olmadığını bildirir; kurtuluşunun ancak pratik hayatında onun canlı bir temsilcisi (Hâlife) olmakla mümkün olduğunu, bu hususta bir gün hesaba çekileceğini ve huzurullahta ona göre bir karşılık göreceğini öğretir. Sonra hidayetin mükafaatını da ancak bu uğurda çaba harcayanlar alabilecektir. "Bizim uğrumuzda mücahade edenlere gelince elbette biz onlara yollarımızı göstereceğiz ve şüphesiz ki Allah muhsinlerle beraberdir!" (Ankebut/69)
Sayfa 272 - BekaKitabı okudu
Reklam
Bir müslümanın temsilcilik görevi; Allah'ın ahkamını, şeriatını beşer hayatına yansıtmak, İslâm düşüncesinden doğmuş olan İslâm nizamını dünyaya hakim kılmak, toplumların hayatını ona göre düzenlemek yolunda çaba harcamak suretiyle ifa eder. O, İslâm düşünce sisteminin hayata geçirilmek üzere planlandığını; İslâm'ın yeryüzünde varolabilmesi ve uluhiyetin sadece Allah'a tahsis edilebilmesi için İslâm nizamının hayata geçirilip hakim kılınmasının şart olduğunu bilir; çünkü uluhiyeti sırf Allah'a tahsis eden bir topluluk bulunmadıkça, bireysel ve sosyal hayatlarını Allah'ın nizamı doğrultusunda ayarlayan bir cemaat mevcut olmadıkça yeryüzünde İslâm'ın varlığından bahsetmek imkansızdır. Müslümanlar Allah'ın yardım ve desteğine ancak bundan sonra kavuşabilirler; zira bu yardım ve zafer değişmez bir şarta bağlanmıştır: "Elbette Allah kendine yardım edene yardım edecektir; şüphe yok ki Allah çok kuvvetli, çok izzetlidir. Onlar ki şayet kendilerini arzda makam ve iktidara getirirsek namazı kılarlar, zekatı verirler, ma'ruf ile emr ve münkerden nehy ederler! Bütün işlerin akıbeti de sırf Allah'a aittir." (Hacc/40-41)
Sayfa 268 - BekaKitabı okudu
İnsan, yeryüzüne halife seçilmek üzere halkedilmiştir; bu görevi yerine getirecek olan insana düşen en büyük iş Allah'ın nizamını pratiğe geçirmek, arzda yeni bir hayat kurmak, dünyayı imar ile değiştirip geliştirmek, ıslah ile verimli hale getirmek yolunda çalışmaktır. Zaten müslüman bu hilafet göreviyle yükümlüdür. Allah Teâlâ'nın insana bahşettiği yeteneklerin, hayatını içerisinde geçirdiği alemin yasalarının ve tabiatının kendisine yardımcı olması temin edilmiştir.
Sayfa 269 - BekaKitabı okudu
Şekli ibadet kalıplarından ibaret olup yaşanan hayatla alakasız, sahibinin hayatını Allah'ın hükümleri doğrultusunda yönlendiren bir sistemi bulunmayan iman söz konusu olamaz.
Sayfa 265 - BekaKitabı okudu
Asıl mesele İslam düşüncesinin hayat nizamını (hilâfet) yahut İslam'ı hayat görüşüne muvafık bir projenin günlük yaşantıya yansıtılıp uygulanması için harcanması icap eden fiili hareket ve enerjidir.
Sayfa 264 - BekaKitabı okudu
Reklam
Hakiki Müslüman tüm gücünü ve sahip olduğu iman enerjisini bu yapıcı alanda insanların yaşantısında fiilen uygulanan pratik bir İslam nizamı (hilâfet) kurma yolunda sarfeder.
Sayfa 264 - BekaKitabı okudu
"Görmediler mi ki; yeryüzüne gelip onu etrafından eksiltiriz. Allah hüküm verir. Hiç kimse (hükmün gerçekleşmesine) engel olamaz. O, hesabı çabuk görendir. (13/Ra'd, 41)
Sayfa 261 - BekaKitabı okudu
169 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.