İslam Düşüncesi - 1
Seyyid Kutubİslam Düşüncesi - 1 Sözleri ve Alıntıları
İslam Düşüncesi - 1 sözleri ve alıntılarını, İslam Düşüncesi - 1 kitap alıntılarını, İslam Düşüncesi - 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Insanlığı bu felaketten kurtaracak yegane çare, ana esasları ve temel ilkeleri değişmeyen, kaynağını sabit bir ilim ve iradeden alan bir sistemdir
Sayfa 144
Şekli ibadet kalıplarından ibaret olup yaşanan hayatla alakasız, sahibinin hayatını Allah'ın hükümleri doğrultusunda yönlendiren bir sistemi bulunmayan iman söz konusu olamaz.
Sayfa 265 - BekaKitabı okudu
Manevî ve içtimaî bir müesses olarak İslâm her türlü övgünün üstündedir.
Sayfa 149 - BekaKitabı okudu
İslâm düşünce sisteminde mevcut olan denge ögelerinden bir tanesi de insan faaliyeti ile alemin faaliyeti arasında kurulan dengedir. Bu noktada İslâm düşüncesi her çeşit dalaletten ve beşer düşüncesine arız olan değişimlerin tamamından uzaktır. Allah'ın koyduğu nizamdan kopan kimselerin icat ettiği sistemlerden tamamıyla farklıdır. İslâm düşüncesinin insan ve aleme bakışı, ancak çeşitli akide, fikir sistemi ve felsefe akımı bataklıkları incelendiğinde hakkıyla anlaşılır.
Sayfa 241 - BekaKitabı okudu
İnanç, bireyin tüm enerji birikimini kapsar.
Her alanda beşeriyetin tüm çalışma gücü ve enerjisi ile sosyal potansiyeli, kaynağını inanç esasından alır.
Sayfa 7 - BekaKitabı okudu
İnsanlığın huzura ve rahata ulaşabileceği günlerden bir gün bağrına sığınabileceği tek sistemdir İslam.
İslam
Kur'an'da iman konusu işlenirken yahut inananlardan bahsedilirken imanın pratik bir tercümanı durumda olan amel de sözkonusu edilir. Demek oluyor ki müslümanlık, imanı yalnızca his ve hayal aleminde yaşatmaktan ibaret değildir. Asıl mesele İslam düşüncesinin hayat nizamına yahut İslam'ı, hayat görüşüne muvafık bir projenin günlük yaşantıya yansıtılıp uygulanması için harcanması icap eden fiili hareket ve enerjidir.
Mü'minler ancak o kimselerdir ki Allah'a ve Resulü'ne iman ettikten sonra şüpheye düşmeyip Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla mücahade etmektedirler; işte sadık olanlar onlardır!
(Hucurat/15)
Sayfa 264
İslâm düşüncesininin sahip olduğu Allah'ın vahdâniyeti inancının başlıca icaplarından biri, insan hayatına hükmetme yönünden uluhiyete ilişkin özelliklerin tümünü yalnızca Allah'a tahsis etmektir. Gerek inanç ve düşünce bazında, gerekse de duygu ve ibadet boyutunda ilah olarak yalnızca O'nu tanıdığımız gibi bu hususta da sadece
Sayfa 323 - BekaKitabı okudu
Hakiki Müslüman tüm gücünü ve sahip olduğu iman enerjisini bu yapıcı alanda insanların yaşantısında fiilen uygulanan pratik bir İslam nizamı (hilâfet) kurma yolunda sarfeder.
Sayfa 264 - BekaKitabı okudu
Böyle birşeye ancak kafirler cesaret edebilir.
Haddizatında tevhid; insanoğlunun özgürlüğüne tekrar kavuşması, diğer bir deyişle insanlığın yeniden dirilişi demektir. Uluhiyetin birliğinin ve özelliklerinin sadece ve sadece Allah'a mahsus olmasının, tüm mevcudatın O'na kulluk konusunda ortak olup uluhiyete ilişkin özelliklerden tamamıyla uzak bulunmalarının anlamı ve icabı;
Sayfa 333 - BekaKitabı okudu
Sen Allah 'ın boyasina bak ! (Vaftizn n'olacak ) Allah tan güzel boya vuran kim
Sayfa 65Kitabı okudu
"Yaratıcıların en güzeli olan Allah, ne yücedir."
(23/Mü'minûn, 14)
Sayfa 211 - BekaKitabı okudu
İyi biriyseniz; vicdanı kararmış insanlar, sizi kaybeden olarak hatırlar.
Müslüman, İslam anlayışından aldığı düşünce ile müntesibi bulunduğu bu dinin tercümanlığını ve temsilciliğini üstlenmek durumunda olduğunu bilir. Bunu yerine getirmedikçe de ne vicdanı mutmain olabilir ve ne de aklı huzura kavuşabilir. Kendisini, Allahu Teâlâ tarafından lütfedilen İslam nimetinin şükrünü eda etmiş saymaz. Bunun sonucunda da görevini yerine getirememiş olma bilinci ona Allah'ın dünya ve ahiretteki azabından kurtulma yolları aratır. Karşısında iki şık vardır: Ya bu dinin temsilciliğini hakkıyla ifaya koyularak malını, mülkünü bu yolda feda edecek, bu yolun her türlü sıkıntısını bunlarla göğüsleyecek yahut da dayanılması imkansız azaba çarptırılacaktır.
Biz bugün azgın, başıboş bir akımın önünde sürükleniyoruz; hiç kimse de bu gidişin hangi kültüre doğru olduğunu bilmiyor. Toplumumuzu ve dinimizi yıkan yabancı kültür seline dur diyebilecek ne ahlaki cesarete ve ne de ruha sahibiz. Dünyaya tanıma fırsatı verilen en güzel manevi esasları terketmiş bulunuyoruz.