İslam Felsefesi Tarihi

Macit Fahri

İslam Felsefesi Tarihi Sözleri ve Alıntıları

İslam Felsefesi Tarihi sözleri ve alıntılarını, İslam Felsefesi Tarihi kitap alıntılarını, İslam Felsefesi Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendisini diğerinde görecek şekilde birbirine bağlı ruhani varlıklar
Ruhani varlıkların durumuna gelince, müellif onlardan her birinin, cismani varlıkların birinin diğerinden ayrı olması şeklinde değil, fakat tamamen farklı bir şekilde diğerlerinden ayrı durarak “kendisinin ait olduğu semavi feleğin külliliğinde mukîm olduğunu” söyler. Bu “nurani varlıklar asla birbirine mani olmazlar, bilakis ister aklï ister hissî olsun, tamamen fikrî ve anî bit şekilde her şeyi görmelerine ilave olarak, ger biri “kendisini diğerinde görecek” şekilde birbirlerine bağlı ve birbirinin mütemmimidirler. (Theologia)
Sayfa 47
Lisan ilimleri
Eğer tecrübenin bizi kuralların bilgisinden sarfı nazar etmeye muktedir kılabileceği iddia edilirse, aynı sebeple gramer ya da aruz kurallarından da sarfı nazar edilebileceği ileri sürülebilir.
Sayfa 140
Reklam
Mu’tezile ile işbirliğinin nedeni
İslam tarihi boyunca Şii’ler siyasi özlemleri tekrar tekrar bastırılmış, gayri memnun bir azınlık pozisyonuna zorlamış oldukları için, dini ve siyasi bakımdan vuku bulan hadiselere akli yolla karşı koymaları ve felaket anında sığınabilecekleri bir manevi sığınağı zihni olarak düşünmeleri tabii idi. Bu temayül muhtemelen yalnız, İslam tarihi boyunca bir çok Şii lideri ortaya çıkaran inkılapçı ruhu ve Şii düşünce ve tavrı karakterize eden gizliliği değil aynı zamanda onların İslamdaki önde gelen rasyonalist kelam okuluyla, yani Mu’tezile ile, işbirliği etmelerini, onların bugün bile selahiyetli fakihlerin içtihadının muteberliğini kabul etmelerini ve Grek felsefesini tereddütsüz asimile etmeye hazır olmalarını açıklar.
Sayfa 67
Şia kayıtsız ve şartsız desteğini, halifeliğin yegane meşru hak sahibi olarak Ali’ye vermeyi taahhüt etti. Ali’nin meşruiyetine dair iddialarını kuvvetlendirmek gayretiyle Şia, genellikle fiili delillere değil, hukuki delillere başvurdu ve iddialarının çoğunu a priori ya da idealize edilmiş bir halife (onlar imam derler) ve onun görevleri üzerine dayandırdı. Onlar, İmam’ın yalnızca Peygamber’in tek meşru varisi olduğunu değil, fakat aynı zamanda Şeriat’ın tek yorumlayıcı otoritesi olduğunu söylediler.
Sayfa 65
Theologia’nın girişi
“İlahi mahiyeti müzakere etmek ve onun ilk Sebeb olduğunu, zaman ve dehr’in onun altında bulunduğunu, onun sebeplerin sebebi ve onların bir tür yaratıcısı olduğunu ve kendisinden Akıl’a, Akıl aracılığıyla külli ve semavi Nefs’e ve Akıl’dan Nefs aracılığıyla Tabiata, ve Nefs’ten Tabiat aracılığıyla kevn ve fesada (oluş ve bozuluş) tabi varlıklar üzerine parlayan, ışık veren güç olduğunu, ve Bir’in bu fiilinin kendisinden hareketsiz meydana geldiğini, her varlığın hareketinin ondan ve onunla olduğunu ve eşyanın bir çeşit arzu ve şevkle ona doğru cezbedildiğini ortaya koymak suretiyle onu açıklamak, teşhir etmektir.”
Sayfa 44
45 öğeden 51 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.