İslam Öncesi Arap Mitolojisi
İbrahim Ustaİslam Öncesi Arap Mitolojisi Gönderileri
İslam Öncesi Arap Mitolojisi kitaplarını, İslam Öncesi Arap Mitolojisi sözleri ve alıntılarını, İslam Öncesi Arap Mitolojisi yazarlarını, İslam Öncesi Arap Mitolojisi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Şi'ra: "saç" anlamına gelen "şa'r kökünden türemiş ve parlak bir yıldız olarak tanımlanan bu kelime, Yunanlılarda Afrodit, Farslarda ise Tir veya Teşter'e karşılık gelmektedir. Başka bir görüşe göre Şi'ra, yağmuru kestiği ve şiddetli sıcaklıklarda çıktığı için bu şekilde isimlendirilmiştir. Araplar, Şi rá kelimesini, Arapça asıllı bir kelime olarak kabul etmelerine rağmen, bazı şarkıyatçılar kelimenin, Grekçe'deki "Sirius" isminin Arapçalaşmış şekli olabileceği görüşündedir.
Sayfa 196 - Ankara OkuluKitabı okudu
Arap mitolojisine göre Zühre yıldızı, insanları Hz. Adem'den sonra dalalete düşerek melekleri yoldan çıkaran kadının ismidir. Se'alebi'nin rivayetine göre; melekler insanların amellerini eleştirmeye başlayınca Yüce Allah, imtihan amacıyla Hârut, Marût ve Azrail isimli üç meleği, insani şehvetleri yükleyip, onları yeryüzüne indirmiştir. Zühre, kendisini onlara güzel bir kadın şeklinde arz edip, daha sonra onlardan göğe yükselmeyi sağlayan sözü ona öğretmelerini istemiştir. Hârut ve Marût, Venüs'ün güzelliğine dayanamayıp onunla birlikte olarak günah işlemişler. Azrail ise, son anda kendisini koruyarak Allah'tan yardım dilemiş ve günaha bulaşmadan göğe çekilmiştir. Venüs, İsm-i Azâm denilen o sözü öğrenip, goge yükseldikten sonra Yüce Allah onu, gecenin sonunda çıkan ve "Necmetu's-Subh" diye isimlendirilen güzel bir yıldız yapmıştır.
Sayfa 195 - Ankara OkuluKitabı okudu
Deve ile ilgili hurafe sayılabilecek birtakım inançlara değinmek gerekirse: kanın akmasına engel olduğuna inanıldığı için, yakılmış deve tüylerinin külleri akan kanın üzerine serpiştirmeleri: kadında hasıl olan kısırlığı yok ettiğine inanıldığı için, deve iliğinin üzerinde taşınması; sürekli içki içenlerin karaciğer tümörü ne iyi geldiğine inanarak deve idrarı içmeleri; Filistin bölgesi Araplarında güçlü ve kuvvetli olmaları için çocuklarını deve idrarı ile yıkama inancı yaygın idi.
Sayfa 188 - Ankara OkuluKitabı okudu
Cahiliye Araplarının nazarında yılan, cinlerin kızıdır. Herhangi bir şahıs uzun süreli bir hastalığa yakalandığında, bu durum yılan öldürdüğü için cinler tarafından saldırıya uğraması şeklinde yorumlanırdı.
Sayfa 179 - Ankara OkuluKitabı okudu
Arapçada 'Anka, Farsçada Simurg adı verilen: Türkçede ise bu iki isimle ya da bu iki ismin birleşmesinden meydana gelen Zümrüdü 'Anka (Simurg-u 'Anka) adıyla anılan, Islam tasavvuf ve sanatında da önemli yer tutan efsanevi kuş.
Sayfa 174 - Ankara OkuluKitabı okudu
Atargatis putu Kuzey Suriye topraklarının büyük tanrıçası olup simgesi başaktır. Bu tanrıçanın Askalan bölgesindeki simgesi ise balıktır. Bunun yanında, kumru da kutsal hayvan olarak görülmektedir. Kumru; aşk tanrıçası, balık ve başak ise bereket timsali olarak kabul edilirdi. Yunan ve Romalıların da kutsallık atfettiği bu tanrıçaya ait olmak üzere büyük bir tapınak inşa edilmişti. Bu tapınakların en büyüğü bugünkü Münbic kentindedir. Ba'lebek kentinde de Venüs ve Jupiter adıyla da tapınılan Atartagis için yapılan ayinler de; topluluk önünde kendilerini kırbaçlayıp, kılıçlarını kınlarından çıkarıp, derilerini kesmek suretiyle kan akıtarak bir bakıma günahları için af dilerlerdi.
Sayfa 147 - Ankara OkuluKitabı okudu
Bereket tanrıçası olarak kabul edilen Lât putu güneşle özdeşleştirilmiş ve Kuzey Arabistan'da tapınılan bu tanrıçaya; tanrıların anası, baş tanrıça sıfatı verilmiştir. Bu tanrıça ayrıca Allah'ın kızı olarak kabul edilirdi.
Sayfa 133 - Ankara OkuluKitabı okudu
Kâbe'nin etrafinda 360 tane put dikilmiş. Arap kabileleri Mekke'ye geldikleri zaman bu putları ziyaret ve takdis etmişlerdir. Cahiliye dönemi Arabi evinde bulundurduğu taş, ağaç ve diğer malzemelerden yapılmış bir puta, yolculuğa çıkacağı zaman ve yolculuktan döndükten sonra dokunmak suretiyle ondan yardım diler ve bu şekilde ona şükrünü eda ederdi. Geçici bir süre için bile olsa Mekke'den ayrılmak isteyen bir kimse, yanına Mekke'den bir taş almaksızın oradan uzaklaşmazdı. Mekke dışına yolculuğa çıkan kimse, hem Mekke'ye ve Kâbe'ye olan saygısını ve derin bağlılığını göstermek hem de bu bölgeye olan özlemini gidermek için, yanında oraya ait bir taş götürürdü. Konakladıkları her yerde, o taşı çıkarıp yere koyarlar ve aynı Kâbe'yi tavaf ettikleri gibi onun etrafında dönüp tavaf ederlerdi. Böylece hem Kâbe'ye ve Mekke'ye olan özlemlerini gideriyorlar hem de bunun kendilerine uğur getireceğini umuyorlardı.
Sayfa 132 - Ankara OkuluKitabı okudu
Hem tarihi hemde mitolojik bir şahsiyet olan Dahhák, Fars literatüründe ve folklorunda Arap Kralı, İran folklorunda ise büyük bir hayvan, yılan, bazen da aslan olarak tasvir edilmiştir. Firdevsi'nin meşhur folklorik eseri Şahname'de Dahhak için: halk arasında on kötülüğü, kötü gelenek ve afeti ilk olarak gerçekleştirip, insanlar arasında yaydığı için "deh ák" veya "deh-ayb" olarak da anılmaktadır.
Sayfa 77 - Ankara OkuluKitabı okudu
Makedonya kralı Büyük İskender ve Zülkarneyn farklı kişiler olmasına rağmen bu kişiler çoğu zaman birbirine karıştırılmış ve tek şahıs olarak düşünülmüştür.
Sayfa 71 - Ankara OkuluKitabı okudu
Zülkarneyn kelimesi bir lakap ifadesi olarak Kur'ân-ı Kerim'de kullanılmıştır. "Zu" kelimesi; malik, sahip anlamında kullanılmaktadır. "Karn" kelimesine boynuz, çağ, devir, asır, ne sil ve kuşak gibi anlamlar verilmektedir. İki boynuz sahibi tabiri, doğu ve batının hâkimi olarak yorumlanırken, kafasının iki tarafında boynuzu andıran bir tür şişkinlik sebebiyle kendisine bu lakabın verilmiş olması da muhtemel olduğunu ifade etmiştir.
Sayfa 70 - Ankara OkuluKitabı okudu
Yunan mitolojisinde geçen Prometeus'un oğlu Deukalion, aslında kutsal kitaplarda anlatılan Nuh Pey gamber ve tufan olayının tahrife uğrayarak ulusal kahramanlara atfedilmiş kıssasıdır. Aynı şekilde Yunan mitolojisindeki Herkül, İsrail oğullarını yabancı ulus esaretinden kurtarmaya çalışan Kral Samson'la özdeşleşirken, Arion ise mitolojide Yunus Peygamber'e karşılık gelmektedir. Ancak bu olaylar zaman içerisinde gerçek mecrasından çıkmış; olaylarda yer alan gerçek kişiler ulusal kahramanlara dönüşmüştür.
Sayfa 23 - Ankara OkuluKitabı okudu