Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Uygarlıkları Tarihi Cilt 1

Corci Zeydan

En Beğenilen İslam Uygarlıkları Tarihi Cilt 1 Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen İslam Uygarlıkları Tarihi Cilt 1 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen İslam Uygarlıkları Tarihi Cilt 1 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Zekatın zenginler üzerine farz kılınıp fakirlere verilmesinde büyük hikmet vardır. Bu metot, özellikle baskı ve zorbalıkla tanınan ilkel çağlarda, halkın çoğunluğunu oluşturan fakirleri hoşnut eder. lslamiyet, zayıfa yardım etmek ve zayıfla kuvvetliyi eşit kılmak için gönderilmiştir. Bu yüzdendir ki, Hz. Muhammed'e düşman olanlar, fakirleri kendi mallarına ortak etmek istemeyen ve onlarla eşit bir halde bulunmaya tenezzül etmeyen, Mekke'nin ileri gelen büyükleri ve zenginleriydi.
Yanlış bilinenlerde bugün..
Bir milletin tarihi o milletin yalnızca savaş olaylarından ibaret değildir.
Reklam
Bir milletin tarihi o milletin yalnızca savaş olaylarından ibaret değildir.
Sayfa 18 - İletişim Yayınları, İstanbul, 5. Baskı 2016
Raşid Halifelerin devletleri zühd, takva, salah ve diyanet üzerine kurulmuş, hakkaniyet ve adalet ile desteklenmiş bir hükumet idi. Hulefa-i Raşidin salah ve takvadan dolayı çok basit bir hayat geçirmişlerdir. Onların döneminde hilafet makamı bir hükumet başkanlığından daha çok dini bir makamdı. Halifeler adi ve basit bezden elbise, liflerden yapılmış ayakkabı giyerlerdi. Taşıdıkları kılıçların askısı da liftendi. Sokaklarda halktan biri gibi gezerlerdi. En adi bir adam ile konuştukları zaman bile, ondan kendi sözlerinden daha sert, daha şiddetli sözler işitir ve buna sabrederlerdi. Raşid Halifeler kendilerinin özelliği olan bu tür tavır ve davranışları, lslam dininin kurallarından sayarlardı. Halk üzerindeki egemenlik ve saygınlıklarını, karakterlerini oluşturan salah, takva, adalet, ihsan ve yüce ahlak ve samimi yaşantılarıyla örnek olarak sağlıyorlardı. Hulefa-i Raşidin'in yiyecekleri de halkın en fakirlerinin yemeklerinden daha sadeydi. Onların bu konuda böyle mahrumcasına bir kanaat ile yetinmeleri yokluktan veya acizlikten ileri gelmiyordu. Bu dar ve sıkıntılı yaşamı kendi halklarından fakir olanlarla aynı sıkıntıları paylaşmak, böylece onların gönüllerini hoş tutarak memnun etmek için tercih ediyorlardı. Çoğunlukla kendi gelirlerinden ellerine her ne geçerse hepsini fakirlere verirlerdi. Örneğin Hz. Ali kendi şahsi mülklerinden aldığı gelirlerin çoğunu, her zaman fakir ve ihtiyacı olanlara dağıtırdı.
Sayfa 127Kitabı okudu
Hz. Peygamber'in Mina'da şeytan taşlarken söylediği şu sözler de çok ilginçtir:"Ey insanlar! Din işlerinde aşırı gitmekten çekininiz. Sizden önceki ümmetlerin yıkılıp mahvolmalarının sebebi, dinde aşırı gitmeleridir."
Sayfa 94 - İletişim Yayınları
Hz. Ebu Bekir'in, kendisine biat olunduktan sonra, lslamiyet'in hakikatini ve süratle yayılmasını, şan ve şevketinin desteklenmesinin nedenlerini açıklayan ünlü tarihi hutbesi şöyleydi: "Ey halk! İçinizde en layıkınız olmadığım halde üzerinize halife oldum. lyi işler yaparsam bana yardımcı olunuz. Kötü harekette bulunursam beni doğruluğa yönlendiriniz. Doğruluk emanettir. Yalancılık hıyanettir. Sizden her güçlü kişi, üzerinde bulunan başkasının hakkını ben ondan alıncaya kadar gözümde zayıftır. Her zayıf kişi de hakkını ben ona alıverinceye kadar gözümde kuvvetlidir. Sizden hiçbir kimse cihadı terk etmesin, çünkü herhangi bir kavim cihadı terk ederse mutlaka o kavim Cenab-ı Hakk tarafından alçaklık ve tembellikle cezalandırılır. Ben Allah ve Rasulü'ne itaat ettikçe siz de bana itaat ediniz. Allah ve Rasulü'ne karşı gelirsem o zaman sizin bana itaat etmeniz gerekmez."
Sayfa 97 - İletişim Yayınları 1023, Tarih Dizisi 30, 5. Baskı 2016, İstanbul, Tarihut temeddünnil İslam, Çeviri Nejdet GökKitabı okuyacak
Reklam
Halife Me'mun, halkına ve devlet adamlarına karşı o kadar kibar ve alçak gönüllü davranıyordu ki bu durum onların yüz bulmasına sebep olmuştu. Abdullah b. Tahir diyor ki: "Bir gün Me'mun'un yanında bulunuyordum uşağı çağırmak için 'Oğlan ! ' diye bağırdı. Kimse gelmedi. ikinci kez çağırdı. Bunun üzerine bir Türk köle içeri girerek 'Oğlan yiyip içmez mi? Huzurundan çıktıkça ey gulam, ey gulam ! diye bağırıyorsun. Ne zamana kadar böyle bağıracaksın?' şeklinde küstah ve cüretkarca bir cevap verdi. Me'mun uzun bir müddet gözlerini yere dikip düşündü. Bu saygısız kölenin kellesini kestirmek icin emredeceğinden hiç kuşkum yoktu. Ancak gözlerini yerden kaldırdı ve bana baktı: 'Ey Abdullah bir insan güzel ahlak sahibi olursa hizmetçi ve uşaklarının ahlakı bozulur. Bozuk ahlak sahibi olur ise hizmetçi ve uşaklarının ahlakı ve terbiyesi de düzelir. Hizmetçilerimizin terbiyesi düzgün olsun diye ahlakımızın güzelliğinin bozulmasını arzu etmeyiz' diye konuştu
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.