Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İstanbul Gönderileri

İstanbul kitaplarını, İstanbul sözleri ve alıntılarını, İstanbul yazarlarını, İstanbul yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gelecekteki İstanbul
Valide Sultan Köprüsü'nden İstanbul'u seyrederken aklıma sık sık bu fikir takılıyordu. Bir-iki asır içinde, Türkler Avrupa'dan uzaklaştırılmasa bile, bu şehrin hali ne olacak? Çok yazık! Güzellik çoktan medeniyete feda edilmiş olacaktır. Gelecekteki İstanbul'u, tehditkâr ve hazin ihtişamıyla yeryüzünün en güler yüzlü şehrinin
Sayfa 104
Insan ancak kendine benzeyen bir şehre dönerken kendi hatalarını affetmeye benzer bir acı çeker.. Bu biraz da vazgeçilememiş eski bir sevgiliye dönüşün kırık ama eşsiz tutkusuyla heyecanlanmak gibidir.
Reklam
347 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
144 günde okudu
İSTANBUL...
Kitabın son bölümünde o zamanki bize dair izlenimlerini aktardığı ve "Türkleri nasıl buldun?" sorusuna cevap verdiği kısmı okumak, kitabın tümünü okumanın verdiği hazzın büyük bölümünü oluşturacak şekilde yansıtılmış. Ve tabii ki Boğaz'dan gemiyle İstanbul'a veda edişi sanki sizin de bir daha orayı göremeyeceğiniz gibi bir his veriyor. Yazarın gördüğü İstanbul'u maalesef göremeyeceğimiz için sanırım o his hep var olacaktır.
İstanbul
İstanbulEdmondo De Amicis · Yapı Kredi Yayınları · 2010133 okunma
Türkleri nasıl buldun?
Dünya denen sahnenin aylak seyircisi olmak: İşte Türk'ün en büyük dileği.
Sayfa 315 - Amicis'in uzun cevabına tek kelimelik özet.Kitabı okudu
Topkapı Sarayı
"Allah sahibinin şanını ebediyen korusun, saltanatının temellerini daim eylesin."
Sayfa 246 - Bâb-ı Humâyun kitabesiKitabı okudu
Dolmabahçe Sarayı
Yapıyı kendi halinde bir Ermeni mimarın* tasarlamış olduğu insanın aklına gelmez de, sevdaya düşmüş bir sultanın, en ihtiraslı gözdelerinden birinin koynunda uyurken rüyasında gördüğü sanılır.
Sayfa 162 - *Karabet BalyanKitabı okudu
Reklam
Ayasofya kubbesi
Tepeye, II. Mehmed'in İstanbul'un fethedildiği gün, bazilikanın büyük mihrabının önünde atını durdurunca söylediği, "Allah göklerin ve yerlerin nurudur" sözü* yazılıdır; koyu renk zemin üstündeki harflerin kimi dokuz metre uzunluğundadır.
Sayfa 151 - *Nur suresi, 35. ayetKitabı okudu
Daha başka bir sürü yazı bulunmakta tabi...
Yapıtın dört bir yanını dönen kitabede şöyle yazar: "Tarihi Sultan Ahmed'in cârî zebân-ı lûleden / Aç besmeleyle iç suyu, Han Ahmed'e eyle dua".
Sayfa 147 - Sultan III. Ahmet ÇeşmesiKitabı okudu
Türkler için her bir kuşun hoş bir anlamı ya da hayırlı bir etkisi vardır: Kumrular aşkı korur, kırlangıçlar yuva yaptıkları evi yangından korur, leylekler her kış Mekke'ye hacca gider, yalıçapkınları müminlerin ruhunu cennete götürür.
Sayfa 100Kitabı okudu
Ha şunu bileydin...
"Sahiden İstanbul'da mıyız?" diyoruz birbirimize, sonra hayatın ne kadar kısa ve her şeyin ne kadar boş olduğunu düşünüyoruz; sonra içimizi sevinç dalgaları yokluyor; fakat, hayran olduğumuz manzara karşısında, aslında, elinde sevdiğin kadının elini tutmuyorsan, yeryüzündeki hiçbir güzelliğin tam bir neşe kaynağı olmadığı kanaatine vardık.
Reklam
"Seyahat etmek, zevklerin en hüzünlüsüdür."
Sayfa 34 - Madam de StaëlKitabı okudu
Bizi hazırlıksız yakalayıp İstanbul'un ne olduğunu sorana, kafamızdaki keşmekeşi dindirmek için şöyle bir elimizi şakağımıza dayamadan cevap veremeyiz. İstanbul Babil'dir, bir âlemdir, kâinatın yaratılmadan önceki karşılığıdır. Güzel midir? Harikuladedir! Çirkin midir? Berbattır. Hoşunuza gider mi? Sarhoş eder. Orada yaşar mıydınız? Kim bilir! Bir yıldızda yaşayıp yaşayamayacağını kim söyleyebilir?
Hâlâ öyle, herşeye rağmen...
Başdümenci, "İnanın bana beyler," dedi, "güzel bir sabahta İstanbul'a varmak, bir insanın hayatındaki en güzel andır."
"Beyler! Yarın sabah tan vakti İstanbul'un ilk minarelerini göreceğiz."
Türkler İstanbul surlarına son taarruza geçtiklerinde, bir Rum keşişi, bu manastırda balık kızartıyormuş. Birdenbire, telâş içinde kalmış başka bir keşiş mutfağın kapısında görünüp bağırmış: "Şehir zaptedildi! Haydi canım sende! diye cevap vermiş öteki, böyle bir şeye balıkların tavadan fırlayıp çıktığını görürsem inanırım". Bunun üzerine, balıklar, sadece bir tarafları kızarmış olduğu için yarı siyah yarı kırmızı, canlı canlı sıçramışlar; balıkları huşu içinde tutup, buna inanılabilir, yakaladıkları suya koymuşlar, orada halâ yüzüyorlar. Keşiş gevezeliğini bitirince, yüzüme birkaç damla mukaddes su serpti, damlalar para olup avuçlarına düştü, sonra beni kapıya götürerek, oradan uzaklaşıncaya kadar arkamdan keyifsiz ve uykulu küçük gözleriyle baktı.
Sayfa 272 - TTKKitabı okuyor
216 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.