En Eski İsyan kitaplarını, en eski İsyan sözleri ve alıntılarını, en eski İsyan yazarlarını, en eski İsyan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tramvay dünyaya, büyükşehre ve hayata gidiyordu. Ama XXIV numaralı askeri hastanede kalan hastalar tramvaya erişebilecek durumda değildiler. Kör ve kötürümdüler. Topallıyorlardı. Omurgaları paramparçaydı. Ya kollarıyla bacaklarının kesilmesini bekliyorlardı ya da uzuvları zaten kesilmişti. Savaş artık uzak bir geçmişte kalmıştı.
Birinci dünya savaşı sonrası Viyana’sında alelade bir karakter Andreas Pum, birey devlet içindir görüşünün mükemmel bir örneği. Zor yaşam koşullarına rağmen karın tokluğuna sistem savunucusu. Nasıl da tanıdık. Ne var ki sistem çarklarında en çok da bu kişiler öğütülür. Roth Andreas karakteri üzerinden savaş sonrası ortamı, yıkımı, ırkçılığı, sosyal adaletsizliği vesaire yazmış üstelik müthiş bir sonla.
Roth’un anlatımını seviyorum, birey üzerinden toplumsal eleştiriyi olaylar ile net ifadelerle veriyor ve anlamsal açıdan yoğun olan kurgusu oldukça akıcı.
#josephroth Nazilerin yasaklı yazarlarından, lakabı Kızıl ve #stefanzweig ın yakın arkadaşı. Ayrıca bir çok okurun seveceği bir yazar, bizde bu kadar az okunması üzücü.
Ve çeviri:)) Roth’u @anilalacaoglu çevirisinden okumak tabii ki benim için ayrı bir mutluluktu :)
“ sizin yarattığınız koşulların kurbanlarından biriyim ben. Mahkûm edin beni. İtiraf ediyorum, ben bir isyankarım. Yaşlıyım, yaşayacak fazla zamanım yok. Fakat genç olsaydım da korkmazdım.”
Andres Pum adlı savaş gazisinin haketmediği bir muamele yüzünden hapse girmesini ve hayatı sorgulamasını konu ediniyor. Kendisi dini bütün biri ve kafirlerden, hırsızlardan tüm günahkarlardan nefret ediyor. Ama hayat onu öyle bir konuma getiriyor ki sevmediği tüm o kafirleri kendinden biri olarak görmeye ve onları sevmeye başlıyor.
Kitapta Tanrıyla hesaplaşma, dünyanın adaletsizliği, savaş gibi konuları göreceksiniz. Sadece içinde bulunduğu zamanın değil şimdiki zamanın da adaletsizliğini gözler önüne sürüyor bu yüzden de zamansız bir roman.
İsyanı her şeye…
Andres Pum unutulmaz roman kahramanları arasında benim için yerini aldı bile.
İsyan - Josep Roth
İsyan'ı okumaya başlamadan önce arka kapak yazısından ötürü klasik bir savaş karşıtı roman okuyacağımı sanmıştım. Kahraman, I. Dünya Savaşı'nda tek bacağını kaybeder ve savaşın gereksizliğini savunur ve döndüğünde de hayata tutunamaz gibi. Evet, kahramanımız Andreas savaşta tek bacağını kaybeder ve evine döner. Fakat savaşın gereksiz olduğunu düşünenlere kızar. Gayet umut doludur. Geleceğe dair planları vardır. Lakin yaşadığı çok basit bir olay onun tüm düşüncelerini ve hayatını alt üst eder. Artık hırsızlar, suçlular, 'kafirler' onun gizli müttefikleri olmuşlardır. İnkar bile edemediği Tanrı'ya isyanı bu şekilde ilerler. İsyanı sadece Tanrı'ya değildir elbet.
Genç yaşta yaşlanan, 70 yaşında bir fiziğe bürünen Andreas karakteri yıkım edebiyatı içerisinde unutamayacağım karakterlerden biri oldu. Savaş anından beri nefretle dönen çoğu askerin aksine onun umudunun sonu da hazindir.
Savaşa, sisteme, topluma dair eleştirileriyle düşündüren ve sanırım yüzyıllar geçse de insanoğlu hayatta kaldığı sürece güncelliğini koruyacak bir kitap.
Josep Roth'tan okuduğum ilk kitap ve son olmayacak. Önce Radetzky Marşı'nı okurum diye düşünüyordum ama öyle olmadı. @anilalacaoglu çevirisi ile "zamansız bir anlatı" okumanın şansına eriştim.
Kapakta da Van Gogh' un Armand Roulin'in Portresi isimli tablosu Utku Lomlu tasarımı ile yer alıyor. Tavsiyemdir.