İzdiham - Sayı 36 sözleri ve alıntılarını, İzdiham - Sayı 36 kitap alıntılarını, İzdiham - Sayı 36 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Özlemi çekilen yaşama yüzyıllardır ulaşamamış insanlar. Soyut bir söz değil bu "özlemi çekilen yaşam". Bir Çin ozanı -Li po- tam 1200 yıl önce söylemiş şu sözü: "Bu dünyadaki yaşam, özlemi çekilen yaşam değildir."
Hayalleriniz var mı ya da aşık oldunuz mu?
Unutmuyorum. Neriman Hanım'ın evine yeni gelmiştim. Öyle umut doluydum ki içimden bütün evi temizleyip ona layık bir makine olmak istiyordum. Kızı Şeyma'ya aşık olmuştum. Arkadaşlarıyla dışarı çıkmasın diye temizlik icat eden Neriman Hanım, Şeyma'ya evi süpürmesini söylemişti. Asgari ücretle aşık olmaya utanan, yarı silik ojeli parmaklarıyla elimden tuttu Şeyma, yavaş yavaş ilerledik. Bir oda, iki oda derken tam çocuk odasını temizleyecektim birden boynumun sıkıldığını hissettim. Sinirlenen Şeyma elimi öyle şiddetli fırlattı ki boynumun acısını unuttum.
Artık hangi hayali kursam, kime aşık olsam fiş kısa gelecek ve elimi bırakacak diye korkuyorum...
Sayfa 46 - Beyazit Bestami - "Elektrik Süpürgesi İle Röportaj: BEN HER ŞEYİ İÇİME ATTIM"Kitabı okudu
Sıçrayarak uyanıyoruz sürekli. Sürekli bir geç kalmışlık hali içindeyiz. Biz yetişemeden hayatın bütün gişeleri kapanıveriyor. Her şey hep tam zamanında oluyor ama nedense biz hiçbir zaman hiçbir şeye yetişemiyoruz. Her şeyi bütün kirlerinden arındıran bir yağmur yağıyor da mesela, biz o sıra odalarımızdan hiç çıkmadığımız için o yağmuru kaçırıyoruz. Bir münadi bütün kilitleri açacak bir söz söylüyor bir gün, biz lafa daldığımız için ne söylediğini işitemiyoruz. Bir an gözlerimiz kapanıyor, o an deklanşöre basıyor sanki hep fotoğrafçı. Gerçeği hep son anda kaçırıyoruz elimizden. Hep yakalamaya çalışıyoruz bir hayali, hayalleri. Yakalamaya çalışmakla geçiyor bizim hayatımız. Az önce kalkan bir treni, içimizi serinleticek bir bakışı, bütün düğümlerimizi çözecek bir ifadeyi, şarkımızı tamamlayacak notayı, dönersek bizi doğru adrese götürecek olan sokağı. Her şeyi daha güzel, daha tamam kılacak şeyleri kaçırıyoruz sürekli. Doğru zamanın ya bir an öncesindeyiz hep ya bir an sonrasında. Ya çok hızlı yürümüş oluyoruz ya çok yavaş kalıyoruz. Ne uykumuz tam bir uyku, ne hayatımız tam bir hayat.