Osmanlıcılık, Erken Arap Milliyetçiliği ve İslamcılık 1908-1918

Jön Türkler ve Araplar

Hasan Kayalı

Öne Çıkan Jön Türkler ve Araplar Gönderileri

Öne Çıkan Jön Türkler ve Araplar kitaplarını, öne çıkan Jön Türkler ve Araplar sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Jön Türkler ve Araplar yazarlarını, öne çıkan Jön Türkler ve Araplar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Jön Türkler, imparatorluğu ve onun temeli olan monarşiyi korumak istemişlerdir.
Sayfa 5 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
İtalya'nın askeri üstünlüğüne ve taktik avantajlarına karşın Osmanlı hükümeti, elindeki tüm kaynakları seferber ederek İtalyan saldırısına karşı koydu. Enver ve Mustafa Kemal [Atatürk] dahil gelecek vaat eden ve en iyi yetişmiş subaylar Trablusgarp'a yollanmıştı. İtalyanların donanma üstünlüğü, birliklerin Akdeniz'de seferber edilmesini engellediği, Mısır yönetimi de askeri birliklerin Mısır üzerinden geçirilmesine izin vermediği için, İtalyanlara karşı savaşta Trablusgarp milisleri ve aşiret kuvvetleri asıl rolü oynamıştı. İstanbul, İtalya’nın Trablusgarp'ı ilhakını engellemek için elinden geleni yapmış, ancak 1912 sonbaharında Balkanlar'daki daha meşum tehdit sonucu başarılı olamamıştı. İttihatçı hükümetin Arap vilayetlerine çok az değer verdiği ve bu yüzden de Trablusgarp'ı elinden çok kolay çıkardığı iddiaları inandırıcı değildir. Bu önermenin doğal sonucu şudur: İtalyan savaşı Arapların gözünü açmış, 1911'den sonra, çoğunluğu Türklerden oluşan bir hükümetin er geç imparatorluğun Arap vilayetlerini dağıtacağı sonucuna varmışlardır; Araplar işte bu yüzden ayrılıkçı olmasa da özerklikten yana olan programlara yönelmişlerdir.
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
İttihatçılar, ilk ağızda samimiyetsizlik ve idealizmle suçlansalar bile, biraz daha düşününce böyle olmadıklarını kabul etmek gerekir. Şimdiye dek gördüğümüz gibi, İttihatçılar meclisi Osmanlı kolektivitesinin bir mikro dünyası olarak değil, bu kolektivitenin "aydınlanmış çocuklarının” pek çok farklı grubun çıkarlarını dile getireceği bir forum olarak görmüşlerdi. Arapların eksik temsil edilmiş olmalarıyla meclis bileşimini ele alan bilimsel çalışmalardaki yaklaşımı, günümüzün siyasi gerçekleri ve kaygılarına eşlik eden anakronik kategoriler biçimlendirmiştir.
Sayfa 100Kitabı okudu
1876 Kanun-ı Esasi’si
1876 Kanun-ı Esasi’si Osmanlı împaratorluğu’nun devlet dilinin Türkçe olmasını kabul etmişti. Türkçe gramerli, fakat Türkçe, Arapça ve Farsçanın bir karışımı olan lisan-ı Osmani, geçmişte bu amaca hizmet etmişti. Devlet dilinin 1876’da Osmanlıca değil de Türkçe olarak belirlenmesi, karmaşık Osmanlıcadan daha basit bir Türkçeyi savunup kullanmış olan Genç Osmanlıların eseri sayılamazsa da bu yoldaki çabalarından esinlenmişti.
Sayfa 106 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
Bunun yanı sıra, Balkan savaşları (1912-1913) sonrasında iyice küçülen Osmanh devletinin ideolojisinde İslamiyet giderek daha çok vurgulanıyordu. Buradaki değerlendirme, yaygın görüşle, yani 1913’te İttihatçıların iktidarı yeniden ele geçirmelerinin ardından Türk milliyetçiliğinin devlet ideolojisinde gittikçe büyüyen bir role sahip olduğu ve Arap unsurun gitgide daha çok uzaklaştırıldığı görüşüyle çelişmektedir.
Sayfa 18 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
Abdülhamid’in İslamcılığında da, Tanzimat’tan sonra ortaya çıkan ve değişimlere uğrayan Osmanlıcılıkta da sadakatin odağı Osmanlı sultanıydı.
Sayfa 37 - 1.Basım Ocak 2018Kitabı okudu
Reklam
71 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.