Sabahattin Ali’nin Kürk Mantolu Madonna kitabını okumuş ve Sabahattin Ali’nin kalemine ve kelimelerine hayran kalmıştım. O günden sonra elime geçen ilk fırsatta diğer kitaplarını okumak istemiştim. İşte ikinci olarak ‘Kağnı’yı bitirdim ve sizlerle düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.
***
Kağnı, Sabahattin Ali’nin ikinci kitabıdır ve 1936’da yayımlanmıştır. Kağnı,yazarın çeşitli dergilerde yayımladığı hikayelerin derlemesinden oluşur. Toplam on üç hikayeden oluşan kitapta, hikayelerin ana teması genel olarak; hapishane ve mahkumluktur. Aynı zamanda haksızlık, ayrılık, hüzün, eşitsizlik ve dedikodular üzerinde de durmuş, bunlar üzerinden mesajlar vermiştir. Sohpet havasındaki kalemi ve Anadolu dili sayesinde samimi bir eser olmuştur.
***
Kitap bana Refik Halid Karay’ın Memleket Hikayeleri kitabını anımsattı. Bunun sebebi, devlete ve ülkeye olan eleştirilerdi. Ancak bu kitapta Karay’ın kitabından farklı olarak; hakaret, kadınları ezmek, sadece devlet adamlarını kötülemek gibi özellikler yoktu. Bu kitapta halka ve devlet adamlarına kötü sözler kullanılmadan bir eleştiri mevcut… Hatta kadınları ziyadesiyle üstün tutan bir eşitlikçi tavır görebilirsiniz.
Her hikayenin sonunda sizi düşündüren, uzun zaman unutamayacağınız hikayeler var. İlk defa hapishanedeki insanları bu kadar derinden anlayabildim, ve ilk defa dedikodunun zararını bu kadar ağır gördüm. Yazar ve kalemi çok güçlü. Ve hayran kalmamak imkansız. En sevdiğim hikaye ise; Fikir Arkadaşı’ydı. Benim gibi hikaye sever biriyseniz kitabı kaçırmayın derim.
Sağlıcakla kalınız.