Nabizade Nazım'ın konusu Antalya'da geçen edebiyatımızın gerçekçi ilk kısa köy romanıdır. Karabibik teknik bakımdan eleştirilebilir olmasına rağmen, diğer köy romanları okunursa, eserin Türk edebiyatını etkilediği açık bir şekilde görülebilir. Rumlar ve Türklerin karşılaştırıldığı eser, geri kalmışlığımızın sebeplerini deşelediği gibi, aynı zamanda taşrada bir babanın evlatlarına nasıl yaklaştığını göstermesi bakımından da zamanına göre fena sayılmaz. Her eser zamanına, hatta geçmişteki eserlere göre değerlendirilmelidir.
2. Mahmut döneminde başlayan, merkez dışındaki imparatorluk topraklarının satışı, mülkiyet ilişkilerini de radikal bir biçimde değiştirir. Daha sonra çıkarılan arazi kanunu ile bir köyün yalnızca bir kişinin elinde bulundurulması yasaklanmasına karşın, ticari ve mali gelişmeler hazır para akımına yol açar: Taşrada büyük topraklar satın alabilecek, toprak karşılığı borç verebilecek yeni bir sınıf ortaya çıkar. Tanzimat döneminde yaşanan ekonomik sosyal gemişmeler sonucu, taşradaki toprakların çok büyük bir bölümü artık toprak değildir. Bu olgu, yeni toplumsal çatışmalara ve özellikle Orta ve Batı Anadolu'da yeni bir tipin ortaya çıkmasına neden olur: Toprak ağası. bu anlamda, 'Yosturoğlu', daha sonra köycülük akımının etkisinde kaleme alınan romanlardaki ağa tiplemelerinin bir arketipi niteliğindedir.