Bayılarak okuduğum,sonu için sabırsızlandığım enfes bir roman .
Maria Dolz, İşe gitmeden önce kahvaltı yaptığı kafede onun için mutluluk kaynağı olan evli bir çifti gözlemlemeye başlar, bir gün çiftlerden adamın, birisi tarafından öldürüldüğünü güne kadar...
.
Konu ,Maria Dolz tarafindan,anlatiliyor,sıklıkla iç monolog şeklinde.(Bu teknik ,bazı okuyucular tarafından sıkıcı gelebilir)
Javier Marias'ında dediği gibi "neler olup bittiği konunun en önemsiz tarafı" .
.
Konusu,bildiğimiz basit bir hikaye gibi görünse de yazarın anlatım şekli ve gelişme sonuç bölümleri ile güçlü kurgusu bu basitliği unutturuyor. .
.
Özellikle olayların olduğu kadar ,olaylar üzerine yoğunlaşan düşünceler bizi sarmalıyor,aşk ve ölüm ilgili ,üzerinde durduğu şey üzerine düşünmeye sevk ediyor,hatta biraz zorluyor.
.
.Hacimli, uzun ,derin cümleler kuruyor, klasik ile bağını koruyarak metinler arasılığı bize çok iyi sunuyor Marias.
Kendi romanlarının sınırlarını aşıp da başka yazarların metinlerine ulaşarak metinlerarası bir ilişki kuruyor .Bu kitapta da , öncesinde okuduğum Balzac'tan Albay Chabert la karşılaştım, neredeyse yeniden okudum diyebilirim.
ps: Hatta;hemen alıp okumak istediğim Seda ersavcı çevirisiyle Javier Marias "Acı bir başlangıç bu "kitabının ismini Shakespeare'in Hamlet'in de geçen bir bölümden almış ve kitapta Shakespeare ile sürekli metinlerarasılık sergilemiş. .
.