Necati Tosuner son zamanlarda çok duyduğum bir yazardı. Hep okumak istiyordum ama yabancı yazarları daha çok tercih ettiğim için sıra gelmemişti. Bu kitabıyla başlamakla hata etmiş olabilirim. Daha çok sevilen kitapları varmış. Ama bu küçürek roman hoşuma gitti. Necati Tosuner edebiyatta küçürek hikaye öncülerindendir ama gördüğüm kadarıyla romana da bunu uygulamış. Evinin balkonundan ve penceresinden komşularını, sokaktakileri gözlemleyen 60 yaşını geçmiş bir adamın bilinç akışı tekniği ile anılarından kısa kesitler var kitapta. Küçürek hikayedeki gibi aslında çok şey anlatıyor yazar. Ülke tarihinden, siyasetten, patlayan bombalardan, cinnet geçiren annelerden, toplum polislerinden, Tanrı inancından çok küçük dokundurmalarla bahsedilmiş. Yalnız yaşayan emekli bir adamın maaşının yetersizliği bile göze sokula sokula değil, bir cümle ile anlatılmış. Az sözle çok şey anlatmanın ustası olan yazar şiirsel bir anlatım yolu seçmiş. Hem bilinç akışı hem şiirsel, kapalı bir anlatım olunca ben ne okudum, ne anlatıyor diyebilirsiniz. Olay örgüsü bulunan romanlardan değil bu kitap. Biraz Leyla Erbil, Oğuz Atay tarzında.
En sonda sokaktan geçen iki teyzeden bahsederken kendisinin de onlar yaşında olup teyze dediğinde "Güldürme kendine" diyerek farkına varması da hoştu.
Zor anlaşılan ama iyi bir yazar gördüm karşımda, o yüzden okumaya devam.