Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Kayıp Kıta Mu
James ChurchwardKayıp Kıta Mu Yorumları ve İncelemeleri
Kayıp Kıta Mu yorumları ve incelemelerini, Kayıp Kıta Mu kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Kayıp Kıta Mu puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Herkese Merhaba
Kitaba geçmeden yazar hakkında bilgi vermek istiyorum. Yazar James Churchward 1851 -1936 yılları arasında yaşamış İngiliz bir asker, tarihci ve kaşiftir. Asker olarak gittiği Hindistan'daki araştırmaları sonucunda 1926 yılında "Kayıp Kıta Mu " kitabını yayınlamıştır.
Kitaba gelecek olursak;
James Churchward , Hindistan'da arkeoloji ve antik kayıtlara ilgi duyan bir rahiple tanışır . Rahibin elindeki yazıtları incelemeye karar verir ve aylarca süren eğitim sonucunda yazıtlardaki dili öğrenir.
Yazıtlarda Pasifik Okyanusu altında kalan Mu ülkesinden bahsedildiği ve bu ülkenin tarihinin yaklaşık 12.000 yıl önceye dayandığını kitabında yazar. Yazara göre ilk insanın var olduğu yer Mu kıtasıdır. Araştırmalarını ilerleterek Hindistan, Mısır, Çin, Meksika gibi ülkelere giderek tarihi yazıtları inceler. Yazara göre bu kıta büyük depremler sonucunda okyanusun dibinde kaybolmuş ve 64.000 insan bir gecede yitip gitmiştir. Düşünceleri desteklemek için yazıtlardan, yazıtlardaki sembollerden yararlanan yazar en büyük desteği Kitabı Mukaddes'ten alıyor.
Belirttiği düşünceler dönemin bilim insanları arasında tartışmaya neden olmuş ve kitapta bu tartışmalara yer veriyor.
Ayrıca kitabın sonunda evrim teorisini eleştiren yazar, ruh ve Tanrı olmadan insanın kaos içerisinde kalacağını söyleyerek maddi eğilime odaklı ateistleri de cevap veriyor.
Günümüzde Kayıp Kıta Mu hakkında jeologlar böyle bir ülkenin olmadığını ve efsanelerden ibaret açıklamasını yapsalar da 100 yıl öncesi araştırmaları merak edenler kitabı okuyabilir.
Atatürk’ün Mu kıtasını araştırdığı ve bununla ilgili kitapları çevirttiği biliniyor.
Öncelikle Mu kıtası ve Atlantis aynı yer değil.
Uygarlıkların temelinin dayandığı, gelişmiş bir medeniyetin refah içinde yaşadığı fakat sonra deprem ve volkanik patlamalarla sulara gömülerek yok olan Mu kıtası (teoriye göre)
Bundan sonrası detaylı bilgi içerir.
·
Puan vermedi
Kitabı okumak için kendimi zorladım yarım bırakmayı sevmiyorum ama o yok .Konu çekici olsa da anlatım bilgi kirliliğine maruz kalmış gibi .Her ne kadar kaynaklar belirtilse de sürekli her şeyi bağdaştırmaya çalışmak zorlama olmuş .(Bkz.Balinanın gözü iki kare iç içe olarak çizilmiş bunlar ülke ve anneyi temsil ediyormuş ortadaki küçük kare de göz bebeğiymiş karanlığı temsil ediyormuş .Sonuç olarak Anayurt karanlığa çekilmiş sular altında kalmış .) bi yere kadar bağdaştırılabiliyor ama çeviriden mi yoksa kendisinden mi bilmem sonrası bağdaşmıyor .Baya emek harcanmış inceleme kitabı olarak kullanılabilir..
Kayıp Kıta Mu uzun zamandır okumak istediğim bir kitaptı. Gizemli şeyler ve tarih her zaman ilgimi çekmiştir. Kitapta Pasifikte batan bir kıtanın varlığını kanıtlarla ileri sürmektedir. İnsanın ilk ortaya çıktığı yer. Loktos çiçeği Mu Kıtasını sembolü dünyada açan ilk çiçek gibi teorilerin ve içinde evrensel olan bir çok sembol bulunmaktadır. ben kitabı okumadan öncede bir çok belgesel ve yazı okumuştum. Ve Atatürk`ün öne sürdüğü düşünce bu konuyu ve kitabı benim için ilgi çekici yapmaktadır. 64 milyon insanın yaşadığını ve teknoloji olarak ileri seviyede olan bir kıtanın böyle yok olması varlığını şüpheye düşürmektedir tabi ki de hep. ama pasifikte bir kıtanın battığını ve bunun üçe bölündüğünü Atlantik`te bunun bir parçası olduğunu ileri sürmektedir. bilim ve teknoloji bu sırları ortaya çıkaracaktır. Kitapta eskiden bilim adamları Pasifik Okyanusu'nun ortasında Mu gibi devasa bir kıtanın var olduğu fikrine oldukça kuşkuyla yaklaşıyorlardı. Ancak, bugüne dek yapılan araştırmalar sonucunda böyle bir kıtanın varlığını kanıtlayan verilere ulaşıldı.
Hindistan'daki bir tapınakta bulunan ve bilgili bir rahibin yardımıyla şifreleri çözülen kutsal tabletler bu veriler arasında önemli bir yer tutar. Valmiki'nin kaleme aldığı klasik Hint destanı Ramayana gibi metinlerde de Mu'nun varlığı teyid edilir. Valmiki, ayrıca Ramayana'da Nakalların Burma'ya Pasifik Okyanusu'ndan geldikleri bilgisini de verir. Kayıp Kıta Mu, ömrünü neredeyse bu konuya harcayan James Churchward'ın Mu araştırmaları hakkındaki temel bilgilerini içeren ilk kitabıdır.
Öncelikle alırken Atatürk’ün meraktan okuduğunu anlamıştım ama inanmadığını da. Coğrafyayı sevdiğimden aldım okudum. Sadece beni uzak diyarlara götürsün istedim. Kitap güzel ve akıcı. İlgimi çeken çok konusu vardı lakin coğrafya bilgisi ya eksik ya da bilerek hikayesini sürdürmek için yalan atıyordu. Bilim insanlarının yanıldığını kendisinin doğru söylediğinden bahsetmesi gülünç. Dağların oluşumu özellikle süresi, devirlerin giderek medenileşmesi yerine tam tersi olmasını savunması, sanki saymış gibi 64 milyon net nüfus sayısı vermesi gibi çok yerde hatalarla dolu. Bazı yerlerde öyle yanlış bilgileri savunuyor ki daraldım sinirlendim ama yine de ilgi çekici çok konu var. İşte insan yaşan söyleyince diğerleri de güvensiz oluyor doğru bile olsa. Genel olarak antik medeniyetler için okunur.
Merhaba arkadaşlar! Bugün size #kayıpkıtamu adlı bir eser ile geldim.
Yazara göre insanlığın ilk var olduğu yer “mu adası” diğer adıyla “güneş adası” olan yerden bahseden bu eserin içeriği oldukça ilgi çekiçi.
Yaklaşık 12.000 ve 15.000 yıl öncesine dayanan bir tarihi olay olarak bilinmekte olan “mu kıtası” yalanları arasında berberlik içinde bir yaşam sürerken depremler ve volkanik patlamalar sonucu yok olmuştur. Bu bilgilerin aslı olamazsa da teorik olarak böyle bilinmekte.
Kayıp Kıta Mu medeniyetlerin var olduğu ve doğduğu yer olarak gösterilmemekte. Lakin battıktan sonra hayat şartların zorlanmasının da verdiği durum öne sürülünce bir daha asla böyle bir medeniyet halinde insanlar yaşamamış.
Yazarımız bir asker ve aynı zamanda tarihi seven ve araştırmacı kimliği ile bu yolda ilerlerken bulduğu her şeyi bizlerle paylaşmakta. Asıl dikkatimizi çeken şey tabletlerin sırrı. Hindistan’da antik tapınağa Naacal tabletlerini bulup onların gizemini çözerek araştırmalara geçiyor. Peki neydi bu tapletlerin gizemi? Mu kıtası battıktan sonra yaşamın nasıl devam ediyor? Asya ve Hindistan’dan gelen uygarlıkların nereye ait olduğu? Kıtanın battığı yerde halen “mu kıtasına” ait harabeler var mı? Medeniyetler adası olan “Mu kıtası” battıktan sonra o Medeniyet neden geri gelmedi? Çok daha fazla sorunun cevabı kitabın içinde.
Mu
Kayıp kıta Mu , insanlık tarihinin ilk ortaya çıktığı medeniyet , pasifik okynusunda büyük felakete uğrayıp batmadan önce 3 farklı parçadan oluşan büyük ve gelişmiş bir kıta... Bugün dünyanın dört bir yanına yayılan medeniyetlerin de temelini oluşturuyor ve dolayısıyla mitlerin veya dinlerin temelleri bu kıtada atılıyor. Dünyanın etrafında yer alan toplumlara baktığımızda , inançlarını ve geleneklerini yorumladığımızda özlerindeki tek adres Mu’a çıkıyor. Ve diyor ki, “bir ulus dünya tarihinde sahip olduğu yeri ; para , halkın kalbinde dürüstlük ve onurdan daha değerli olduğunda yitirir. Ve medeniyet vahşilikten değil , vahşilik gelişmiş medeniyetten gelir . Ya medeniyetler benimserler ve ilerlerler ya da vahşileşir ve yok olurlar. “
"Kayıp Kita Mu/insanın Anayurdu"
James Churchward'ın kaleme aldığı "Kayıp Kita Mu/insanın Anayurdu" kitabı Antik uygarlıkların kökenini, insanlığın ilk inançlarını merak edenlerin merakını giderecek bir kitap...
İnsanlığın ana yurdu olduğuna inanılan Mu, günümüzden yirmi beş bin yıl kadar önce uygarlığın beşiği olan bir ülkeydi. Yıllar önce bilim adamları, Pasifik Okyanusu'nun ortasında Mu gibi devasa bir kıtanın var olduğu fikrine oldukça kuşkuyla yaklaşırlardı. Yaklaşık on iki bin yıl önce Pasifiğin sularına gömülmüş olan bu büyük kıta, Albay James Churchward'ın hayatı boyunca süren araştırmalarıyla tekrar gündeme geldi.
Albay Churchward, 1868'de İngiliz Ordusu subayı olarak Hindistan'da görev yaparken, bir tapınak rahibiyle yakın dost olmuş ve ondan yüzyıllardır tapınak mahzenlerinde yatan çok eski tabletlerin nasıl tercüme edileceğini öğrenmişti. Bu tabletler asırlar önce, son derece ileri görüşlü bir uygarlığın doğduğunu, geliştiğini ve yok olduğunu söylemekteydi. Hindistan’daki bir tapınakta bulunan ve rahibin de yardımıyla şifreleri çözülen bu tabletler, son yıllarda insanların ilgisini giderek daha çok çeken Kayıp Kıta Mu’nun varlığına işaret etmekteydi. Daha bir çok yerde bulunan eski semboller ve tabletler, bu kayıp kıtanın varlığını güçlendiren veriler arasındaydı. James Churchward bu kitabıyla, kayıp Mu Kıtası hakkında yaptığı araştırmalarını detaylı bilgilerle bizlere sunuyor. Bir çok yerde yaptığı araştırma ve çalışmalarıyla, Mu Kıtası hakkında çok kapsamlı bilgiler veriyor. Okunması gereken bir kitap.
#KayıpKıtaMu
^
^
#alıntı
İnsan çılgınca bir fikri ayakta tutmak için ne kadar çabalarsa çabalasın doğa yasalarına karşı gelemez.
^
^
@mirhankitap #jameschurchward #bloghemsire #edebiyat #tarih
Atatürk'ün yurt dışından getirtip tercüme ettirerek okuduğu kitaplardan bir tanesi. Bildiğim kadarıyla kitabın bazı yerlerine de yazara katılmadığını gösteren notlar almış ki acizane ben de aynısını yaptım.
Öncelikle 1933'de yazılmış bir kitapta bu kadar bilgi bulacağımı zannetmiyordum.
James Churchward asker, balık ve maden bilimcisi olmasının
