Kitapçıda gezerken arka kapak yazısında dikkatimi çekmişti hem kendime hem de en yakın arkadaşıma aldım . Kitap 17 tane kısa öyküden oluşuyor , günlük hayatın telaşından görmediğimiz ya da dikkat edemediğimiz insanların öyküleri...
Okurken içimi burkan aşkları ,sevgileri ,acıları , umutsuzluğu hissettim . Yarım kalmış aşklar , kabuk bağlamamış yaralar , konuşulmayan veya dinlemeyen cümleler, büyü-yü-meyen çocuklar, gidilmeyen yollar...
"Sonrası değişirdi öncesi değişik olsaydı belki. Gidilmeyen yollar hep merak konusu." s.43
Yazar, kaleminin yanında öykülerin güzelliği bence hayatımız içinden olduğu için olduğu için bu kadar etkili ; bakılmayan insanlar , görünmeyen sıkıntılar ,anlatılmayan hayat hikayelerini yazmış . Benim için kıssa kollu gömlek, Sadık Mehmet Kaya ,seni seviyorum ,taze nohut öyküleri kitaptaki en vurucu öykülerdi .
Öykü okumayı seven biri olarak tavsiyemdir .
"Her şey yeniden yaratılıyor ve biz de her şeye yeniden isimler koyuyorduk. Ona, konuşmayı yeni öğrenen bir çocuk merakıyla yaklaşıyordum.. Ne derse ,kalbime kaydediyordum." s.12
"Ayakta olsam yıkılırdım , oturuyordum çakıldım." s.25
"Uzun zamandır iyi giden bir şey yok. Hayatımda ki kötü şeylerinde haber değeri artık kalmadı. " s. 95
"Bilmiyorum. Bir sürü şey söyleyip bir sürü şey dinleyip bilmiyorumla bitirdiğimiz konuşmaların birinden sonra mı oldu tüm bunlar?" s.96
"İnsan bazen hatıralarına denk geliyor .Unutsam hatıra olmazdı , unutmayınca dert oluyor." s.113