“Meğerki neymiş,” demiş hevesi kursağında kalan, “ah ne aymazım ben, yine görmüşüm bedenin rüyasını.” Hayreti hüznüne baskın, ruh devam etmiş: “Meğer o da hep beni görürmüş rüyasında. Meğer aynı kumaştanmışız ha! Demek, ben ancak onun rüyasında kanat çırpmaktaymışım, vay canına! Bedenin rüyasıymışım ben! Can kafesinde mahpusum yine, o uyanınca.”