Kişilik Kuramları
Esef Ercüment YerlikayaKişilik Kuramları Sözleri ve Alıntıları
Kişilik Kuramları sözleri ve alıntılarını, Kişilik Kuramları kitap alıntılarını, Kişilik Kuramları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Süperego
Kişiliğin en son gelişen yapısı (bileşeni) olan süperego, toplumsal norm ve davranış standartlarının içselleştirilmesini temsil eder. Freud’a göre (1962) insan organizması süperegoya sahip olarak dünyaya gelmez. Çocuklar, anne-babaları, öğretmenleri ve benzeri diğer figürlerle aralarındaki etkileşimler sonucunda bunu kazanırlar. Diğer bir anlatımla bebeklerin doğru yanlış duyguları gelişmemiştir. Bu işlev önceleri ebeveynler tarafından yürütülmektedir. Hatta bu uzun yıllar sürmektedir. Bazı davranışlar sevgi ve destek görürken bazıları cezalandırılmaya neden olmaktadır. Bu cezalandırılma çocuk tarafından anne-babasının sevgisinin yitirilmesi şeklinde değerlendirilir ve çocukta, güvenli olmayan dış dünyada yalnız kalacağı şeklinde bir düşünceye yol açar. Bu yalnız kalma durumundan korunmak için, güçlü anne-baba ile kurduğu özdeşim nedeni ile ego onların standartlarını benimsemeye başlar. İşte bu süperegonun oluşmasına yol açmaktadır (Hall, Lindzey, Loehlin ve Manosevitz, 1985; Allen 1997).
Temel dürtülerini dahi kontrol edemeyenlere ne demeli?
İd’in haz arayıcı doğasının aksine ego, gerçeklik ilkesine uyarak ve ikincil süreçler aracılıyla gereksinimi doyuracak uygun bir nesne ya da uygun çevresel koşullar bulunana dek içgüdüsel doyumu erteleyerek, organizmanın güvenliğini sağlar ve bütünlüğünü korur. Örneğin cinsel dürtüler her an her yerde doyuma ulaştırılamaz, ego gerçeklik ilkesine uygun olarak bu doyumu ikincil süreçlerle erteler ve doyumun uygun zamanda, uygun nesne ile ve uygun yerde gerçekleştirilmesini sağlar.
Her insanda sevgi potansiyeli bulunur ancak bu potansiyeli harekete geçirmek zordur (Ewen, 1998).
Eric FrommKitabı okudu
İnsanlar üzerinde yapılan benzer bir tepkisel koşullanma deneyi Watson ve Rayner (1920) tarafından Albert isimli 11 aylık bir bebekte beyaz farelere karşı korku yaratmak için gerçekleştirilmiştir. Bu koşullanmada Watson küçük çocukların hemen hepsinde bulunan gürültü ve korku arasındaki uyarıcı tepki bağıyla işe başlamıştır. Fare, tavşan ve köpek gibi hayvanlara karşı herhangi bir korku tepkisi vermeyen Albert, laboratuarda beyaz deney faresine dokunurken ortama yüksek şiddette bir ses verilmiş ve Albert’in korku tepkileri sergilediği görülmüştür. Albert’in, fareye bir sonraki dokunuşunda ortama verilen yüksek ses yinelenmiş ve Albert’in yine korku tepkileri verdiği ve ağladığı görülmüştür. Toplam yedi denemeden sonra Albert, yüksek ses olmasa da beyaz fareyi gördüğünde korkmaya ve ağlamaya başlamıştır.
Klasik KoşullanmaKitabı okudu
Sullivan’a göre sağlıklı insan gelişimi, kişinin diğer insanlarla yakınlık kurma yeteneğine dayanır ancak maalesef, kaygı her yaşta tatmin edici kişiler arası ilişkileri engelleyici bir güce sahiptir.
Kişiler Arası İlişkiler Kuramı, Harry Stack SullivanKitabı okudu
"Yaşamım bilinçdışının kendisini gerçekleştirdiği bir öyküdür."
Carl Gustav JungKitabı okudu
Karşıtlar ilkesi ve enantiodromia fenomeni hiçbir kişiliğin tek yönlü olmadığını ortaya koymaktadır. Oldukça soğuk ve duygusallıktan uzak bir kimse bilinç dışı ve gözlenemez olsa bile sıcak ve cana yakın özelliklere sahip olacaktır. Jung'a göre çok güçlü uç durumlar (dışadönüklük, içedönüklük, duygusallık, akılcılık vb.) kişiye zarar verir, çünkü kendisiyle aynı anda var olan karşıt eğilimin doyurucu ifadesini bulmasını engeller.
Carl Gustav Jung-Analitik PsikolojiKitabı okudu
Ebeveynlerinin yanı sıra, okul öncesi çocuklar sık sık bir başka önemli ilişkiye, hayali bir oyun arkadaşına sahiptirler. Bu hayali arkadaş, çocuğun daha az kaygı yaratan sağlam, güvenli bir ilişkiye sahip olmasına olanak tanır. Ebeveynler bazen okul öncesi dönemdeki çocuklarının hayali bir arkadaşla konuştuğunu, arkadaşını ismiyle çağırdığını ve hatta bazen bu oyun arkadaşı için masada fazladan bir yer hazırlanması, arabada yer ya da evde bir yatak ayrılması için ısrar ettiklerini gözlemlerler. Birçok yetişkin de hayali arkadaşlarıyla olan kendi çocukluk deneyimlerini anımsayabilir.
Harry Stack SullivanKitabı okudu
Alıcı Tip
En yaygın olan tiptir. Her şeyi başkalarından bekler ve dış dünyaya karşı asalak tarzda bir tutuma sahiptir. Bu tipteki insanlar ihtiyaçlarının çoğunu diğer insanlara yaslanarak giderirler. Sosyal ilgileri yetersizdir. Yaşamda diğer insanlardan mümkün olduğunca fazla şey almakla meşguldürler. Az da olsa sosyal ilgileri olduğu için genellikle diğer insanlara zarar vermezler. Ancak yaşam sorunlarını çözmeye hazırlıklı
değildirler.
Alfred Adler, Bireysel Psikoloji - Karakter Tipolojisi, Alıcı TipKitabı okudu
Yaşamlarımız, ancak başkalarının yaşamlarına değer kattığımız ölçüde değerlidir.
Libido orijinaline benzeyen ya da onun yerini tutabileceği düşünülen bir nesneye yönlendirilse de yedekleme tam doyurucu olamaz. Çünkü bir miktar psikolojik gerilim boşaltılmadan kalır bu da Freud’a göre uygar toplumda yaşamanın bir bedelidir. Freud’a göre modern uygarlığın tüm ürünleri (sanat, müzik, edebiyat) yön değiştirmiş cinsellik ve saldırganlık dürtülerinin bir sonucudur (Hijelle ve Ziegler, 1992).
İnsanlar kendi özsaygılarıyla çatışan kişiler arası deneyimleri inkâr etme ya da çarpıtma eğilimindedir. Örneğin, kendini üstün gören bir kimse bir başkası tarafından yetersiz olarak değerlendirildiğinde bu değerlendirmeyi yapan kişinin aptal olduğuna ya da muhtemelen sadece şaka yaptığına inanmayı seçebilir.
Kişiler Arası İlişkiler Kuramı, Harry Stack SullivanKitabı okudu
Parataksik Yaşantı
Parataksik yaşantılar mantık dışıdır ve genellikle kişinin tesadüfen aynı anda gerçekleşen, ancak aralarında mantıksal bir ilişki bulunmayan iki olay arasında bir neden-sonuç ilişkisi kurduğunda ortaya çıkar.
Kişiler Arası İlişkiler Kuramı, Harry Stack SullivanKitabı okudu
Horney önceleri temel kaygı ile başa çıkmada başvurulan dört yol olduğunu belirtmiştir (1937): Sevilmek, itaat etmek, güç kullanmak ve insanlardan uzaklaşmak.
Karen Horney, Nevrozlar ve İnsan Gelişimi - Temel KaygıKitabı okudu