Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Bütün Öyküleri 4

Kolları Bağlı Doğan

Osman Şahin

En Eski Kolları Bağlı Doğan Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kolları Bağlı Doğan sözleri ve alıntılarını, en eski Kolları Bağlı Doğan kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Askıya alınan insana elektrik verildiği zaman, insanın bedeninde ne kadar kan varsa, uçlara kaçarak, ellerde ayaklarda toplanıyor. Böyle olunca kan basıncından elleri, ayakları mosmor şişmeye başlıyor. Akıl almaz ağrılar biniyor organ uçlarına. O hale gelmiş bir insana orta şiddette bir yumruk vursan derhal ölebilir. Bedenin en ufak direnci kalmamıştır çünkü. Kanı kalmamış ki, direnci olabilsin . . . Yine aynı arkadaşımız anlatıyordu: "İşkence sırasında o denli bitmiş tükenmiştim ki, bana neyi sordularsa tümüne 'evet' demek zorunda kaldım. Eğer o anda 'Ananla bacınla da zina yaptın mı?' deselerdi, 'Evet yaptım ,' diyecektim." Bir başka arkadaşımıza da tuzlu su işkencesi yapmışlardı: " . . . her Allah'ın günü birkaç bardak tuzlu su içiriyorlardı. Başka da yiyecek vermiyorlardı, yalnızca tuzlu su . . . " Aşırı dozda tuzlu su içirilen insan ağır ağır susuzluktan kavrulup kurumaya başlıyor. Arkadaşımız ısrarla yiyecek ekmek isteyince vermiyorlar, ekmek yerine bol tuzlu un bulamacı veriyorlar. Tuzlu bulamacı yiyen arkadaşımız bir-iki gün sonra yarı komaya giriyor. Hastaneye kaldırılması gereken arkadaşımızı komalık halindeyken sorguya çekiyorlar. O hale getirilen insanın sorgusundan hayır gelir mi? Hukuka bir yararı olabilir mi?
Her Allah'ın günü birkaç bardak tuzlu su içiriyorlardı. Başka da yiyecek vermiyorlardı, yalnızca tuzlu su . . . " Aşırı dozda tuzlu su içirilen insan ağır ağır susuzluktan kavrulup kurumaya başlıyor. Arkadaşımız ısrarla yiyecek ekmek isteyince vermiyorlar, ekmek yerine bol tuzlu un bulamacı veriyorlar. Tuzlu bulamacı yiyen arkadaşımız bir-iki gün sonra yarı komaya giriyor. Hastaneye kaldırılması gereken arkadaşımızı komalık halindeyken sorguya çekiyorlar. O hale getirilen insanın sorgusundan hayır gelir mi? Hukuka bir yararı olabilir mi?" Osman Şahin/Kolları Bağlı Doğan
Reklam
İnsana zulüm etmenin adı ne zamandan beri "görev" oluyordu ? Bunlara devlet bordrolarında nasıl ödenek veriliyordu?
Zamanı gelmiş bir düşünceyi hiçbir ordu durduramazdı ki yaklaşan baharı kimsenin geciktiremeyeceği gibi
Oysa , yargı , vatan , millet için sorgulama yapanların herkesten önce kendi ellerinin temiz olması gerekmez mi ?
Reklam
Bir insan düşündüğünü yazdı çizdi diye içeri atılır mı?
Onları, düşündüler, düşündüklerini yazdılar, söylediler diye hapse atmak, taş duvar arasında çürütmek insanlığa yakışmaz. Ne yapmış benim oğlum? Namusa mı göz dikmiş, hak mı yemiş, can mı almış? Bana göre suç bunlardır. Aklı olan düşünür ... Bir insan düşündüğünü yazdı çizdi diye içeri atılır mı?
Sayfa 11
Bulutun önüne geçilmez, buluta cetvel vurulmaz, tohum taşa ekilmez. Çekirdeğe günahtır bu..
Sayfa 11
Reklam
Bir tik, iki tik, üç tik derken bir yanma, bir kaşınmadır sürüyor. Ortalık bit kaynıyor. Durmadan kaşınıyoruz. Bitler dışarıdan gelmiyor, onların kaynağı biziz. Küçücük yaratıklar her yanımızı alıyor, dalıyor, kanımızı emiyorlar. Düşmanlarımız iki ayaklı "görevliler" değil, yalnızca... Pantolonlarımızın, gömleklerimizin dikiş araları bitle dolu. Pırıl pırıl yumurtlamışlar. Yumurtalarını tırnaklarımızın arasına alarak eziyoruz. Ama ezmekle iş bitmiyor. Tırnaklarımız kan içinde kalıyor. Hücreler on günde bir ilaçlanıyor. Biz tutsaklar çıplak bedenlerimizi tulumbadan fışkıran, sulandırılmış rakıya benzeyen, mavimtırak zehirli ilacın önüne gönüllü tutuveriyoruz. İlaçlama sırasında elimize geçen bitleri, yerde biriken mavimtırak ilaç gölcüklerinin içine hınçla atıyoruz. Bana mısın demiyor, ölmüyorlar..
Sayfa 35
İşkence seslerini dinlemek, işkence çekmekten de zor bir iş olsa gerek..
Sayfa 39
Zamanı gelmiş bir düşünceyi hiçbir ordu durduramazdı ki, yaklaşan baharı kimsenin geciktiremeyeceği gibi..
Sayfa 40
Ölümü seversin, sevmek zorunda kalırsın, herkes kendine yakın olanını sever. Doya doya kucaklarsın ölümü; eğer açık bir pencere bulabilir de kendini aşağı atabilirsen ... Kendini ölümün kucağına atabilenlere, yüreklenebilenlere ne mutlu.
Sayfa 57
İnce Memed...
Çantalarımızdan çıkarılan gazeteleri, romanları, dergileri, karın üstüne tepeleme yığdılar. Rastlantıya bakın ki, kitap yığınının en üstünde, ünlü romancımız Yaşar Kemal'in İnce Memed'i ile Maksim Gorki'nin Ana romanı görünüyordu. İnce Memed, "Günümüzün Abdi ağalarını görün işte!" der gibi anlamlı bir biçimde kalmıştı kitap yığınlarının üstünde.
Sayfa 97
1.269 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.