Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes

Erol Üyepazarcı

Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes Sözleri ve Alıntıları

Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes sözleri ve alıntılarını, Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes kitap alıntılarını, Korkmayınız Mr. Sherlock Holmes en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bizlere birkaç saat, birkaç gün müddetle; bitmek bilmeyen ayı, ağlayan çocuğu, kabaran bakkal hesabını unutturan polis romanına ve yazarlarına karşı şükrandan başka ne his besleyebiliriz?
Münevver Andaç
Her zaman gerine gerine polisiye roman okumaktan zevk aldığımı, polisiye romanın edebiyatın en canlı ve en etkileyici türlerinden biri olduğunu söylerim. Polisiye romanın ikinci sınıf bir edebi tür olduğu biçimindeki zırva fikrin yanlışlığını hep vurgularım.
Reklam
İdolsünüz Erol Bey
Uzun yıllardan beri, okuduğum iki üç kitap arasına kesinlikle bir polisiye roman sokarım.
Sevgi aşkı açıklamaz zira deniz suyu denizi anlatamaz.
...Düşüncemiz, Fransız yazar Jean Cocteau'nun "aşk" için söyledikleriyle örtüşmektedir. Cocteau aşk için şöyle der: "Aşkın tanımı olamaz, aşkın ancak belirgin kanıtları vardır." "Polisiye roman"ın da eskilerin deyimiyle "ağyarına mani, efradına cami" yani kendinden olmayanı içine almayan ama kendinden olanı tam olarak içeren, bir tanımını vermek zordur. Ama bir yapıtın "polisiye" olup olmadığını belirten kanıtlar pekala vardır ve bu türün meraklısı bir okuyucu bunu çoğu zaman fark eder.
Unutmak için içen, içtikçe ölümü çağıran şair: Poe
Poe 14 yaşında küçücük bir kızken evlendiği, o tadı­na doyum olmaz "Annabel Lee" şiirine konu olan karısı Virginia Clemm, yir­mi beş yaşındayken, 1847'de ölmüştür: Poe aşırı alkol almasının sonucu deliri­um tremens krizi geçirerek, Baltimore'da bir meyhanenin kapısında öldüğünde henüz kırk yaşındadır. Poe'yu değerli bir
Fethi Naci'ye göre polisiye ro­man okuyan herkes kültür düzeyi belli yani seviyesinin düşük olduğu apaçık ortada olan( ! ) kişilerdir. Ne diyelim, sıkı bir polisiye roman okuru olan Char­les Dickens, Andre Gide, Somerset Maugham, François Mauriac, Andre Mal­raux, Ernest Hemingway, William Failkner, Jean Paul Sartre, Jorge Luis Bor­ges gibi romancılar, Allain-Souvestre ikilisinin ünlü "Fantômas" dizisine hay­ran olup "Fantômas Sevenler Derneği" kurmaya kalkan Guillaume Apollina­ire, Blaise Cendrars, Max Jacop gibi edebiyatçılar, Churchill, Bukharin, Ken­nedy, II. Abdülhamid gibi siyaset adamları ve bu türün bizim edebiyatımızda­ki meraklıları, örneğin bu konuda kitap bile yazan Salah Birsel, "polisiye roma­nın en köklü roman türü" olduğuna inanan Çetin Altan ve bizzat sıkı bir poli­siye roman okuru olduğunu düşündüğümüz Fethi Naci'nin kendisi, herhalde Fethi Naci'ye göre "istisna" kişilerdir de biz sıradan polisiye roman okurları "kültür düzeyi belli" kişileriz!
Reklam
Maugham bir başka yazısında da şunları söylemekten çekinmemiştir: "Ge­leceğin edebiyat tarihçilerinin, yirminci yüzyılın ilk yarısındaki lngiliz Edebiyatı'nı ele aldıklarında (en ciddi) öykücülerin üzerinde çok kısaca durmaları, onun yerine, de­tektif edebiyatının sınırsız ve çok çeşitli ürünleri üzerinde yoğunlaşmaları pekaliı mümkündür." Yazar, bu kadarla da kalmamış yakın bir gelecekte polisiye romanların üni­versitelerde ders olarak okutulacağını ve doktora öğrencilerinin çalışma alanı olarak polisiye yapıdan seçeceğini öngörmüştür. Bu öngörüsü de gerçekleşmiştir. Bugün için "iyi polisiye romanın iyi edebiyat olduğu" artık tartışmam bir doğru olarak kabul edilmektedir.
Geleneksel eleştiri bağlamında eleştirmenler açısından yanlış olan bir diğer nokta da polisiye roman okurunun küçümsenmesidir. Ülkemizin en yetkin eleştirmenlerinden Fethi Naci bile bu yanlış anlayıştan kendini kurtaramamıştır. İlginç bir Dashiell Hammett incelemesinde "Hammett'in kalemi bir kamera gibidir, sanki yazmaz gösterir; bunun
Sayfa 33
Sue Grafton, profesyonel yaşamına sinema ve televizyon yazarı olarak başlamıştır. Kendi ifadesiyle, boşandığı ikinci kocasını öldürmek için planlar kurarken, bu işi yüzüne gözüne bulaştıracağını düşünerek, onun yerine Kinsey Millhone öykülerini yazmaya karar vermiştir.
Sayfa 801
Türkiye'de polisiye türünün gerekli olan aşamayı birkaç istisna dışında ancak son yıllarda yakalamasının en büyük nedeni, bu tür edebiyatın Türk aydınlarınca yalnızca "eğlencelik" bir tür olarak kabul edilmesidir. Bunun çarpıcı bir örneği, ilgili bö­lümde ayrıntılı olarak yazacağımız gibi, daha sonraki yıllarda Georges
Reklam
Graham Greene
İkinci Dünya Savaşı’nda, sonradan Ruslar hesabına casusluk yaptığı ortaya çıkacak olan ünlü Kim Philby’nin maiyetinde İngiliz Gizli Servisi’nde görev yaptı. Sonradan bunun “saçma ve yararsız bir iş” olduğunu belirtti. Savaştan sonra serbest gazeteci olarak çalıştı ve uzun yıllar Fransa’da Nice’te yaşadı. Bu yıllardaki Amerikan karşıtı yorumları, onun Fidel Castro ve Ho Chi Ming gibi komünist liderler nezdinde itibar sahibi olmasını sağladı. Ancak Greene’i iyi tanıyan Evelyn Waugh “O, bizim gizli ajanımızdı; bütün söyledikleri ajanlığını maskelemek içindi” demektedir. Bu savı doğru kabul etmemizi sağlayacak diğer noktalar ise Greene’in amcası Sir William Greene’in İngiliz Kraliyet Donanması İstihbarat biriminin kurucusu olması, ağabeyi Herbert’ın 1930’lu yıllarda Japon Donanması içinde İngiliz casusu olarak çalışması ve kızkardeşi Elizabeth’in ünlü İngiliz İstihbarat birimi M16’da görev yapmasıdır. İddialara inanmak gerekirse yazarı, Elizabeth gizli servis hizmetine almıştır.
Sayfa 673
Yağmur Atsız'la burada da karşılaştık.
Balzac'ın Poe'dan tam on yıl önce 1831'de kaleme aldığı bu yapıt, Türkçe'ye Esrarlı Bir Vaka adıyla çevrilen Une Tenebreuse Affaire'dir. Örneğin sıkı bir polisiye roman meraklısı olan yazar Yağmur Atsız, dünya edebiyatının ilk polisiye romanını yazma şerefinin Poe'nun değil, bu eseriyle Balzac'ın hakkı olduğunu savunur. Bu eser gerçekten de dört dörtlük bir polisiye kurguya sahiptir, suç ve mu­amma öğesi yapıtın iki ana unsurudur. Eseri Türkçe'ye çeviren Yaşar Nabi Na­yır da eserin bu yapısını göz önüne alarak çevirisine yazdığı önsözde şöyle diyor: "Balzac, Esrarlı Bir Yaka' da birkaç roman nev'ini bir arada toplayıp kaynaş­tınnak gibi güç bir işi az kalem uscasına nasip olan bir başarı ile yapmıştır... Mera­kımızı kitabın sonuna kadar sürükleyerek orada açılan esrar perdesi ile eserine bir za­bıta romanı çeşnisi bile venniştir."
En ciddi eleştirmenler dahil, büyük bir kesimin polisiye roman deyince aklına Agatha Christie ve onun takipçilerinin romanları gelir. Hiç kimsenin Agatha Christie'yi küçümsediğimi düşünmesini istemem ama şuna inanırım ki Christie türü öyküler polisiye roman paletinin renklerinden yalnızca biridir. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sı da hiç kuşkusuz bir polisiye romandır...
Tam da bu yüzden fantastik ve polisiye okuyoruz
...Topluma eleştirel hatta devrimci biçimde yaklaşan bir okurun bile kendi görüşlerini değiştirmeksizin polisiye yapıtlardan hoşlanması mümkün değil midir? Komünist lider Bukharin'in hastalık derece­sinde polisiye roman düşkünü olduğu bilinir, öyle ki okumakta olduğu bir po­lisiye romanı elinden bırakamadığı için önemli parti toplantılarına geç kaldı­ğı bile olmuştur. Daha sonra ayrıntılı olarak değineceğimiz gibi Osmanlı padi­şahlarının en ilginci olan II. Abdülhamid'in her gece polisiye roman okutup dinlemeden uyumaması, acaba olayı yanlış yorumlayanların sandığı gibi padi­şahın vesveseli huyunun bir sonucu mudur yoksa bütün karmaşasıyla kabus gi­bi üstüne çöken koca Osmanlı lmparatorluğu'nun sorunlarıyla uğraşmakla ge­çen günlerin öldürücü yorgunluğundan bir anlık "kaçma" gereksiniminden mi ileri gelmektedir? . Sonuç olarak Kurthan Fişek'in dediği gibi: "Ayıplanacak hiçbir yanı yok 'kaçış'ın . . . Başkalarının dokuduğu sihirli bir halıya biniyor, bizimkinden daha cazip bulduğumuz, başkasına ait bir dünyaya, şiir yoluyla, resim yoluyla, müzik yoluyla, polisiye romanlar yoluyla birkaç saatliğine misafirliğe gidiyoruz. Hepsi o kadar...
Zevk alarak okumak
Daniel Pennac'ın çarpıcı deyimiyle "tapınağın gardiyanları" okumanın gerekliliği buyruğunu hep yinelerler ama aslında edebiyattan ölesiye nefret ederler. Buna karşın halis okuyucular ise keyif almak için okur, kitabı canlı, yaşayan bir nesne olarak algılar, onun verdiği heyecanı paylaşır, sevinir, üzülür, kahrolurlar ama kitap okumaktan zevk alırlar.
29 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.