Günümüzde fizik biliminin geldiği noktada, sahip oldukları değerlerin nereden geldiği hakkında hiçbir açıklamamızın olmadığı
bazı parametreler vardır. Bu parametreler çok sayıda farklı değere sahip olabilir ve bu
değerlerin çoğu için yaşamın ortaya çıkması mümkün değildir. Bu nedenle var oluşumuz
söz konusu parametrelerin buna uygun değerlere sahip olmasına bağlıdır. Bu parametrelerden birine örnek, hidrojen atomunun çekirdeğinin, yani protonun kütlesinin, atomu meydana getirmek üzere bu çekirdeğe bağlı halde bulunan elektronun kütlesine oranıdır. Buna benzer pek çok parametre vardır.
Fizikçi Richard Feynman ünlü bir ifadesinde "kuantum mekaniğini hiçkimse anlamıyor" demişti. Kendisi her zamanki gibi provokatif idi ancak sözleri, bu konunun adı çıkmış zorluğunun ve sağ duyuya tamamen ters düşen doğasının altını bir kez daha çiziyordu. Peki bu konu neden bu kadar zordu?
Kuantum dünyasının yerlisi olmayı başaramamış
Kuantum mekaniğinin anlamını çözme meselesi (aşina olduğumuz dünya ve onun meseleleri ile kuantum mekaniğinin nasıl bir bağ içinde olduğunu çözmek) 20. yüzyılın erken dönemlerinde var olan en büyük entelektüel meselelerden biriydi. Bilim insanı olmayanlara kuantum mekaniğinin matematiğini ve fiziğini izah etmek belki imkansız olsa da, onun kavramsal problemlerini ve bilmecelerini örneklendirmek ve bu örneklendirmeler sayesinde yazarların ve sanatçıların kuantum mekaniği ve gerçek dünya arasında kurmaya çalıştığı bağları takip etmek mümkündür. Kuantum mekaniğinin ortaya çıkış hikayesinin kısa bir özetini kullanarak, ona ait terimlerin ve imgelerin sanat, edebiyat ve günlük konuşma dilinde nasıl ortaya çıktığını kendi içinde izah edebiliriz.
Sayfa 7 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu