“Ah ne alçak gönüllerimiz var. Nefrete neden olması gereken olayların sevgiyi öldürememesi ne acıdır!”
Sami Paşazade Sezai tarafından kaleme alınmış olan “Küçük Şeyler”, lise yıllarımızdan da hatırlayacağımız üzere, Türk edebiyatının edebi anlamda yazılmış olan ilk hikaye kitabıdır.
Kitaptaki öyküler, birbirlerinden bağımsız olsalar da hemen hepsinde biraz hayal kırıklığı, küçük mutsuzluklar ve boş beklentiler var, kısaca bize dair “küçük şeyler” var. Örneğin, “Bu Büyük Adam Kimdir?” adlı hikayede yaşanan hayal kırıklığı, aslında gözümüzde büyüttüklerimizin ya da kafamızda kurduklarımızın ne kadar yanlış olabileceğini gösteriyor. “Pandomima”da, insanları güldürmekle meşgul olan Paskal’ın içindeki gerçek hüznü okuyoruz ve hikayenin sonunu ufacık, acı bir tebessüm ile getiriyoruz.
Kendisi yerine “kedi”lerin tercih edildiği bir eş, sadece “iki yüz elli kuruş”a satılan büyüleyici bir manzara, tebessümü birine değil de “bütün aleme, bütün eşyaya” olan bir güzel… Hikayelerin tamamı aslında normal insanların, önemsiz hayatlarından kesitler olsa da yazar bunu öyle güzel bir şekilde aktarmış ki biz okuyuculara, bundan etkilenmemek mümkün değil.
İncelemeyi daha da detaylı yazıp hikayelerin hepsinden bahsetmek istedim ancak zaten oldukça kısa olan bu öykülerin ayrıntılarını verip sizleri sürprizli sonlardan alıkoymak istemiyorum, umarım bu küçük, hüzünlü öykü kitabına bir şans verirsiniz!