Cok guclu bir karaktermis Martin Eden, kişiliğine, azmine hayran kaldim. Martin Eden, yüksek zeka ve potansiyeline rağmen şartlar gereği denizci olmuş bir garibandır. Şans eseri, nüfuzlu bir aile ile tanışır ve kızları Ruth’a aşık olur. Bu andan itibaren, tüm hayali kendini geliştirip, Ruth’a denk bir kültürel seviyeye ulaşmaktır. Bu amaçla eğitimine devam eder, sabahlara kadar kitap okur, kütüphanelerde sabahlar, dergilere amatör yazılar yazar. Dergilerden peş peşe gelen red yanıtlarına aldırmaz, gün gelir aç kalır, gün gelir eşyalarını üç beş kuruş karşılığı rehin verir ama azimle denemeye devam eder. Yüksek potansiyeli ve insan üstü çalışma azmi neticesinde elde ettiği birikimle, bir zamanlar entelektüel olarak nitelediği insanların yapaylık ve yozlaşmışlığını fark ederek müthiş bir hayal kırıklığı yaşar. Bir parçası olmanın hayalini kurduğu sosyal sınıfın içinde tanınmış bir yazar olarak yer aldığında, önceleri kendine cazip gelen herşeyin -Ruth da dahil- cazibesini yitirdiğini üzülerek fark eder. Hayallerini, inancını ve yaşama sevgisini kaybederek derin bir depresyona sürüklenir. Eden’in bir ara köle misali çalıştığı çamaşırhaneden paraya ihtiyacı olmasına rağmen “böyle insanlık dışı şartlar altında çalışılmaz” diyerek ayrılışı, kapitalizme başkaldırıdır. Kitap aslında otobiyografi niteliğindedir. Okunması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum, keyifli okumalar.