Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gabriel Garcia Marquez

Masa Dergisi - Sayı 4 (Kasım-Aralık 2016)

Masa Dergisi

En Yeni Masa Dergisi - Sayı 4 (Kasım-Aralık 2016) Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Masa Dergisi - Sayı 4 (Kasım-Aralık 2016) sözleri ve alıntılarını, en yeni Masa Dergisi - Sayı 4 (Kasım-Aralık 2016) kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"-bir çiçeği çok mu gördün bana? diye düşünüyordu sevgilisi. o bir çiçek değildi çok görülen. bir çiçeğin öyküsüydü çok görülen. bir çiçeğin öyküsü vardı çünkü ve çiçek toprağın öyküsünü taşırdı. yağmurun yorgunluğunu da taşırdı, toprağın bilgeliğini de. bir çiçek, sadece bir çiçek değildir artık. algısı değişmişti. her şeyi öyküsüyle düşünmeye ve hissetmeye başlamıştı, bu ise derin bir yalnızlığın fay hattıydı artık. insanlarla arasına derin çizgiler çekilmişti, picasso'nun resimlerindeki hüzünlü çizgiler gibi, hüzünlü yüzler gibi. artık bir çiçek bir çiçek değildi, o halde bir hikayesi olan bu çiçek, artık hikayesinde olmayan bu kadına çok görülebilirdi."
İnsanın kaybedecek bir şeyinin olmaması ilk cinayetiydi, sonrası kendiliğinden geliyordu.
masa dergisi Sayı 4Kitabı okudu
Reklam
Sonunda eğer bir mayına basacaksam en azından kendi mayınıma basmam gerektiğini anlamıştım. Ucacaksan, kendi sevinç ve kederlerinle uçacaksın havaya. Ray Bradbury
Sayfa 45 - masa dergisi Sayı 4Kitabı okudu
Telaşına yetisebilsem ömrümle oturup konuşacağım ..Bir geceyi, yüzündeki sabahlara kacirabilsem. . Şirazesi ve güftesi bozulmayacak .. sesimdeki saat kulelerinin seni ve senden olan emsalsizliği iliklerimde taşıyacağım. . Beklediğim günler , penceresiz üryan kalan bir ev gibi umarsız .. yani öyle yalnızım. . Öylesine yalnız .. şehre tek düze .. İki dize ve ceplerim ellerinde gülüyorum .. yani öyle arsızım.. öylesine arsız .. #fulyaordu
1000k'da 1000. alıntı
Kabuk, içe dönüklüğü, kapalılığı temsil eder; naiflik, kırılganlık imgesidir. İçe derinleşme, kabuğun altında gerçekleşir. Kabuk her an kırılıp açılabilir. Sırlar da gizli inciler gibi, yoğunlaşmış gözyaşı gibi dökülür kabuktan. * Hülya Soyşekerci - Kabuk Adam'ın İçindeki Derinlikler
Ahmet Türkan - Artık Sûre
Olmasaydı kelam, nasıl bilecektin, Us'ta yaşayan bir insanın çektiklerini, feylesofun kendine gelişini, sevgilinin seni bilişini.
Reklam
Nur Neşe Şahin - Zugzwang
Benim gibi, gazetesindeki delikten tüm evreni gözetleyen, fötr şapkasında çiçek bahçesi taşıyan bir adam için, zaman fazlasıyla hızlıydı.
Nur Neşe Şahin - Zugzwang
Çünkü bilirsin, sonbahar, kapıyı hafif kapatmak gibi bir şeydir. Çıkıp gitsen, parklar uyku mahmurluğunda hafif gripli bir çocuk. Kafeler ve sinemalarsa yağmurdan zorunlu kaçış bileti. Evler geceden uykusuz ve yanında biraz da mide bulantısı. Ondandır işte, ne gidebilir ne de kalabilirsin şimdi.
Gamze İyem - Büyülü Gerçekçiliğin Yüzyıllık Yalnızı
1958 yılında, on beş yaşındayken gördüğü ama hiç tanışma şansı elde edemediği, Avrupa'da olduğu sürece sık sık mektuplaştığı ama aklının bir köşesinde evleneceği kadın olarak daima yer eden Mercedes ile evlenmek için aniden Alacataca'ya döndü.
Reklam
Gamze İyem - Büyülü Gerçekçiliğin Yüzyıllık Yalnızı
Marquez çocukluğunda yaşadığı bütün neşesi ve zulmüyle kendi kişisel şartlarını, daha geniş bir dünyanın neşesi ve zulmüyle ilişkilendireceği bir kimlik oluşturdu kendisine.
Gamze İyem - Büyülü Gerçekçiliğin Yüzyıllık Yalnızı
(...) yakın arkadaşı Fidel Castro ile birlikte sık sık vakit geçirmesinden dolayı adı siyasetle anılıyor olsa da Marquez ilerleyen yaşına rağmen sürekli yazmaya devam ediyordu. Biliyordu ki; insanlar eninde sonunda siyasetçileri bırakıp romancılara inanacaktı. Dünyayı siyaset değil, romanlar kurtaracaktı.
Gamze İyem - Büyülü Gerçekçiliğin Yüzyıllık Yalnızı
İmlası hayatı boyunca olduğu gibi o zaman da kötüydü. Sonraları en iyi imla öğretmeninin annesi Luisa olduğunu söyledi, çünkü bu okul boyunca annesiyle mektuplaşmalarında annesi kendi mektuplarını gönderirken Marquez'in yazdığı mektupların da yazım hatalarını düzeltip geri gönderirdi.
Dorian Gray'in Ölümcül Portresi
"iyi etki diye bir şey yoktur Bay Gray. bütün etkiler ahlakdışıdır. bilimsel bakımdan da ahlakdışı... bir insani etkilemek, o insana kendi ruhunu vermektir. Etkilenen kişi kendi doğal düşüncelerini geliştiremez, erdemleri kendisine gerçekmiş gibi gelmez. Günahları - 'günah' diye bir şey varsa kuşkusuz - ödünç aldığı günahlardır. oysa insan yaşamının amacı, kendini geliştirmektir. İnsanın kendi yaşamını eksiksiz biçimde geliştirmesi... İnsanlar kendilerinden korkuyorlar görevlerinin en büyüğünü unuttular. bir insanın kendine karşı görevini. Yardım etmeyi seviyorlar kuşkusuz, yoksulları doyuruyorlar, dilencileri giydiriyorlar fakat kendi ruhlarının aç ve açıkta olduğunun ayırdında değiller. Bizim soyumuzda yüreklilik diye bir şey kalmadı.Ahlakın temelinde toplum korkusu, dinin temelinde Tanrı korkusu yatıyor. Bu iki korku yönetiyor bizi."
zugzwang
elini uzatsan, dokunabilirdin Asya'dan Avrupa'ya. Ağzına yakışan iki sözcük seçmiş olsan, kritiksiz tutardın bir aşkı yakasından. Adım atsan bir çöl bir arpaya sıkışıp kalırdı. Belki ağlasan, biterdi dünyadaki tüm kuraklık. Ah belki de sarılabilsen, tüm kötülüklerin kemiğini tek tek kırardım coşkumdan.
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.