Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Maymun ve Öz
Aldous HuxleyMaymun ve Öz Yorumları ve İncelemeleri
Maymun ve Öz yorumları ve incelemelerini, Maymun ve Öz kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Maymun ve Öz puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
710 üzerinden
Uzun süredir bilimkurgu okumaya ara verdikten sonra bilimkurguya dönüşüm, ünlü İngiliz bilimkurgu yazarı Aldous Huxley'nin "Maymun ve Öz" isimli bu distopik eseriyle gerçekleşti. "Maymun ve Öz" aynı zamanda İthaki Bilimkurgu Klasikleri serisinden okuduğum 59. kitap olma özelliğini de taşımaktadır.
Aldous Huxley, "Kara
Maymun ve Öz, Huxley’nin kıyıda köşede kalmış baş yapıtı bana göre. Huxley’nin kadim filozof duruşu bu kitapta Cesur Yeni Dünya veya Ada’dan farklı olarak, adeta kendini dışardan anlatan bir tutumla karşımıza çıkıyor. Hem mevcut distopyalar gibi hem de değil, zaten bir sınıflandırmaya da gerek yok. Hele ki Huxley gibi bir insanın kaleminden çıkmışsa.
Kitabın konusu, tarzı ve olayları anlatması oldukça güç. Sezgisel üslup bütün kitaba hakim, adeta hislerinize yönlendirilmiş kelimelerle karşı karşıyasınız. İnsanlığın yaşayabileceği bir 3. Dünya Savaşı gerçeği ve sonucunda karşılaşılabilecek yıkım potansiyeli inanılmaz ürkütücü. Alışılagelmiş “şeytan” düşüncesi gerçek anlamda yeniden düşünülmeyi gerektiriyor bu kitaptan sonra. Kesinlikle okunulması gereken bir kitap olduğunu düşündüm.
Ülkemizde Cesur Yeni Dünya kitabıyla tanınan Aldous Huxley’in Maymun ve Öz kitabı benim daha önce okumadığım bir teknikle yazılmış. Başlangıçta bir romana giriş yapıyoruz. Ancak kitabın bir noktasından itibaren kitabın kurgusuna dahil olan bir senaryo metnine geçiyoruz. Senaryo kısmına gelene kadar inanılmaz sıkıcı bir okuma süreci geçirdim. Dr. Poole karakterinin gözünden okumaya başladığımız kısımlarda kitap akıcı ve ilginç bir hale geldi.
Nükleer bir savaş sonucunda yok olmanın eşiğine gelmiş insanlığın Dünya’sında gözlerden uzakta kalmış ve savaşın etkilerinden kaçınabilmiş bir grup biliminsanının gözlem amacıyla Amerika’ya yaptığı geziyi okuyoruz. Gözlem esnasında bir grup yabanıl insan Poole karakterini kaçırıyor. Bu insanlar nükleer felaketi Şeytan’nın yaptığını kabul edip ona tapınan ve ilkel bir şekilde yaşamlarını sürdüren bir toplum. Kadının esamesi okunmayan, cinselliğin yasaklandığı, aykırı olanların katledildiği bir düzen oluşturan bu insanlar, günümüz insanlarının yaptığı gibi yaptıkları tüm kötülükleri Şeytan’a yükleyip kendilerini aklama yoluna gidiyorlar. Radyasyon sebebiyle çocukların mutasyonlarla doğduğu ve arınma adı altında katledildiği bu karanlık ortam oldukça rahatsız ediciydi. Poole ve bu toplumun din adamlarından birinin din, etik, ahlak gibi konular üzerine yaptıkları konuşmaları okumak keyifliydi.
Kitap genele baktığımızda okunması zor bir eser. Senaryo kısımlarında araya giren şiirleri, çeşitli atıflarıyla beni biraz yordu.
168 syf.
2/10 puan verdi
Yazarın en okumadınız da olur kitabı.
Ancak;
1-Konu katliamı isimli bir kitap arıyorsanız…okumanız anlaşılabilir.
2-Giriş ve hiçlik isimli bir edebi metin olur mu…sorusunun da cevabı bu kitap.
3-Cahilim, tarihi bilgimin dayanakları yok…diyen bir kurgu yaratan yazar sizi çok cezbediyorsa…anlayabilirim.
4-Maksat yazmak olsun da, şanımız yürüsün…metnine ihtiyacınız varsa veya
5-O kadar çok çok çok vaktim var ki, ne kadar kalitesiz olursa olsun bakmam…maksat okumak işte ise…gene tamam.
Onun harici…arkanıza bakmadan hemen sıradaki kitaba geçin.
Senaryo formunda yazılan eser, Hollywoodda yolda buldukları senaryonun okunmasıyla kurgulanmış. Üçüncü dünya savaşı sonrası uygarlığın sonunun geldiği bir dönemi ele almış. Okuduğum en karanlık distopyalardan biriydi. Kesik sahneler, anlatıcı ses kullanışı, çok sayıda gönderme ile insanı teknolojik ilerlemenin nereye varacağı konusunda düşünmeye sevk ediyor. Karamsar bir felaket anlatısı olan eser sonun maymuna gidiş olduğunu öngörüyor. Vahşet sahneleri, absürt çirkinlik, insanı zorba olarak sunması okumayı güçleştiriyor.
Maymun ve Öz, şeytanın boynuzları tarafından çizilen din, etik ve evrim üçgeni.
Sosyal bilimkurgu alanında en çok okunan isimlerden biri olan Huxley bu kitabında, Cesur Yeni Dünya ve Ada kitaplarından çok daha gerçekçi bir metin ortaya çıkarmış. Gerçekçi çünkü nükleer bir felaket, dünyanın kıyamet saati için en büyük tehditlerden biri. Ve gerçek olduğunda ne denli yoldan çıkabileceğimizi tahmin dahi edemiyorum. Kitap bu fikir üzerine medeniyetin yerle bir olduğu bir geleceğe ışık tutuyor.
Popüler olanın dışına çıkmak her zaman yeni fikirlere kapı açar. Bu yüzden cesur bir dünyadan ziyade özümüze döndüğümüz kitaplara şans vermekte fayda var.
Tallis isimli bir adamın yazdığı bir senaryodur Maymun ve Öz. Senaryosunda 3. Dünya Savaşı sonrası dünyayı kurgulamıştır.
Senaryo karakteri Dr. Poole çıkıyor ortaya ve onun başından geçen olayları okuyoruz. Dr. Poole savaştan sonra tam bir enkaz ülke haline gelen ABD topraklarında gezinirken yerliler tarafından kaçırılır. Poole, savaşın çok az etkilediği bir ülke olan Yeni Zelandalı modern insanı temsil etmektedir. Onu kaçıranlarsa, savaşın etkisiyle mutasyona uğramışlardır. Poole, bu vahşi insanlar arasında hayatta kalmaya çalışır ve bir yandan da onların yeni oluşturdukları din ve kültürü tanımaya başlar.
Günümüz insanının seçimlerinin hep şeytandan yana olmasından dolayı 3. Dünya Savaşının başladığını düşünen bir insan topluluğu oluşmuş. Bu topluluk şeytana kurbanlar vererek ve onun sözünü dinleyerek Şeytanın başlarına yeni felaketleri getirmeyeceği fikrini benimsemişler. Şeytan’a tapan insanlar çoğalmakta ve Şeytan Günü’nde “Arınma” adı verilen bir sistem uygulanmakta. Kimyasal silahlar nedeniyle mutasyona uğrayan insanlardan doğan bebekler Arınma'da yok edilirler. Cinsellik yok edilmiştir ve sadece hayvanlara özgü bir şekilde insanlar yılın belli döneminde cinselliği yaşamaktadırlar.
Deformasyon çocukları doğuran, kutsal olmayanın seçilmiş çanağı, kısaca insan ırkındaki lanet “Anne” olarak adlandırılır.
Tüm bunları bir olay örgüsü içinde anlatmış ancak olayın sonunu ve karakterlere ne olduğunu bilmiyoruz ucu açık bırakılmış.
Huxley bize ne olursa olsun düşünmekten vazgeçmemiz gerektiğini öğütlemiş. Düşünmeyen insanların yönetiminin her zaman daha kolay olduğunu vurgulamış.
168 syf.
7/10 puan verdi
FARKLI BİR YAZARDAN FARKLI BİR ROMAN
"Anlatının evrim ağacında 'romandan sonra sinema', dolayısıyla da senaryo mu gelmektedir?" Soru, kitabın sunu kısmından alıntı. Bir çoğumuzu da ikileme düşürebilecek türden. Beğendiğim için incelemeye de bu soruyla başlamak istedim. Elbette ki teknoloji çağının getirileriyle paralel, sözlü anlatımın
Huxley ünlü ve klasikleşmiş romanı 'Cesur Yeni Dünya'dan sonra, 1948 yılında, yine bilimkurgusal ve fütüristik unsurlar içeren 'Maymun ve Öz' adlı romanını kaleme alır.
Teolojik ve sosyolojik açıdan bir hiciv olarak da okunabilecek olan bu roman tıpkı 'Cesur Yeni Dünya'da olduğu gibi gelecekte kurgulanmıştır. III. Dünya Savaşı, dünyanın hemen her tarafını yıkıma uğratmış ve radyasyona boğmuştur.
Yıkımdan etkilenmeyen Yeni Zelandalı bir grup bilim adamı, son durumu incelemek üzere California'ya bir inceleme gezisi düzenlerler. Bu bilim adamlarından, botanikçi Dr. Poole o bölgede yaşayanlarca tutsak alınır. Bu insanlar, insanlık tarihinin yıkım ve kötülüklerle dolu genel seyri doğrultusunda, Kötülüğü ve Şeytanı yücelten yeni bir inanç sistemi kurmuşlardır. Huxley, bu kısa romanında, genel temaları olan gelişim, teknoloji ve insanlığın genel seyri gibi odak noktalarına kendi penceresinden bir bakış ve değerlendirme sunuyor.
🩵İnsanlar olarak kendimizi doğayla beraber öksürüyoruz ve bu konuda bir şey yapamıyoruz.
🩵Evrenin merkezi bulunduğumuz yerdedir, başka yerde değil.
🩵İnsanlığın baş amacı şeytanı yatıştırmak.
168 syf.
6/10 puan verdi
Ne yazık ki sevmedim, sevemedim. Huxley'den okuduğum Cesur Yeni Dünya'dan sonraki kitap oluyor ve nükleer savaş sonrası şeytan tapma konu olarak çok ilgimi çekmişti ama yazılışı senaryo metni şeklinde olması, ağır bir dili ve içerdiği çokça göndermeler ne yazık ki beni bunalttı. Anlamak için zorlandığım tekrar yaptığım çokça paragraflar oldu. Çoğu yerde göndermeler, içerdiği yapımları bilmediğim için havada kaldı. Senaryo metni olmasına, kamera açısı bile yazmasına rağmen hayalimde canlandırmakta zorlandım. Kısacası benim gibi sadece hayal kurmak isteyen zevk alan basit bir okuyucu için yeterli tecrübe sonrası ileride okumanın daha iyi olacağı bir esermiş. ''Ah bilimkurgu mu, yenir mi'' deyip heveslenip hemen almamak lazımmış. Verdiğim puan haksızlık gibi oldu ama 2. okuyuşumda değiştiririm eminim. Şimdilik bu kadar.
Aldous Huxley’in kült eseri Cesur Yeni Dünya kitabını okumuştum ve çok sevmiştim. Yazarın bu kitabını görünce de merak ettim ve okumak istedim. Ancak beklentilerimi karşılayamadı. Çünkü kitabın dili ağırdı ve anlamakta zorlandığım çok yer oldu. Geniş bir genel kültüre hakim olmak gerekiyor tamamen anlayabilmek için. Konusuna gelecek olursak; 3. Dünya savaşından sonra dünya büyük bir radyasyona maruz kalıyor ve sadece bir kesim bilim insanı bundan etkilenmiyor. Araştırma yapmak için Kaliforniya’ya gidiyorlar ve halk bu bilim insanlarını kaçırıyor. Sonrasında da şeytana tapan bu halkın korkunç düzeni, akıl almaz işkence yöntemlerini okuyoruz.
Distopik bir eser. Cesur Yeni Dünya'dan sonra yazılmış. Yazar, Cesur Yeni Dünya'da eksik olan şeyin nükleer savaş olduğunu belirtiyor ve bu eserinde nükleer savaş sonrası gelişen bir distopyayı anlatıyor. Kısa bir girişten sonra esas olan kısım senaryo şeklinde verilmiş. Kenara atılmış bir senaryo bu. Yazarın tercih ettiği tarz, esere farklılık katmış. 162 sf. Akıcı bir şekilde ilerliyor. Savaş sonrası ilkel, vahşi yaşantıya dönüş ve Şeytan'a tapılan bir dine geçiş ilgi çekici, karamsar ve düşündürücü.
Puanım 3/5 (%66/100)
Genel olarak hoşuma giden fakat okuması biraz zor bir kitap. Cesur Yeni Dünya gibi bir distopya beklerken karşıma çok daha farklı bir kitap çıktı. Kitap iki ana bölümden oluşuyor:
I-Tallis:
Anlatıcı ve oyun yazarı Bob Briggs'in yazar Tallis'in Maymun ve Öz kitabını kurtarmasını anlatıyor. Anlatıcının Huxley'nin kendisi olduğu birkaç yerde ima ediliyor. Tallis'in kitabı resmi olarak basılmamış ve yok edilmek üzereyken bulunuyor. Tallis'in kendisi de ölmüş ve ortada sadece gizemli bir kitap var.
II-Senaryo:
Maymun ve Öz aslında bir tiyatro oyunu olarak yazılmış. Anlatıcı kitapta ne yazıyorsa hepsini eksiksiz ve değiştirmeden veriyor okuyucuya. Maymun ve Öz distopik bir gelecekten bahsediyor; maymunların (sembolik insanlar) dünyayı yok etmesi ve ortaya çıkan satanist bir grup.
Inception gibi kitap içinde kitap yazılmış ve bu özellikle başta çok kafa karıştırıyor. Maymun ve Öz kitabının oyun olması da ayrı bir problem çünkü bu kadar fazla sembol ve motif varken önemli şeyleri kaçırmak mümkün. Bilim-kurgu zaten kafanızı yormanız gereken ve sizi düşünceye iten bir tür olduğu için okurken bazı yerler kafamı karıştırdı ve geri dönüp tekrar bakmam gereken kısımlar oldu (ki bunu hiç sevmem). Onun dışında birçok önemli figürlere atıflar vardı özellikle Percy B. Shelley ve onun "Adonais" şiiri. Bence kitap sadece bu oyunun konusu üzerinden gitseydi daha eğlenceli olurdu. Deneysel bir kitap olmuş diye düşünüyorum. Güzel ve özgün olduğu için okunmalı fakat Cesur Yeni Dünya kadar aklımda yer bırakacağını sanmıyorum.
Huxley'den okuduğum ilk kitap maalesef sevemedim. Senaryo metni olması ve dilinin ağır gelmesi beni zorladı takip etmekte güçlük çektim. Zaten kitabı tam anlamıyla anladığımı iddia etmiyorum yazarın diğer kitaplarını okuyup diline aşina olduktan sonra dönüp tekrar okuyacağım.
Yer yer ağır bir dile sahip. Berbat değil ama efsane de değil.
.
.
SPOİLERSIZ ANLATIM
.
Öncelikle Aldous Huxley çok büyük bir yazardır verdiği eserlerden kült sayılan eserlerinden biri de Maymun ve Öz.
Kitabın ağır bir anlatımı var diyebilirim. Genel kültürünüz zengin dahi olsa boğulabileceğiniz kadar çok alana atıfta bulunmuş. Müzikte eserlerden, yazarların kitaplarına, felsefik atıflardan, büyük