Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Mecburiyet
Stefan ZweigMecburiyet Yorumları ve İncelemeleri
Mecburiyet yorumları ve incelemelerini, Mecburiyet kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Mecburiyet puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Mecburiyet
Askere gitmek istemeyen ve bu vatani görevi ile karısı arasında kalmış bir adamın yaşadıklarını anlatıyor. Paula eşine bu görevi yapmakta mecbur olmadığını, aslında gerçekten gitmeyi istemediğini, isteseydin seni bunun için desteklerdim gibi söylemlerinden ötürü kendi ile çelişen Ferdinand, kendini bu vatani görevi yapmaya mecbur hisseder. İşte böyle bu çelişkinin içerisinde kendinizi buluyorsunuz. Stefanın bu kitabınıda severek okudum . Gerçekten çok güzel bir biçimde o psikolojiyi anlatmış bize. Aynı zamanda hissettiriyorda. Keyifle okuduğum, üzerine düşündüğüm güzel kitaplardandı.
Savaş mecburiyetine karşılık aşkın mecburiyeti...
Baş karakterimiz Ferdinand'ın "resmi" bir yazı olarak gelen askere çağrılma kağıdının, Ferdinand'ın kendisinde yarattığı iç savaşını konu alan bu kitap sizi normal yaşantınızdan bir süreliğine alıp asker psikolojisine girmenizi sağlayacak ve istemsizce empati yapacaksınız.
Ben Ferdinand'ın yerinde olsaydım yaptığını yapardım fakat Ferdinand'ın yaptığından daha kısa sürede gerçekleştirirdim bu düşüncemi.
Stefan Zweig'in kitaplarını her defasında büyük bir ilgi ile okuyorum ve her kitabı beni içine alıyor. Henüz bu yazarın kitaplarını okumadıysanız derhal okumaya başlamalısınız. Çünkü kitaplarında kendinizden parçaları sık sık bulacaksınız.
Keyifli okumalar dilerim. Sevgiyle kalın...
Zweig’i beğenerek okuduğumu kabul ediyorum artık… Son derece sıradan karakterlerinin dahi ruh dünyasına derinlemesine girmesi ve detaylı psikolojik analizleri Zweig’a bağlıyor beni. Çoğu zaman dikkatimizi bile çekmeyen sıradan insanların, anlamak için zaman harcamayı göze aldığımızda, birçok farklı özelliğe sahip olduğunu ve bizi zenginleştiren ve geliştirenin tam da bu farklılıklar olduğunu hissettiriyor bana…
Mecburiyet, eşi Paula ile birlikte ülkesindeki savaştan kaçan ressam Ferdinand’ın hikayesini anlatıyor bize… Ferdinand İsviçre’ye kaçmıştır, özgür bir ülkededir artık. Ülkesinde kalan şanssız çağdaşları gibi orduya katılması ve savaşa gitmesi yönünde gelen emirleri uygulamak zorunda değildir. Ancak iç dünyasında özgür değildir; her ne kadar savaşın anlamsızlığına, yığınları bilerek ölüme gönderen bu düzenin çürümüşlüğüne ve faydasızlığına yürekten inansa da gelen askere çağrı tebligatıyla ruh dünyasında büyük bir parçalanma yaşar. Ülkesinin girdiği bu kirli savaşta o da ölmeye “mecbur” mudur, yoksa İsviçre’de kalıp “özgür” olmaya devam mı etmelidir?
Zweig yine en iyi bildiği şeyi yapıyor ve çelişkilerle dolu insan ruhunu bütün ustalığıyla gözler önüne seriyor. “Mecburiyet” pasifizme dair yazılmış en güçlü metinlerden biri olmanın yanısıra Zweig’in kendi hayatıyla da şaşırtıcı paralellikler içermekte. Hayatı boyunca savaşın anlamsızlığına inanan, Avrupa’daki nefret ve savaştan elinden geldiğince kaçan ancak içine dolan derin ümitsizliği aşamayıp savaşın bitimine kısa süre kala eşi ile birlikte intihar eden Zweig da muhtemelen aynı çelişkilerle boğuşmuştur.
Ünlü bir ressamın vatanı ve savaş ile aşkı ve insanlık arasında kalıp yaşadığı çaresizliğini anlatan bir hikaye... Çok iyi ruh tahlilleri yaptığı ve insanlarda sorgulamaya yol açtığı için Zweig eserlerini seviyorum. Okunması gereken bir Zweig eseri...
Mecburiyet: Zorunlu olma durumu, zorunluluk demek.
İnandığımız değerlerin üzerimize yüklediği zorunluluklar gururla yerine getireceğimiz görevlerimizdir. Ama özümsemediğimiz ve inandığımız değerlere aykırı zorunluluklar karşısında boyun eğmek kölelik ve korkaklıktır. Kitap da tam olarak bu konuya dikkat çekmekte. Bu yüzden beğendiğim bir kitap oldu. Esaret ve Özgürlük arasındaki çizgi üzerinde mücadele eden Ferdinand'ı empatiyle okuyacaksınız, zaten yazar bu konuda size yardımcı oluyor.
Anlamsız bir şekilde mecburiyeti uzattı ama tez vakitte aklı başına geldi. İnsanı bazı sorumlulukların nasıl kıskaç içine aldığını anlatıyor. Ve yaşanılan bazı anlar sonucu bu zorunluluktan kurtulmadan bahsediyor. İç hesap ve boğuşma ağırlıklı.