Med-Cezir

Elif Şafak

Med-Cezir Sözleri ve Alıntıları

Med-Cezir sözleri ve alıntılarını, Med-Cezir kitap alıntılarını, Med-Cezir en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir kelimenin, biri "Öztürkçe" diğeri "Osmanlıca" iki karşılığı varsa, hangi ideolojik kamptan olduğumuza göre ya birini seçiyoruz ya berikini. "Gerçek" kelimesini seçenler, "hakikat"i tedavülden kaldırma derdinde; "hakikat"çiler ise "gerçek"ten kurtulma peşinde. İkisinin asla, kat'a aynı şey olmadığını; yazarken ya da konuşurken, farklı farklı durumlara göre, insanın bazen birini bazen berikini kullanabileceğini kabullenemiyoruz bir türlü. Böylesi bir karmaşa ağır geliyor zihinlerimize. Bize kaosu çağrıştırabilecek her türlü esriklikten ve esneklikten kaçıyoruz sessizce.
Geçmiş geçip gitmiş bir evre gözümüzde, mümkün mertebe onunla karşılaşmak istemiyoruz.
Reklam
Türkiye’de evlerin içi ile dışı arasında muazzam bir uçurum var. Evlerimiz pırıl pırıl, ferah ve özenli. Ama her şey eşiklere kadar. Cinlere mekân bellediğimiz, duasız geçmediğimiz eşiklerde nedense aniden bitiveriyor özenimiz, temizliğimiz. Sokağa adım atar atmaz değişen sadece temizlik ölçülerimiz değil, bir o kadar da hareketlerimiz. Sanki dışarısı bir orman da, biz orada yürüyebilmek için çarpmak ve ezmek, yarışmak ve katılaşmak durumundayız.
Yusuf Kâmil Paşa Telemak'ın önsözünde, "tercüme-i Telemak"ı yapışına dair birkaç cümle düşüp ardından şöyle diyordu: "Bu kitap dünyada okundukça Allah onun ömrünü hudutsuz ve sayısız etsin. Yazıldığı tarih ve anlattığı yerler bakımından ona ibretler bağı dense yeridir."
Kaç kişi razıydı kendi suretinde sonsuzluğu bulmaya? Ne kula kulluk, ne başkasına efendilik taslamak... çünkü harfler nasıl hem farklı hem de eşit ise, harfler nasıl birbirlerine muhtaç ve aşka âşık ise, insanlar da öyle olmalı, öyle kalmalı.
Aidiyet mühim mesele. Eğer aidiyetle temelden bir sorununuz varsa, tutunacak bir dal kalmıyor, yuvarlanıyorsunuz boşluğa. Kendim kendi arzum ve ellerimle kaysam bile bu boşluğa, belli ki birileri ille de Osmanlı ya da Türklük dalını uzatarak çekip yakalayacak kimliğimi. Bana Osmanlı'da çokeşlilik hakkında soru soran İrlanda asıllı aktivist bir kadına, bunun geçmişte de sanıldığı kadar yaygın bir pratik olmadığını anlatmaya çalışıyorum ki, bir ses bölüyor içinde "tarihimiz" kelimesi geçen cümlemi. "Sizin tarihiniz. Sizin sömürgeci tarihiniz" diye düzeltiyor berikinin yanında durmuş dinleyen Filistinli bir feminist. "Tüm bir Ortadoğu hâlâ Osmanlı'nın geride bıraktığı enkazı temizleyemedi. İsrail'den önce İngilizler vardı, İngilizlerden önce Türkler!" "İyi de güzel kardeşim sen şimdi durup dururken bana niye saldırdın ki?" demeden devam ediyorum laflarıma. İllaki kendi laflarım olmalarına, yani başkalarının hikâyelerine değmemelerine dikkat ederek.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.