Cumhuriyet panaroması niteliğinde, güçlü bir kadın karakter ve destansı bir direniş mücadelesiyle 1920-1930'lu yılların Doğu'su. Okurken kendinizi bir engin dağlarda, bir altın gibi ovalarda hissedeceğiniz, karşınıza çıkan bir marabayla onun ağız özellikleriyle sohbet edebileceğiniz bir başyapıt.
Kan ile beslenmeyen topraktan medeniyet çiçek açmaz."
1936 lı yıllar. Yer Dersim( Tunceli olacak daha sonra).
Dersim ayaklanmasına yakından bir bakış.
Memo Çan ustasıdır. Çanlarını satarken Dersim'e yolu düşer ve şıh kızı Senem'e vurulur. Ancak babalığı Senem'i uzak diyarlara sürer. Seneler sonra bir araya gelen Senem ve Memo, aşiretlerini türlü fitnelerden korumaya ant içerler lakin kader onlara hiç beklemedikleri bir son yazmaktadır.
Dersim ayaklanması olarak tarihe geçen olaylarda köylünün yaşadığı sıkıntılı süreçleri, Senem'in ağzından anlatıyor bize #kemalbilbaşar. Okurken kanınızın donduğu yerler bile olacak. O dönem Dersim'de Türkiye Cumhuriyeti'nin hala Osmanlı olarak görüldüğünü göreceksiniz mesela. Veyahut bazı gözü dönmüş hilekar insanların, nasıl o insanlara devlete karşı soğuttuklarını.
İlginç bir kitaptı benim açımdan ve okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Hayretler içerisinde okudum.
MemoKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 2015267 okunma
Cemo'nun devamı olan bu romanda Kemal Bilbaşar Cemo romanında olduğu gibi ağalık sistemini sert bir şekilde memo ağzından çok güzel biçimde eleştirmiş. Cemo kitabında silik karakterde duran Senem bu kitapta asıl anlatıcı konumuna gelip Senem'in geçmişine ve Memo ile tekrar bi araya geldikten sonraki yaşamına dair bilgiler öğreniyoruz. Cemo'da olduğu gibi yazar Cumhuriyet'in ilk yıllarında rüşvetçiliğe, adam kayırmaya her fırsat geldiğinde çok güzel değinmiş. Şeyh Said isyanını Cemo kitabında işleyen yazar bu romanda esas olarak Dersim İsyanına giden süreci Dersimlilerin gözünden bizlere çok güzel aktarmış. En dikkatimi çeken ise Dersimlilerin sıkıntılarını, ağalık sistemini hicveden yazarın hiçbir zaman "Atatürkçü" çizgiden ayrılmaması oldu. Cemo kitabını okuduysanız Memo kitabı sizi bekliyor, iyi okumalar dilerim..
MemoKemal Bilbaşar · Can Yayınları · 2015267 okunma
Dersim, Dersim olalı, aşiret malının kullara bölüştürüldüğü heç görülmüş, duyulmuş mu? Paşa'nın aramıza fitne sokmaya çalıştığını nasıl anlamazsınız? Toprak marabaya dağıtılanda aşiretin birliği kalır mı?..Birbirine düşman kesilmez mi?
"Neye düşman kesile, neye aza kurban? Benim bildiğim kul kısmını azdıran, talana süren yoksulluğudur. Malı toprağı olan uğrılığa, haramiliğe kalkmaz. Silahına, gözü pekliğine değil, öküzün, demirine, bir de alınterine güvenir.
Aslan gibi erlerimiz celladının elinde can verdi, tosun gibi bebelerimiz acından öldü de, kılınızı kıpırdatmadınız. "Sabrın sonu selamet! Sabır... Sabır! der durursunuz. Başka bir laf bildiğiniz yok: Aha, işte selamet. Yüz bulan yezidi, kökümüzü Osmanlı'ya satmaya hazırlanır. Sabırmış... Ne zamana dek sabır? Osmanlı'nın boynumuza zincir vurup götürmesini niye beklerik ? Neye varıp kanımıza kan istemezik, bizi perişan eden namerdin de yuvasını dağıtmazık?
En umutsuz gününde de umudunu yitirme!
Yüreğini heçbir zaman bozma! Yüreği temiz olanın kusur işlese de kusuru bağışlanır. Bu sözlerimi kulağına küpe eylersen her zorluğu yenersin.