Menekşeler Atlar Oburlar kitaplarını, Menekşeler Atlar Oburlar sözleri ve alıntılarını, Menekşeler Atlar Oburlar yazarlarını, Menekşeler Atlar Oburlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İnceleme yazmayalı epey olmuş. 1K da bazen öyle inecelemelere denk geliyorum ki yazdığım her inceleme bana yetersiz geliyor. Birde sanki sadece sevdiğim kitaplar hakkında görüş bildirdiğimi farkettim. Neden bilmiyorum…
Yazar
Hüsnü Arkan ı ben sanatçı kimliğiyle tanıyordum. Sakin, yumuşak tonda ki sesi, şarkıları kitapla bütünleştirdim. Karakter sakin sakin anlattı hislerini ben dinledim gibi bir hissiyat oluştu okurken.
Konusuna gelirsek; Hüseyin bir evin tek oğlu. Dominant bir amca, pasif bir anne-baba ve halalarıyla geçen çocukluğu…. Amcasının Hüseyin’den beklentisi büyük. Kendi çizdiği hayatı yaşamasını dayatıyor. Hüseyin Buhranlı ve bunalımlı geçen çocukluk ve gençlik yılları sonrasında amcasına rağmen hayali olan meyhaneyi açıyor amaaaa mutluluğu uzun sürmüyor. Bundan sonra olaylar entrikalar.. Daha fazla detay verirsem spoi vermiş olurum.
Kitap da sadece yer yer hayal mi gerçek mi dediğim olaylar anlatıyor Hüseyin. Bir kafa karışıklığı yarattı bende. Ancak sonu şaşırttı.
Kısaca Okunur arkadaşlar:)))
"Düşündüklerim sözcüklere sığmıyordu artık. Sözcüklerin kılıfını patlatıyor, dışarı taşıyordu. Bir şey söylediğimde, başka bir şeyi anlatmış oluyordum. Elma diyordum ama elmayı anlatmak istemiyordum. Bir dili bilmenin bütün avantajlarını yitirmiş gibiydim. Üstesinden gelemediğim bir durum oluşturuyordu bu: bir kaos!"
"Havaya saçılan üzüntü bulutlarından dökülen göz yaşlarının, başkalarının acılarını da ıslattığını ve harekete geçirdiğini yaşamım boyunca çok gördüm."
"Sınırlarımı bilen bir çocuktum ben. Belki de bu yüzden, daha sonraları Yaşamın çizdiği sınırları hep ciddiye aldım ve her yanılışımda bir kez daha kendi içime gömüldüm."
Kendi acılarımızı göstermekten utandığımız için, başkalarını anlamaya çalışmanın onları küçük düşürmekten başka bir işe yaramayacağını sanıyorduk. Yalnızlığımız doğuştandı. Özensiz-liğimiz, kırıcılığımız, özensiz ve kırıcı olmamak içindi. Yıkıcılığımız yıkmamak içindi. Atlar ve oburlar; biz akrabayız. Ama bir at kendi ruhunu yarıp yediklerini çıkararak, tamamen boşaldıktan sonra da duymamayı öğrenerek iyileşebiliyor işte! Bir oburun asla başaramayacağı bir şeydir bu.
Hiçbir zaman, olması gereken yerde, olması gereken bir kişi olarak hissetmemiştim kendimi. Asıl varlığımı gerçekleştirememiştim. Birileri doğamdaki malzemeden çalmış, oburların sofrasına koymuştu beni. Ucuza mal olmuştum, uyduruk bir yemek gibiydim.
Sevgi, mutluluk, zafer, hepsi birer yanılsamadır. Yaşam kurgudur, gerçek düştür. Yalnızca inancınızla biçimlenen bir avuç hamur. Neye inanıyorsanız, gerçek odur.