Modern Türkiye'nin Doğuşu

Bernard Lewis

En Eski Modern Türkiye'nin Doğuşu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Modern Türkiye'nin Doğuşu sözleri ve alıntılarını, en eski Modern Türkiye'nin Doğuşu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkler tarafından fethedilen Anadolu toprakları hakkında Türkiye adı ilk kez 1190 tarihli Barbarossa Haçlı Seferinin vakayinamesinde gözükür. Onüçüncü yüz­ yılda bu deyim Batılı yazarlar· arasında artık yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Milliyetçi ve yenilikçi hareketler yerleştikten sonra, ilginç bir yeni gelişme görüldü- daha önceki eski mahalli uygarlıklarla özdeş­liğin öne sürülmesi. Bu hareketin diğer bazı İslam ülkelerinde ben­zerleri vardır ve şüphesiz, toprak esasına dayanan dünyevi vatan ve ülke ile onun üzerinde oturan halk arasındaki mistik ve sürekli ilişkiler hakkındaki Avrupalı fikrin ithalinin sonucudur. Bu fikir, Türkiye'de Anadolucu denen harekete, ve Sumerler, Truv'alılar ve hepsinden çok Etiler gibi eski kavimlerin Türk asıllı olduklarına dair, babası Atatürk olan teorilere yol açtı. Bu hareket, Türkleri üzerinde oturdukları ülkeyle kendilerini özdeşleştirmeye teşvik etmek-Ye böylece, aynı zamanda, tehlikeli panturanist maceraların cesaretini kırmak-amacıyla, kısmen politik idi.
Reklam
Gerçekte Osmanlılar Şeriat'ın ve temsilcilerinin tek otoritesini yerleştirmekte ve mevcut olan diğer hukuk ve yargı sistemlerinin işleyişini bertaraf etmekte veya kısıtla­makta, daha önceki bütün Müslüman rejimlerinden daha ileri gitmislerdi. Halifelik devrinde mevcut olan idari, ticari, askeri ve özel mah­kemeler ortadan kalkmış İstanbul'daki Şeyhülislamın yüksek denetirni altında hiyerarsik olarak örgütlenmis müftüler ve kadılar, Müslü­manları ilgilendiren bütiin hukuk ve yargı sorunlarında yetki tekeli kurmuşlardı.
Abdülhamid ve Eğitim Politikası
Sait Paşa'nın görüşünde eğitim reformu, bütün diğer gelişmelerin esas önşartı idi ve Abdülhamit rejimi ilk ve en büyük çabalarını bu alanda gösterdi. En göz alıcı başarısı, hem okul hem öğrenci sayısının önemli ölçüde arttığı yüksek öğretİm de idi. 1859 da devlet memurlarının eğitim merkezi olarak kurulan Mülkiye Mektebi, özellikle üst sınıflar­
1884 te konan özel bir eğitim vergisi, bütün imparatorluk yüzeyinde vilayet merkezlerinde yedi sınıflı, sancak merkezlerinde de beş sınıflı okullar açılmasını mümkün kıldı. Aynı zamanda askeri okullar örgü­sü de genişletildi ve 1904 te Şam, Bağdad, Erzincan, Edirne ve Ma­nastır'da askeri okullar açıldı.
Başlangıcında bir Fransız - Türk teşebbüsü olan Galatasaray okulu, Abdülhamit devrinde daha Türkleşmiş bir nitelik aldı. Latince ders programından çıkarıldı, Türk öğrencilerin oranı yükseltildi ve okul egemen sınıfların -başkentin toprak sahibi, asker ve memur aileleri- çocukları için gittikçe gözde hale gelen bir eğitim yeri oldu. Öğretmenleri arasında Türk bilim ve edebiyat önderlerinin bazıları bulunuyordu. Öğrencileri de, yerlerini almak için hazırlandıkları idareci elit'in çocuklarıydı.
Reklam
799 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.