Hakîkat anlayışını tamamen madde sahasına hasretmiş ve mânânın derinliğinden bîhaber olanların tabiatta meydana gelen birtakım hârikulâde olayları kabullenebilmeleri elbette ki beklenemez. Zîra onlara göre her şey adette yerleşik şekil üzere yürümeli ve bunun dışında vukû bulduğu söylenen şeyler "hurâfe" addedilmelidir. Bu temel kabulden hareketle de mucizeleri ya topyekûn inkâra ya da olmadık şekillerde te'vil etmeye yeltenmişlerdir.